İngiltere’nin Hristiyanlığın tarihi sanılandan daha eski çıktı

İngiltere’nin Hristiyanlığın tarihi sanılandan daha eski çıktı

Arkeologlar, 2003'de Essex’te, Southend-on-Sea’de buldukları zengin ve güçlü Anglo Sakson soylusunun mezar odasındaki yıllardır süren araştırmanın sonuçlarını açıkladı. İngiltere'de son 50 yılın en büyük arkeolojik keşfi sayılan mezar 6. yüzyılın sonuna tarihlendi ve ülkede bilinen en eski Hristiyan mezarı oldu.

2003 yılında İngiltere’de Essex'de  Southend-on-Sea caddesinin kenarında, bir bar ve bir süpermarket arasında kalan arazide ‘İngiltere’nin Tutankamon mezarı’ olarak adlandırılan bir Anglo Sakson mezarı keşfedildi.

İlk keşfedildiğinde, mezar odasının bu kadar sağlam olması herkesi şaşkına çevirmişti. 40’tan fazla uzman tarafından gerçekleştirilen, zahmetli araştırmalarla geçen yıllardan sonra bu buluşun sıra dışı doğasına ait tam bir resim oluşmaya başlıyor.

İngiltere'deki en eski Hristiyan mezarı çıktı

Londra Arkeoloji Müzesi (MOLA) arkeologları mezarın MS 6. Yüzyıl’da yaşamış mezarın genç ve 1.73 boyunda bir Anglosakson prensine ait olduğu açıkladı. Mezarın aynı zamanda bilinen en eski Hristiyan mezarı olduğu belirtildi. Odada bulunan materyaller arasında; altın kemer tokası, bir Bizans sürahisi, süslü bir içme boynuzu, dekoratif bir kase, mavi renkte kaplar ve altın haç dikkat çekiyor. Haçlar mezarın bir hristiyana ait olduğunu fikrini destekliyor gibi görünse de mezar odasında Hristiyanlık öncesi inanç ve gelenekleri yansıtan cenaze geleneklerinin izleri de fark ediliyor.

Mezar odasında bulunan değerli eşyalar ve mezarın şaşaalı yapısı mezarın sahibinin bir aristokrat ya da kraliyet ailesi mensubu olduğu iddialarını destekliyor.

Londra Arkeolojisi Müzesi’nden Sophie Jackson, bu mezarın Tutankamon Mezarı’nın İngiltere’deki bir eşi olarak görülebileceğini söylüyor. Jackson, buluş hakkında “Bu ülkede son 50 ila 60 yıl içinde yaptığımız en önemli arkeolojik keşiflerden biriydi.” diyor.

Mezar muhtemelen 580 yılına ait

Bulunan ahşap içki kupalarından birinin kalıntıları, mezar odasına radyokarbon tarihleme yapabilmek için çok önemli bir malzeme sağlıyor ve mezar odasında, boyun kısmı altınla süslenmiş bir içki şişesi bulunuyor.

Araştırma, daha önce gizlenmiş olan nesneleri de ortaya çıkarıyor, odanın nasıl inşa edildiğine dair bir resim ve Essex’teki Anglo Sakson kültür, din ve Kuzey Denizi’ndeki diğer ülkelerle yaptığı alışverişlerin nasıl olduğu hakkında yeni kanıtlar sunuyor.

Buna ek olarak, bu mezarın inşa edildiği güçlü Anglo Sakson figür hakkında olası bir isim de ortaya atılıyor.

Her ne kadar kimliğinin tespiti mümkün olmasa da, mezarın Kral Saebert’ in kardeşi Seaxa’ ya ait olduğu tahmin ediliyordu. Ancak önceleri  çok desteklenen iddia yerini Doğu Saksonların kralı Sledd’in oğlu olan Saebert'e bırakıyor gibi. Çünkü Saebert 616 yılı dolaylarında öldü ve teknolojik tarihlemeler ise mezarın 6. yüzyılın sonuna, yaklaşık olarak 580 yılına ait olduğunu gösteriyor.

Mezarda bir de altın haç bulundu

Mezarda aynı zamanda, adamın Hristiyan olduğunu gösteren altın  bir haç da bulundu ve bu da, tarihçileri ayrıca şaşırttı.

Müzenin Anglo Sakson mezarlar uzmanı Sue Hirst, söz konusu tarihin Augustus’un İngiltere’yi paganizmden döndürme misyonundan önce geldiğini ve İngiltere’de Hristiyanlığın kabulü için bu tarihin oldukça erken olduğunu söylüyor.

Ancak bu durum şöyle açıklanabilir: Seaxa’nın annesi Ricula, Bertha adında bir Alman Hristiyan prensesiyle evli olan Kent Kralı Ethelbert’in kız kardeşi idi. “Ricula, eltisi sayesinde Hristiyanlık hakkında bilgi sahibi oluyor olmalıydı.”

Orijinal ahşap malzemeler, arkasında sadece lekeler ve toprakta yapıya ait bazı imgeler bırakarak çürüyüp gittiğinden mezar odasını yeniden tasarlamak zor, ancak yine de mümkün. Müzedeki ekip, odanın inşasının, 20 ila 25 kişilik farklı gruplarla çalışılarak 5 veya 6 günü alacağını ve bu iş için 13 meşe ağacının kesilmesi gerektiğini tahmin ediyor.

Jackson, “Bu ciddi bir toplu çaba demek. Bu mezar odasını bir tiyatro parçası olarak görmek gerekir. Gelen insanlara ve ondan kalan hikâyelere bakıp onlara çok güçlü bir mesaj gönderiyor,’Biz çok önemli insanlarız ve en önemli insanlarımızdan birini gömüyoruz’ diyor.” şeklinde açıklıyor.

Bulunan nesneler arasında (saat yönünde yukarı soldan aşağı doğru) altın bir kemer tokası, Akdeniz’den getirilmiş bakır alaşımdan yapılmış bir sürahi, dekoratif bir asma kase ve altın sikkeler yer alıyor.

Bir diğer önemli bulgu da mezarın içine dağılan lir (antik arp benzeri bir Anglosakson enstrümanı) kalıntıları. Çürümüş olmasına rağmen uzmanlar tarafından uygulanan tekniklerle lirin büyük ihtimalle Hindistan ya da Sri Lanka’ dan getirilmiş değerli taşlarla dekore edildiği tespit edidi.

Laboratuvarda mikro-kazı çalışmaları lirin akçaağaçtan yapıldığını ve büyük olasılıkla Hindistan veya Sri Lanka’dan getirilen almandinden yapılmış olan lir ek parçalarının ikisinde lal taşı bulunduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda bunlar, bir noktada ikiye ayrılmış ve daha sonra yeniden birleştirilmiş de olabilirdi.

Mezar odası, yalnızca ona bitişik olan yolun genişletilmesi önerisi sayesinde keşfedildi. Tamamen kazıldı ve araştırma, Anglo-Sakson sanatı, antik ahşap işleri, toprak bilimi ve mühendislik gibi çeşitli dallardan uzmanlar tarafından gerçekleştirildi.

Essex kontluğu, çoğu zaman Anglo Sakson dünyada ihmal edilmiş bir yer olarak görülür. Ancak Prittlewell mezar odası, bunun aksini ortaya koyuyor.

 The Guardian - Mark Brown 9 Mayıs 2019

(Çeviri: Gülten İmre - Arkeofili.com ve Selin Ayça Çelebi - Beyinsizler.net)


Benzer Haberler & Reklamlar