İnkaların Düğümlü İpleri, vergi sistemleri hakkında ipuçları veriyor

İnkaların Düğümlü İpleri, vergi sistemleri hakkında ipuçları veriyor

İnka Khipu'larının nasıl bir sistemle yapıldığı konusunda tartışmalar sürüyor. Son arkeoloji verilerine dayandırılan yorumlar, khipulardaki renkli iplere atılmış düğüm sayıları ile ilgili en olası yorumun, bu sayıların depolanan mallar için kullanılan vergi sistemine ait kayıtlar olabileceği savunuluyor.

2013 ve 2014 yıllarında, Peru’nun güneyindeki İnkawasi yerleşiminde yapılan arkeoloji kazılarında bulunan buluntularla ilgili ayrıntılı bilgiler, Latin American Antiquity (Latin Amerika Uygarlıkları) dergisinin Mart 2019 tarihli sayısında (Bakınız: https://www.cambridge.org/core/journals/latin-american-antiquity/article/invention-of-taxation-in-the-inka-empire/FE7429EFCD62AA2F37B22BB22D5BF250) Gary Urton ve Alejandro Chu'nun imzaları ve İnka İmparatorluğunda Vergilendirmenin İcadı (The Invention of Taxation in the Inka Empire) başlığı ile yayınlandı.    

Forbes dergisinden David Anderson bu araştırmadan hareketle  26 Nisan 2019 tarihinde Düğümlü İpler ve Şili Biberleri İnka İmparatorluğu'ndaki Vergilendirmede Yeni Bulgular Veriyor (Knotted Strings And Chili Peppers Add Up To New Evidence For Taxation In The Inka Empire) başlıklı geniş bir analize imza attı.

David Anderson'ın makalesini Arkeofili'den Gülten İmre'nin çevirisi ile yayınlıyoruz: 

Peru’da çalışma yapan arkeologlar, İnkaların qolqawasi olarak adlandırdıkları antik bir deponun kalıntılarını ortaya çıkardı.

Kazılarda, daha önce arkeolojik kayıtlarda hiç görülmeyen bir şeyle; khipu olarak bilinen, birbirine düğümlenmiş iplerden oluşan bir aletle bağlanmış kırmızı biberler, yer fıstıkları ve siyah fasulyelerden yapılmış eserlerle karşılaştılar.

Büyük ve bürokratik bir devlet olan İnka İmparatorluğu, hem emek hem de mal takibi konularına fazlasıyla ilgiliydi. İspanyol tarihçilerin tuttuğu belgelerde, mit’a denilen ve imparatorluğun altındakilere zorla uyguladığı, emeğin takibi ve düzenlenmesi üzerine alınan bir haraç, detaylı bir şekilde tanımlanıyor.

İnka İmparatorluğu hükümdarlık alanını genişlettikçe, hükümdarlığı altına giren yeni nüfus, genellikle hep beraber, And Dağları’nın etrafındaki diğer bölgelere, İmparatorluğun çalışılması gereken veya talep edilen tekstil, seramik veya diğer malların üretilmesi için kurulmuş olan yerlere taşınırdı.

Ve yine İspanyol tarihçilerin aktardıklarından bildiğimiz kadarıyla bu mit’alar, imparatorun temsilcileri tarafından khipu yazı sistemi kullanılarak izleniyor ve düzenleniyordu.

***********

Khipu'nun aynı zamanda bir düğüm dili olduğu biliniyor

2017 yılında St Andrews Üniversitesi Felsefe, Antropoloji ve Film Çalışmaları Bölümü’nden Dr. Sabine Hyland “khipu” adıyla bilinen düğümlü iplere kaydedilmiş bazı isimlerin çevirisini başarıyla yaptığını açıklamış, aslında bir düğüm dili olduğunu belirtmişti. Dr. Sabine Hyland'a göre, İnkaların mürekkep ve kağıt yerine renkli hayvan tüyü kullanarak oluşturdukları khipu adı verilen düğüm dili, kısmen deşifre edilmişti.

Ancak Collata khipusu adıyla bilinen khipular, bölgesel hesap tutmak için kullanılan khipulardan ciddi anlamda farklı.

***********

Standart bir khipu, birden fazla ek dizinin asılabileceği, yatay bir hatta dizilmiş iplerden oluşuyordu. Bu ek diziler, her biri kodlama sistemini anlayanlar tarafından okunabilecek, şifrelenmiş bilgiyi kodlayan bir dizi farklı düğüm ile bağlanmıştı. Bir khipunun ne kadar bilgiyi kaydedebileceği üzerine tartışmalar devam etse de, en azından sayısal bir kayıt yapmak için kullanıldığını biliyoruz.

Yine de, genellikle bunun neyi saydığını ya da kaydettiğini bilemediğimiz için, bugün tek bir adet khipunun önemini anlamak zor. Ancak, Latin Amerika Antiquity dergisinin en son sayısında Gary Urton ve Alejandro Chu tarafından yayınlanan makale, bize heyecan verici bir gelişmeyi duyuyor: İnka depolama tesisi kapsamında keşfedilen khipuları.

2013 ve 2014 yıllarında Chu, Peru’nun güney kıyıları boyunca konumlanan İnkawasi yerleşiminde arkeoloji kazıları yapıyordu. Bu yerleşim, ünlü İnka yol sistemi boyunca yer almakta ve imparatorluğun mit’a iş gücü sistemi tarafından üretilen malları toplamak için, imparatorluk tarafından inşa edilmiş büyük depolama tesisleri içermekteydi. Bu depolama tesislerinden birinin kazısı esnasında Chu ve ekibi, dördü kırmızı biber, yer fıstığı ve siyah fasulyelerden oluşmuş ve korunmuş bir buluntular ile birlikte bulunan 29 adet khipu ele geçirdi. Bu durum, her bir khipuya ait muhasebe kayıtları ile büyük ihtimalle onu izlemek için kullandıkları malları karşılaştırmak için eşi görülmemiş bir fırsat sunuyor.

Yapılan yeni çalışmada yer alan yazarlar, bu 4 khipuya ait dizim ve düğümlerdeki modeli analiz ederek ilgi çekici bir model ortaya koydular. Görünüşe göre her bir khipuda, bir kenara konulmuş malların küçük bir yüzdesine karşılık gelen küçük bir “sabit sayı” ile birlikte toplam malların sayısı yer alıyordu. Dört durumdan üçünde, hat sayıları farklı olmasına rağmen bir kenara bırakılan miktar, orijinal toplam sayının yaklaşık %2’sine denk geliyordu.

Bu konuda hala tartışmalar sürse de, Urton ve Chu makalelerinde, bu khipularda ortaya konan sayılarla ilgili en olası yorumun, bu sayıların deponun işletilmesini desteklemek için kullanılan bir vergi olduğunu iddia ediyor.

Urton ve Chu, “İnkawasi’nin, İnka emperyal altyapısında yeni bir tür tesis olduğu ve bu nedenle de yerleşimin yönetiminin yeni bir hesap tutma prosedürünü teşvik ettiğini” belirtiyorlar. Inka imparatorluğu, bu tesis inşa edildikten sadece birkaç kuşak sonra Avrupa’dan gelen salgın hastalıklarının ellerine düşene kadar, sürekli büyüyen, gelişen ve değişen dinamik bir oluşum durumundaydı.

İmparatorluk, aynı zamanda insanın arzu ve zevklerinin geliştiği bir yerdi. Bu çalışmada incelenen dört khipudan üçü, %2’lik sabit bir vergi oranı fikrini desteklerken dördüncü khipu, ilgili ürün olan baharatlı kırmızı biber buluntuları için yaklaşık %11’lik bir vergi oranı hesaplıyordu. Bu oran, depolama tesisini işleten kişilerce, bariz bir biçimde 5 katı olarak, yüksek bir bedelle değerlendiriliyordu.

En sonunda, bürokratlar bile lezzetli bir akşam yemeğinin keyfini çıkarıyordu.

Forbes -  David Anderson. 26 Nisan 2019 (Çeviri: Gülten İmre -Arkeofili)

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar