Çatalhöyük sakinlerinin mutfakta neler pişirdiği araştırıldı

Çatalhöyük sakinlerinin mutfakta neler pişirdiği araştırıldı

Çatalhöyük'teki arkeolojik kazılarda bulunan çanak çömleklere sızmış besin artıklarının analizi, Anadolu'da neolitik çağ çiftçilerinin mutfak kültürleri hakkında ipuçları ortaya çıkardı.

Konya'nın Çumra ilçesindeki Dünyanın en büyük Neolitik çağ yerleşim alanı Çatalhöyük'te yaklaşık 8000 yıl önce  yaşayan insanların nasıl beslendiği, keramik çanak çömlek ve kavonozlara sızmış içyağı, bitkisel yağlar ve kaplara yapışan bulaşık artıkları gibi besin kalıntıları analiz ederek araştırıldı.

Daha önce kullanılan biyomoleküler tekniklerlerden farklı ve yeni tarz analizlerle gerçekleştirildiği belirtilen araştırma sonuçları; erken dönem Orta Anadolu çiftçilerin baklagiller, süt ürünleri, tahıllar ve etle beslendiğini, bazı zaman aralıklarında ise besin çeşidini azaltıklarını gösteriyor.

Çatalhöyük'teki erken dönem çiftçilerin beslenmesiyle ilgili araştırmalar, Max Planck İnsanlık Tarihi Bilim Enstitüsü, Freie Universität Berlin ve York Üniversitesi üyelerinin oluşturduğu uluslararası ekip tarafından gerçekleştirildi.

Yeni analiz tekniği kullanıldı

Sonuçları Nature Communications (Doğa İletişimi) dergisine 3 Ekim tarihinde "Çatalhöyük'ün Batıındaki erken çiftçilerin meçhul mutfağından çıkan seramik kaplarda keşfedilen antik proteinler" (Ancient proteins from ceramic vessels at Çatalhöyük West reveal the hidden cuisine of early farmers) başlığı ve "Jessica Hendy, Andre C. Colonese, Ingmar Franz, Ricardo Fernandes, Roman Fischer, David Orton, Alexandre Lucquin, Luke Spindler, Jana Anvari, Elizabeth Stroud, Peter F. Biehl, Camilla Speller, Nicole Boivin, Meaghan Mackie, Rosa R. Jersie-Christensen, Jesper V. Olsen, Matthew J. Collins, Oliver E. Craig ve Eva Rosenstock" imzaları ile yayınlanan makaledeki sonuçlarına göre araştıma aynı zamanda; binlerce yıl boyunca arkeolojik eserler üzerinde durabilen besin kalıntılarının yeni yaklaşımla, eski biyomoleküler tekniklerle elde edilebilenden daha fazla taksonomik ve dokuya özgü bilgileri net şekilde sağlayarak, geçmişteki mutfak kültürlerini ortaya çıkarmada yeni bir sayfa açıyor.

Daha önce yapılan çalışmalarda, sahadaki çömlek kalıntıları incelenmiş olsa da, bu araştırma, bitkileri ve hayvanları daha spesifik olarak tanımlamak için kullanılabilecek proteinleri kullanan ilk araştırma olma özelliğini taşıyor.

Bu yeni yaklaşımı kullanan ekip, Orta Anadolu’daki erken tarım bölgesinde bulunan çömleklerin; tahıl, baklagil, süt ürünleri ve et içerdiğini belirledi. Bazı durumlarda, araştırmacılar gıda maddelerini belirli türlere kadar daraltabiliyor.

"Çatalhöyük’teki modern ve eski çömleklerdeki kalsifiye tortu örnekleri.

A: Çatalhöyük yakınlarında kullanılan modern bir çay su kabında geniş kireç tortusu birikmesi örneği. B: Eski bir örnek üzerinde kireç tortusu birikintisinin yakından görünümü. C: Çömlek şeklini gösteren nispeten bozulmamış bir kap (bu çalışmada analiz edilmedi). D: Bu çalışmada çömlek parçaların iç yüzeyine yapışan kalsifikasyonları gösteren 4 parçadan oluşan bir seçki.       --- Credit: Ingmar Franz; Hendy et al. 2018."

Çatalhöyük, MÖ 7100 yıllarından MÖ 5600 yıllarına kadar erken çiftçiler tarafından yerleşim görmüş büyük bir yerleşim yeriydi ve şimdi Türkiye’nin merkezinde yer alıyor. Burası, evlerin hemen her yöne doğru yan yana inşa edildiği ve buluntuların mükemmel korunması nedeniyle öne çıkan büyüleyici bulgulara sahip. Çatalhöyük, 25 yıldan fazla süredir devam eden kazı ve analizlerden sonra, en iyi araştırılan erken tarım alanlarından biri olarak kabul ediliyor.

Protein analizleri çömleklerin tahıl, bakliyat, et ve süt ürünleri içerdiğini ortaya çıkardı.

Çalışma için araştırmacılar, Çatalhöyük’ün batı höyüğünde, MÖ 5900-5800 yıllarına tarihlenen dar zaman dilimi ile bölgenin yerleşiminin sonuna doğru tarihlenen çanak çömlek parçalarını incelediler. Çömlek parçaları, rekonstrüksiyonlarından anlaşıldığı üzere, açık kaseler ve kavanozlara aitti ve iç yüzeylerinde kalsifiye olmuş kalıntılara sahipti. Günümüzde bu bölgede, pişirme tencerelerinin içinde oluşan kireç kalıntıları çok yaygın.
Hangi hayvanlardan faydalandıkları belirlendi

Araştırmacılar, o dönemde çömleklerin içine ne konmuş olduğunu tespit edebilmek için, çömleklerden alınan örneklerde en son teknoloji ile protein analizlerini kullandılar.

Yapılan analizler, çömleklerin tahıl, bakliyat, et ve süt ürünleri içerdiğini ortaya çıkardı. Bu süt ürünleri çoğunlukla koyun ve keçilerden ve ayrıca büyükbaşlardan elde edilmişti. Bu hayvanların kemikleri, arkeolojik alanın her yerinde bulunmuş ve daha önceki lipit analizleriyle çömleklerdeki süt yağları tanımlanmıştı. Ancak bu araştırma, tam olarak hangi hayvanların süt için kullanıldığını belirlenen ilk araştırma.

Çatalhöyük Arkeoloji Kazıları Batı Açmasında bulunan çanak çömlekler üzerinde araştırma yapıldı

Bulunan bitki kalıntıları doğrultusunda, tahıllar; arpa ve buğday içeriyor, baklagiller ise bezelye ve burçak içeriyordu. Et ve kan içermesi muhtemel olan süt ürünü olmayan hayvansal ürünler, esas olarak keçilerden ve koyunlardan geliyor ve, bazı durumlarda ise sığırlardan ve geyiklerden geliyordu.

İlginç şekilde, çömleklerin çoğu, tek kapta birden fazla gıda türüne ait kanıtlar içeriyor ve bu da sakinlerin yemeklerini karıştırdığını gösteriyor.

Değişik süt üretim teknikleri olduğu anlaşılıyor

Bununla birlikte, bir çömlekte sadece, süt ürünlerinin kesilmiş süt suyu bölümünde bulunan proteinler formunda kanıtlar vardı.

Diyet kaynaklı protein tanımlarının özeti. Soldaki grafik, çömleklerin iç duvarından çıkarılan proteinleri özetler ve sağdaki grafik, iç duvardaki kalsifiye birikintilerden elde edilen proteinleri özetler.

C: Jessica Hendy; Hendy et al. 2018.

Araştırmanın baş yazarı Jessica Hendy, “Bu özellikle ilgi çekici, çünkü sakinler, taze sütleri, kesilmiş süt ve kesilmiş süt suyunu ayıran süt üretim yöntemleri kullanıyor olabilir. Aynı zamanda kesilmiş süt suyunun tutulması için özel bir kaba sahip olduklarını, yani kesilmiş süt ayrıldıktan sonra ek amaçlar için kesilmiş süt suyunu kullandıklarını gösteriyor.” diyor.

Sonuçlar, süt hayvancılığının bu alanda en azından MÖ 6. binyıldan beri devam ettiğini ve insanların inek, koyun ve keçiler de dahil olmak üzere çok sayıda türün sütünü kullandığını gösteriyor.
Diyetlerinde çok daha fazla çeşit olmalı

Daha fazla referans bilgisine ihtiyaç duyuluyor

Ancak, araştırmacılar arkeolojik kayıtlara dayanarak, daha da fazla çeşitte gıdaların, özellikle de bitkisel gıdaların Çatalhöyük’te yenildiğini vurguluyor. Bun gıdalar, ya incelenen çömleklerde bulunmadı ya da proteinleri tanımlamak için kullandıkları veri tabanlarında bulunamadı.

Araştırmacılar tarafından kullanılan proteomik yaklaşımlar, referans dizisi veritabanlarına büyük ölçüde bağımlı ve bu veritabanlarında birçok bitki türü ya temsil edilmemekte ya da sınırlı temsil edilmekte.

Hendy, “Örneğin, veri tabanlarında burçak için sadece altı protein dizisi vardır. Buğday için neredeyse 145.000 var. Gelecekteki çalışmalar, bu veritabanlarını daha fazla referans dizisi ile genişletmek zorunda olacak.” diyor.

arkeolojikhaber.com / arkefili.com


Benzer Haberler & Reklamlar