Fransa'da arkeologların "daha önce benzerini görmediği' bir anıtsal yapı keşfedildi

Fransa'da arkeologların "daha önce benzerini görmediği' bir anıtsal yapı keşfedildi

Marliens bölgesindeki arkeoloji kazısında çalışan Fransa Ulusal Önleyici Arkeolojik Araştırma Enstitüsü ekibinin ortaya çıkardığı kalıntıların en ilginci ilk tahminlere göre Uniq bir anıtsal yapıydı. Yapının Neolitik çağın sonu ile Erken Demir Çağı arasında bir tarihte inşa edildiği tahmin ediliyor

Inrap (Fransa Ulusal Önleyici Arkeolojik Araştırma Enstitüsü)  arkeologları, Saône Nehrinin bir kolu olan Ouche akarsuyu vadisindeki çakıl ocağının (Eqiom) genişletilmesini içeren proje hayata geçirilmeden önce, Dijon'un yaklaşık yirmi kilometre doğusundaki Marliens'te bir arkeolojik kurtarma kazısı gerçekleşti. Şubat ayında sona eren toplam 60.000 metrekare yüzey kaplayan üç alandaki kazılarda, Neolitik Çağ'dan Erken Demir Çağı'na kadar uzanan bir dizi yerleşimi alanı kalıntısını ortaya çıkarıldı.

UNİQ BİR ANITSAL YAPI KEŞFEDİLDİ

Marliens bölgesindeki arkeoloji kazısında çalışan Fransa Ulusal Önleyici Arkeolojik Araştırma Enstitüsü (Inrap) ekibinin ortaya çıkardığı kalıntıların en ilginci ilk tahminlere göre Uniq bir anıtsal yapıydı.

Inrap'ın açıkladığı bilgilere göre; İlginç uniq yapı; 11 metre (36 fit) çapındaki dairesel bir yapıya bitişik sekiz metre (26 fit) uzunluğunda "at nalına benzer" yarım daire ve onun hemen bitişiğinde bir kısmı açık başka bir dairesel şekilden oluşuyordu.

Anıtın ortasında 11 metre çapında dairesel yapının kuzeyinde bitişik olarak yer alan 8 metre uzunluğundaki “at nalı” şeklindeki muhafaza alanı ile güneydeki yarım daire şekilli muhafaza alanı çakıl tabakası içeriyordu ki bu da arkeololara göre o alanlarda bir tür çitin varlığına işaret ediyor. 

ORTADAKİ BİNAYA BİTİŞİK ALANLARDA ÇİT OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR

Elde edilen farklı stratigrafik kesitler üç kapalı alanın da çağdaş olduğunu gösteriyor. Ancak tarihlendirme kesinlik içermiyor ve hendeklerde keşfedilen Neolitik dönem krono-kültürel bir atıf olduğunu düşündüren kesilmiş çakmak taşlarına dayanıyor. Daha fazla kesinlik sağlamak ve anıtın kronolojisini açıklığa kavuşturmak amacıyla radyokarbon analizlerinin sonuçları bekleniyor.

Kesinlik içermemekle birlikte her üç yapının da aynı döneme ait olduğu tahmin edilirken yapının işlevinin ne olduğuna dair bir ipucu ele edilemedi. 

Henüz benzeri bir yapı tespit edilemediği için karşılaştırma da mümkün değil.

BELL BEAKER KÜLTÜRÜNÜ ANDIRAN BULGULARA RASTLANDI

Alanda bulunan yedi adet çakmaktaşı ok ucu, iki okçu desteği, bir adet çakmaktaşı çakmak ve bir adet bakır alaşımlı hançer ise; Avrupa'da Neolitik dönemin son aşamasında ortaya çıktığı kabul edilen Çan Biçimli Çömlek Kültürü (La période campaniforme / Bell Beaker culture) ile benzerlik gösteriyor.,, Hançerin bakır alaşımının bileşiminin analizi, onun kökenini belirlemeyi sağlayacak.

Ateş yakmak için kullanılan bir pirit taşının ucunda  “demir oksit” izlerine rastlayan arkeologlar bu bulgunun bir cenaze töreni için kullanılmış olduğu ihtimali üzerinde duruyor ama bunu kanıtlamaları için daha fazla destek bilgi bulmaları gerekiyor. 

Erken Tunç Çağı'ndaki yerleşim, bu döneme ait habitatların geriye kalan tek tanığı olan birkaç kuyunun varlığıyla karakterize edilir. Bu yapıların tabanındaki kil tabakalarının palinolojik ve karpolojik analizleri, MÖ 2. binyılın ilk yarısında vadinin doğal ortamı ve peyzajı hakkında kapsamlı bilgiler vermektedir.

MEZARLIK ALANLARI VAR AMA TEK BİR KEMİK KALINTISI BULMAK MÜMKÜN OLABİLDİ

6000 m²'lik bir alanda yer alan düzlükte MÖ 1500 ve MÖ 1300 yılları arasına tarihlenen dördü açık, biri kapalı olmak üzere beş dairesel kapalı alandan oluşan bir nekropol de bulundu. Ancak topraktaki asidik unsurlar kemiklerin korunmasına izin vermediğinden herhangi bir iskelet kalıntısı ortaya çıkarılamadı. Sadece 24 metre çapındaki en büyük açık alanın hendeklerinde mezar kalıntıları ve bir cenaze ateşi tespit edildi. Bu  alanın tarihlenmesi, hendekte birikmiş olarak keşfedilen beş bakır alaşımlı iğne ve yaklaşık kırk kehribar boncuktan oluşan bir kolye sayesinde gerçekleştirildi. Diğer kapalı alanlardan toplanan nadir seramik parçaları, bu nekropolün tarihini ve farklı kapalı alanların çağdaşlığını doğruladı.

Yaklaşık 400 metre uzakta ikinci bir nekropol kalıntısına rastlandı. Burada Erken Demir Çağı'ndan kalma altı kremasyonun mezar keşfedildi. Bir kapakla kapatılan kaplar, bazen süs eşyalarının (bakır alaşımı ve demirden yapılmış bilezikler ve/veya halkalar) eşlik ettiği tek bir kemik kalıntısını içeriyordu.

Alanı 100 m²'den az olan bu küçük nekropollerin teşhis sırasında tespit edilmesi zordur ve bu komplekslerden birinin doğu Burgonya'da ilk kez kazılması söz konusudur. Bu kalıntılarla bağlantılı cenaze törenleri ve jestleri belirlemek için yakılmış kemikler üzerinde çalışmalar sürüyor.

Bu kazının sonuçları, Ouche ovasının bu bölümünde çok sayıda küçük, nispeten yoğun art zamanlı yerleşimlerin varlığını ortaya koyuyor. Şubat ayında sona eren kazıda, çeşitli çalışmalar sürüyor. Paleo-çevresel çalışmalarla birleştirildiğinde, mekansal yerleşim hakkında çok sayıda bilgi sağlayacak ve bu bölgenin çağlar boyunca evrimine ilişkin bir senaryo önermeyi mümkün kılacak

arkeolojikhaber.com / Görseller: www.inrap.fr


Benzer Haberler & Reklamlar