Kıyı Arkeolojisi: Kıyı Yerleşimleri Arkeolojisi

Batık Kentler Arkeolojisi nedir, Kıyı Arkeolojisi nedir, Kıyı Yerleşimleri Arkeolojisi nedir?

Kıyı Arkeolojisi veya Kıyı Yerleşimleri Arkeolojisi (Coastal Archaeology) ya da Su Altında Kalmış Yerleşim Yerleri Arkeolojisi (Submerged Settlements Archaeology) ve Batık Kentler Arkeolojisi (Wetsite Archaeology); Deniz, göl veya akarsu kıyısında kurulmuş ve hala kıyıda bulunan veya kısmen ya da tamamen su altında kalmış alanları inceleyen arkeoloji dalını tanımlayan terimlerdir.

Su altında kalmış yerleşim yerlerini inceleyen, “Su Altında Kalmış Yerleşim Yerleri Arkeolojisi” (Submerged Settlements Archaeology) ya da sulak alanlarda veya önce su altında sonra ise alüvyon biriktirmesi ile karada kalan yerleşimleri inceleyen “Batık Kentler Arkeolojisi” (Wet Site Archaeology) ise kavram olarak diğer alt dallara kıyasla daha yenidir.

Su Altında Kalmış Yerleşim YerleriArkeolojisi, uzun yıllar boyunca Denizcilik Arkeolojisinin altında olmasına karşın bir ayrıma gerek duyulmamıştır. Bu dal, zaman içinde suyun altında kalmış veya sonradan tekrar toprağa gömülmüş yerleşim yerlerini incelemektedir.

“Su Altında Kalmış Yerleşim Yerleri Arkeolojisi” daha ziyade, geçmişteki kıta sahanlığının zamanla sular altında kalmış sınırlarını ve buradaki yerleşimleri incelemektedir. Ayrıca limanlar ve mendirekler de bu alana girmektedir. Kıyılar dinamik alanlardır. Okyanus, deniz ve göllerin su seviyesi çeşitli etmenlere bağlı olarak değiştikçe, başta kıyı çizgeleri, adalar ile kara ilişkisi ve akıntılar olmak üzere coğrafi özellikleri de değişmektedir.

Su Altında Kalmış Yerleşim Yerleri Arkeolojisi, özellikle Baltık Denizi, Karadeniz, Marmara ve Akdeniz gibi (okyanus sistemlerine dar boğazlar ile bağlı oldukları için küresel deniz düzlemlerinin değişimi sonuçlarının daha abartılı olarak görüldüğü, ancak yerleşim için okyanuslara göre çok daha elverişli koşullara sahip olan) iç denizlerde yaygın olarak yapılmaktadır. Ayrıca, epirojenik hareket sonucunda su altında kalan yerleşimler, tektonizmaya bağlı alçalma-yükselme sonucu su altında kalan yerleşimler, volkanizmaya bağlı su altında kalan yerleşimler, iklimsel değişimler veya akarsu havzalarındaki değişimler nedeniyle göl seviyesinin yükselmesi sonucu su altında kalan yerleşimler de dâhil olmak üzere bir şekilde ve bir süreliğine suyun altında kalmış yerleşim yerleri üzerine çalışmaktadır.

Avrupa’da yer alan göl evleri gibi zamanla su altında kalmış kazık temelli konutlar da bu alanın konusu dâhilindedir. Bu alanın incelediği temel konulardan biri, yerleşimin hangi koşullar nedeniyle su altında kalmış olduğudur ve Jeoarkeoloji veya Kültürel Peyzaj Arkeolojisi (Landscape Archaeology), Çevresel Arkeoloji (Enviromental Archaeology), Sulak Alan Arkeolojisi (Wetland Archaeology) gibi uzmanlık alanları ile birlikte değerlendirme yapmak durumundadır.

Türkiye’de yapılmış çalışmalar çok az ise de vardır, bunların içinde en kapsamlısı olarak Yenikapı  kazısıdır ve bu tip çalışmalar genellikle liman mendirekleri için yapılmaktadır. Ancak genel olarak ülkemizde hiç bir belgeleme yapılmadan deniz dipleri taranmakta, moloz ile kaplanmakta, batak alanlar kurutularak boşaltılmaktadır.

Kaynak: Dr. Alper Gölbaş 'ın (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Görevlisi)Sualtı Arkeolojisinin Gelişim Süreci ve Terminoloji Sorunları başlıklı doktora tezi.


Benzer Haberler & Reklamlar