Prof. Dr. Necmi Karul: Bu işte bir tuhaflık var!

Prof. Dr. Necmi Karul: Bu işte bir tuhaflık var!

Türkiye'de ardarda tarihi olduğu iddia edilen el yazması metinler yakalanması oldukça ilginç. Ele geçirildiğinde tarihi eser diye lanse edilen el yazması kutsal metinlerin ağırlıklı olarak Tevrat ve İncil olması dikkat çekerken, uzmanlar, durumun şüphe uyandırdığını söylüyor....

2019'un 5 ayında bulunanlar

2019'un ilk 5 ayında ele geçirildiği belirtilen bazı önemli el yazması eserlerin listesi şöyle:

- 26 Şubat'ta Osmaniye'de İbranice yazılı kitap.

- 12 Mart tarihinde Kırşehir'de tarihi nitelikte 16 sayfa el yazması eser.

- 9 Nisan'da Denizli'de 6. yüzyıla ait 2 adet el yazması.

- 19 Nisan'da ceylan derisi üzerine altın işlemeyle yazılmış İncil.

- 20 Nisan'da Diyarbakır'da 13 asır öncesine ait Arapça kitap.

- 20 Mayıs'ta Mersin'de el yazması kitap

- 24 Nisan'da İzmir'in Gaziemir ilçesinde 1500 yıllık İbranice el yazması

Prof. Dr. Necmi Karul:  Türkiye 'adım başı' el yazması kutsal metne rastlanacak ülke değil.

Son olarak İzmir'in Gaziemir İlçesi'nde 17 deri sayfadan oluştuğu ve İbranice olduğu öne sürülen 1500 yıllık kitabın ele geçirilmesi şüphelerin artmasına neden olurken, Milliyet'ten Mert İnan'ın sorularını yanıtlayan İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Karul şu bilgileri verdi: "Bu işte bir tuhaflık var. Türkiye 'adım başı' el yazması kutsal metinlere rastlanacak bir ülke değil. Birilerinin, gazetecilere rakam belirterek haber servis etmeleri veya algı oluşturmaları, rant amaçlı olabilir. 5 aylık dönemde neredeyse hafta birkaç adet el yazması kitap bulunması akla ve gerçeğe uygun değil. Çıkan haberlere şüphe ile yaklaşmak gerekiyor. 1500 yıllık olduğu iddia edilen el yazmalarının geçek olup olmadığı kimyasal analizlerden sonra anlaşılır. Israrla vurguluyorum, arkeolojik obje veya eserler üzerinden rakam belirlemek kötülüktür. Bazen çok değerli bir haber yaptığınızı zannederken, birilerinin algı operasyonuna alet olursunuz. Yakalanan objeler aslında yakalanmayanların referansıdır. Yakalanan objeye fiyat biçmek piyasa belirlemek, rant kapısı açmaktır."

Yiğit Ozar: Konuyu bu şekilde gündeme getirmek etik değil

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Ozar da, kaçırılan veya yakalanan eserleri piyasa değerinden gündeme getirilmesinin yanlış olduğunu belirterek şunları söyledi: "Söz konusu yakalandığı öne sürülen el yazmalarının piyasa değerini kim neye göre belirliyor, belli değil. Konuyu bu şekilde gündeme getirmek etik değil. Bu tür algı oluşturacak rakamsal telaffuzlar, kaçakçılığı teşvik ediyor. Buna benzer haberler kaçakçılık ve kaçak kazı faaliyetlerini maalesef arttırdı. Örneğin bir vali ekran karşısına çıkıp bilmediği bir konuda baştan sona yanlış bilgi verebiliyor. Ortadoğu'daki savaş nedeniyle oluşan bir dolaşım var. Artış bu nedenle olabilir."

Ramazan Kurtoğlu:  .Gerçekliği kanıtlanmamış objeler için 2-3 bin yıllık demek algı oluşturmaktır

İstanbul Aydın Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölüm Başkanı-Araştırmacı Yazar Ramazan Kurtoğlu da ele geçirilen el yazması kutsal metinlerin gerçekliğine şüpheyle yaklaşılması gerektiğini belirterek şunları kaydetti: "Ele geçirildiği söylenen kutsal metinlerin sahtesini yapmak mümkün. Türkiye'de hiçbir zaman, birkaç aylık dönem içinde, bu kadar fazla el yazması yakalanmadı.Gerçekliği kanıtlanmamış objeler için 2 bin yıllık, 3 bin yıllık demek algı oluşturmaktır" ifadelerini kullandı.

Mert İnan - Milliyet


Benzer Haberler & Reklamlar