Doğu Anadolu'daki İskit, Göktürk, Urartu ve Karaz kültürü izleri derlendi

Doğu Anadolu'daki İskit, Göktürk, Urartu ve Karaz kültürü izleri derlendi

Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi tarihçi Prof. Dr. Alpaslan Ceylan başkanlığındaki ekip, 20 yıllık araştırma sonucu kaybolmaya yüz tutmuş çok sayıda tarihi eser, belge ve arkeolojik bulguyu gün yüzüne çıkartarak kitaplaştırdı. Kitaptaki arkeolojik bulgular Anadolu tarihinin zenginliğini gözler önüne seriyor.

Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Alpaslan Ceylan başkanlığındaki ekip tarafından yürütülen ve bölgenin en uzun soluklu tarihi-arkeolojik çalışması olduğu belirtilen "Doğu Anadolu Araştırmaları" konulu çalışma, dönemin Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun katkıları ile yaklaşık 20 yıl önce bölge genelinde başlatıldı.

Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki tarihi ve arkeolojik merkezlerin tespiti amacıyla çalışma yapan ekibin bölgedeki illerde 20 yılda yaptığı detaylı araştırmalar ve arkeolojik kazılar sonucu, bu süreçte yaklaşık 260 kale, 70 höyük, 12 Urartu kaya mezarı, 9 opsidyen alanı, 63 yerleşim merkezi, 10 kurgan ve çok sayıda buluntu alanının yanı sıra kaybolmaya yüz tutmuş tarihi belgeler ve arkeolojik bulgular gün yüzüne çıkartıldı.

Bu çalışmalar sonucu özellikle Erzurum, Erzincan, Kars ve Iğdır'daki 36 ilçe ve 2 bin 114 köyü kapsayan yaklaşık 50 bin 787 kilometrekarelik alandan elde edilen bilgi ve bulgular, "Doğu Anadolu Araştırmaları" adlı kitaba dönüştürüldü.

Yüksek lisans ve doktora çalışmalarına da ön ayak olan 2 ciltlik kitap, Anadolu'nun erken tarihiyle ilgili araştırma yapan bilim adamı ve akademisyenler için kaynak kitap oldu.

Anadolu'daki tarihi ve arkeolojik merkezlerin keşfedilmesine de aracı olan çalışma, Anadolu tarihi açısından da ayrı önem taşıyor.

- "Kaybolmaya yüz tutmuş belge ve bulguları ortaya çıkardık"

Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin, dönemin Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu ile başladığını ve uzun soluklu sürmesinde onun katkıları olduğunu söyledi.

Çalışmayı başladıklarında 3-4 yılda bitirmeyi hedeflediklerini anlatan Ceylan, "Şu an çalışmalarımızın ancak yüzde 60'ını yapabildiğimizi düşünüyoruz, daha yapacak çok şey var. Bu çalışmanın en büyük özelliklerinden biri kaybolmaya yüz tutmuş tarihi belgeleri ve arkeolojik bulguları ortaya çıkarması oldu." dedi.

Ceylan, bakir bir bölge olması nedeniyle çalışmalarını Doğu Anadolu'da yoğunlaştırdıklarını dile getirerek, "Bu tip araştırmalar yapan bilim adamı bence masa başında oturmamalıdır. İlim yurtta duruyor, ayağına gidip araştırmak lazım. O gün bugündür ayağına gidiyoruz o da bizi hiç geri çevirmedi. Her yıl çok zengin bulgularla geri dönüyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaya resimlerinin Türk tarihini aydınlatması açısından son derece önemli olduğuna dikkati çeken Ceylan, bölgedeki araştırmalarında Urartu tarihiyle de ilgilendiklerini kaydetti.

- "Bulunması mümkün değil denilen resimler civarında Urartu yazıtları keşfettik"

Ceylan, Urartuca yazılı belgeler bulduklarını anlatarak, şu bilgileri paylaştı: "Artık dünyada 'bitti, bulunması mümkün değil' denilen kaya resimleri civarında ve Urartu kayalarına yazılı Urartu Yazıtları keşfettik. Anadolu'nun erken kültürü olan Karaz kültürünün Doğu Anadolu'da varlığını gösteren unsurları tespit ettik. Ardahan ve Kars'ta bulduğumuz kurganlar son derece önemli bilgiler verdiği gibi Doğu Anadolu ve Anadolu'nun tarihini değiştirecek damgalar olarak yerini aldı. Bunlar da bizi son derece mutlu etti."

Ceylan, araştırmalarındaki keşifleri yayınlayıp bilim dünyasına kazandırdıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "Tarihi ve arkeolojik merkezlerin tespitinde bulunduk. Yaklaşık 260 kale, 70 höyük, 12 Urartu kaya mezarı, 9 opsidyen alanı, 63 yerleşim merkezi, 10 kurgan ve çok sayıda buluntu alanı elde ettik. Bunlar Anadolu tarihinin aydınlatılmasında önemli katkılar sağladı. Doğu Anadolu'daki kalelerin önemli bir özelliği Tunç Çağı özelliği taşıması. Bunların bir kısmı daha sonra yıkılmış ama Demir Çağı'nda yeni merkez kalelerin tekrar kullanılmaya başlandığını gördük, Hasankale ve Avnik Kalesi gibi. Iğdır'da çok sayıda önemli kaleler keşfettik. Erzincan'daki Altıntepe Kalesi Urartu kalesi olarak biliniyordu ama biz bunun yanında bilinmeyen kültür varlığı ve yerleşim birimini bulduk. Şu anda Erzincan bölgesinde yaklaşık 100'ün üzerinde tespit ettiğimiz kale ve yerleşme var. Bir de Urartu dönemine ait kaya basamaklı su tünelleri keşfettik. Bu da bölge tarihine katkı sunacak önemli bulgu."

Urartu tarihinin sınırlarını tespit ettiklerini ve yeni buldukları Urartu kaleleri ile bu sınırları değiştirdiklerine işaret eden Ceylan, Karaz kültürü ile ilgili yaptıkları çalışmalar sonucu Filistin'den Anadolu'ya kadar uzanan bu kültürün yayılım alanlarına yeni bilgi ve belgelerle ulaştıklarını söyledi.

- "Ağrı'da İskitlerden kalan yazılar keşfettik"

Ceylan, Ardahan'da buldukları Cinnik kurganında insan, at ve köpeğin birlikte defnedildiğini gördüklerini ifade ederek, şunları kaydetti: "Bu, çok önemli bir bulguydu ve şu an Anadolu'da bulunan tek örnek bu. Daha önce çalışma yapılan Cunni Mağarası'nda Orhun'dan Anadolu'ya kadar gelen Göktürk Yazıtları bulduk. Bu keşfettiğimiz yazılar okundu. Bu döneme kadar genellikle kaya resmi nerede görünse hemen paleolitik olarak yani 10-15 bin yıllık olarak değerlendirmeye tabi tutuluyordu, halbuki bunların böyle olmadığını artık çok rahatlıkla biliyoruz. Ağrı'nın Kağızman ilçesinde İskit Türklerinden kalan runik harflerle yazılmış yazılar keşfettik ki bu çok önemli bir keşiftir. Bence Anadolu tarihini değiştiren en önemli bulgulardan biri budur."

Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, yaptıkları çalışmaları kitap haline getirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Doğu Anadolu Araştırmaları kitabı 20'den fazla yüksek lisans, 10'dan fazla doktora çalışmalarına kaynaklık etti. Bu araştırma sadece Tükiye'de değil, İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Anadolu'yla ilgili çalışan Japon'undan Avusturalyalı bilim adamlarına kadar el kitabı olarak kullanılıyor. Artık Anadolu'yu tanımlamada bu iki kitap baş yapıt. Bu kitap bilim dünyasında Anadolu'nun erken tarihiyle ilgili araştırma yapan her bilim adamı ve akademisyen için başvuru kaynağıdır."

Muhammet Mutaf- AA

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar