Yaşayan İnsan Hazinesi: Ali Akbey

Marangoz ağabeyi sayesinde ahşap işlemeciliğiyle tanışan Ali Akbey, 25 yıldır ıhlamur, kavak, kayın gibi ağaçlar ve su bazlı boyalar kullanarak geleneksel oyuncaklar yapıyor.

Ahşap oyuncak yapımına genç yaşında, evlerinin bodrum katında başlayan Ali Akbey, 25 yıldır sürdürdüğü zanaatıyla "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödülüne layık görüldü.

Marangoz ağabeyinin yanında mesleğe ilk adımını atan, bir süre gemi ve ev maketleri yapan Akbey, daha sonra oyuncakçılığa gönül verdi, evinin bodrum katı da ilk oyuncaklarını yaptığı atölyesi oldu.

Kızılağaç, ıhlamur, kayın, kavak ağaçları ile su bazlı boyalar kullanan Akbey, Hacivat ve Karagöz, Nasrettin Hoca, Keloğlan gibi Türk masal kahramanlarının oyuncaklarıyla kuklalar üretiyor.

Akbey, rengarenk oyuncaklarla dolu atölyesinde, ahşabın kesiminden zımparalanmasına, tornadan geçirilmesinden boyanmasına kadar her aşamasını el emeği ve göz nuruyla yapıyor.

Atölye çalışmalarıyla çocuklara kendi oyuncaklarını yapma imkanı sunan Akbey, dizayn ettiği demonte oyuncaklarla da çocukların el becerilerinin gelişmesine katkıda bulunuyor.

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi çerçevesinde Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri çalışmaları kapsamında "Yaşayan İnsan Hazinesi" ödülüne layık görülen Akbey, ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden aldı.

- "Bir nevi yeniden bir şey keşfetmek"

Ahşap oyuncak ustası Ali Akbey, yaklaşık 25 yıldır bu zanaatla uğraştığını, 2014'ten beri de Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Sanatkarı belgesi bulunduğunu söyledi.

Oyuncak yapımını "bir nevi yeniden bir şey keşfetmek" olarak tanımlayan Akbey, "Önce ağacı seçiyor. Sonra oyuncağı tasarlıyoruz, kesim, zımparalama, boyama ve test aşamaları var. Bu aşmalardan sonra bir oyuncak hayata geçiyor." dedi.

Çalışmalarını eşi ve yeğeniyle sürdürdüğünü, bu işi yapmak isteyenlere de eğitim verdiklerini dile getiren Akbey, "Malzemesi nasıl alınır, nasıl yapılır, bu işin geleneği nedir, onları öğretiyoruz. Şu anda bizden öğrenip de yapan çok kişi var." diye konuştu.

- "Işık, hava girmeyen bir alanda, küçük bir kıl testereyle başladık"

Akbey, bu işe küçük bir atölyede başladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Atölye dediğim de evimizin bodrum katında bir depoydu. Işığı olmayan, hava girmeyen bir alandı. Küçük bir kıl testereyle başladık. Uzun zamandır çalışıyorum. İnsanın elinin emeğiyle Yaşayan İnsan Hazinesi noktasına gelip, Sayın Cumhurbaşkanımızdan bu ödülü almak çok mutlu etti, onur verdi.

Yaşayan İnsan Hazinesi olduktan sonra misyonunuz ve sorumluluğunuz daha da artıyor. Bizde olan bilgiyi aktarmakla mükellefiz. Ustam da olan abimden ne aldıysam, üzerine ne kattıysam, etraftan ne öğrendiysem onu gelecek kuşaklara aktarmakla yükümlüyüm. Bu işi öğrenmek isteyen herkesi bekleriz."

- "Emekleri bulaştığı için o oyuncak daha değerli oluyor"

Akbey, çocuklarla yaptığı atölye çalışmalarına değinerek, şunları anlattı:

"Ben önlüğümü giyiyorum onlara da bir önlük giydiriyoruz. Usta çırak ilişkisini, Ahilik geleneğini anlatıyoruz. Oyuncağın aşamaları hakkında bilgi veriyoruz. Bir aşamasını, mesela kesim aşamasını beraber yapıyoruz, sonra onlar zımparalıyorlar, boyuyorlar, oyuncağın bir hikayesi oluyor. Daha sonra oyuncaklarına bir isim veriyorlar. Bir at yaptıysak herkesin atının bir adı, bir cambaz yaptıysak herkesin cambazının bir adı oluyor.

Yaptıkları oyuncakları sahipleniyorlar ve emekleri bulaştığı için o oyuncak daha değerli oluyor. Günümüz çocukları oyuncakçı dendiği zaman AVM'deki oyuncakçı dükkanını anlıyor. Karşısında gerçekten bir oyuncakçı görünce çoğunun hayali de oyuncakçı olmak oluyor."

Ali Akbey, el yapımı ahşap oyuncakların nesilden nesile aktarılabileceğini, dedenin oyuncağıyla torununun oynayabileceğini belirterek, bunların alıcısının her zaman bulunduğunu kaydetti.

El emeği oyuncaklara yurt dışından da talep olduğunu vurgulayan Akbey, "Oyuncaklarımızı yurt dışına da gönderiyoruz. İnternet üzerinden satış yapıyoruz." dedi.


AA Eda Özdener


Benzer Haberler & Reklamlar