Romanların Hindistan'dan çıkışının bininci yılına özel sempozyum

Romanların Hindistan'dan çıkışının bininci yılına özel sempozyum

Bin Yıllık Varoluş sempozyumunda açılış konuşmalarının ardından tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Gizemli Tarih ve Araştırma Hazinesi, Roman Halkı, Tarihsel Araştırma, Dokümantasyon ve Arşivlerin Yeni Dönemi konulu sunum gerçekleştirdi.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu tarafından desteklenen Roman Hakları ve Araştırmaları Merkezi Projesi kapsamında Mersin'de "Bin Yıllık Varoluş" sempozyumu düzenlendi.

Akdeniz Roman Dernekleri Federasyonu (AKROMFED) Başkanı Ali Daylam, sempozyumda yaptığı konuşmada, Romanların ana toprakları olan Hindistan'dan çıkışının bininci yılında bu sempozyumu gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Türkiye'yi çok sevdiklerini belirten Daylam, "Yavaş yavaş hem kendimizi anlatmak hem de varlığımızı sürdürme adına önemli adımlar atılıyor. Siyasette de yer alıyoruz. Biz varlığımızı sürdürmek istiyoruz. Roman tarihi bilinmeden Romanların sorunlarının çözülmesi çok zor. Toplumları anlamak, bilmek lazım. O yüzden yapılan bütün çalışmaların hepsi bir sonuca varmıyordu. Umut ediyorum bundan sonra yapacağımız bu çalışmalarla Roman toplumunun tüm sorunları bir yerden başlayarak sona erer." dedi.

İlber Ortaylı: Romanlar Osmanlılar tarafından idari ve askeri yapılarda istihdam edildi

Açılış konuşmalarının ardından tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Gizemli Tarih ve Araştırma Hazinesi, Roman Halkı, Tarihsel Araştırma, Dokümantasyon ve Arşivlerin Yeni Dönemi" konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Ortaylı, İngilizce yaptığı sunumda, Romanların Osmanlılar tarafından idari ve askeri yapılarda istihdam edildiklerini söyledi.

Roman bilim insanlarının çok iyi gelişmeler gösterdiklerini belirten Ortaylı, özellikle de 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bunun daha iyi noktalara geldiğini aktardı.

Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı sınıflandırmalar olduğunu aktaran Ortaylı, şunları kaydetti:

"Osmanlı toplumu sınıf toplumuydu. Sınıflardan oluşurdu. Hristiyanlar vardı, Müslüman olmayanlar ve Müslümanlar. Müslümanlar içinde de Sünniler ve Aleviler vardı. Tabii ki daha sonra Çingeneler, Hristiyanlar vardı. Bunlar idari sebeplerle konulmuş sınıflandırmalardı. Baktığımızda herhangi bir soyluluk esasına dayanmıyor. Biz de prensler, kontlar bu gibi sıfatlar yok. Bu sadece askeri sınıf ve reaya sınıfına aittirler, kontrol amaçlı. Reaya herkes dahil olabilir. Askeri sınıflara da herkes katılıyordu. Çingenelerin sancak beyleri de katılıyordu. Askeri hizmet yapıyorlarsa o zaman vergi ödemezlerdi. Doğrudan askeri işleri yoksa bile doğrudan destekleyici ikincil işleri varsa o zaman da vergi vermiyorlardı ki, bu çok önemli."

Konuşmasında anılarını da anlatan ve yıllar önce Macaristan'a bir eğitim programı için gittiğini anımsatan Ortaylı, "Programdan sonra bize bir IQ testi yaptılar ve şunu hatırlıyorum dedim ki 'Bu aptal bir programdır. Aptal Amerikalıların aptal programıdır' demiştim. Sonra dediler ki 'Tebrikler bir kızla birlikte bu aptal programda birincilik kazandınız.' Ben hala aptal olduğunu düşünüyorum. IQ testleri bence sahtedirler." dedi.

Sempozyumun diğer sunumları

"Bin Yıllık Varoluş" sempozyumuna katılan panelistler de gün boyunca çeşitli sunumlar gerçekleştirdi.

Programda katılımcı olarak yer alan İzmir Milletvekili Cemal Bekle ile Mersin Milletvekili Alpay Antmen de sunum yaptı.

Bu arada, Bekle ile Antmen arasında "sempozyumda siyaset yapıldığı" gerekçesiyle kısa süreli tartışma yaşandığı öğrenildi.

Serkan Avcı - AA


Benzer Haberler & Reklamlar