Arif Nihat Asya kimdir?

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli temsilcilerinden...

Asıl adı Mehmed Arif olan usta şair, Tokatlı Ziver Efendi ile Tırnovalı Zehra Hanım'ın tek çocuğu olarak, 7 Şubat 1904'te Çatalca'nın İnceğiz köyünde hayata gözlerini açtı.

Çocukluk yıllarını İnceğiz'de geçiren şair, henüz bir haftalıkken, veba nedeniyle babasını kaybetti.

Asya, 3 yaşına geldiğinde, annesi Zehra Hanım, Osmanlı donanmasında görevli bir subayla evlenerek, Filistin'e gidince, dedesinin yanında büyüdü.

4 yaşındayken İnceğiz köy mektebinde Kur'an-ı Kerim dersleri alan Asya, ilk hocası Hüseyin Efendi'den Arap harflerini öğrendi.

Usta edebiyatçı, ilköğrenimde okurken önce dedesinin ardından da babaannesi Rüveyde Hanım'ın vefatı üzerine, halası Gülfem Hanım ve eniştesi Mehmet Fevzi Efendi ile yaşamaya başladu. Halasının çocuklarıyla Örçünlü Köy Mektebi'ne giden Asya, ilk öğrenimine burada devam etti.

- Kurtuluş Savaşı dönemini Kastamonu'da geçirdi

Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasının ardından, subay olan eniştesi cepheye gidince, yoksullukla mücadele etmeye başlayan şair Asya, babasının amcası, derici ustası Recai Efendi'nin yanına taşındı. O dönem hoşaf ve ekmek gibi ürünler satarak eve destek olmaya çalışan şair, bu süreçte daimi bir yerde kalamayaşını, "Babamdan dedeme, dedemden halama, halamdan amcama kaldım. Sonunda amcamdan halama dönmüş ve halamdan millete kalmışım." ifadeleriyle anlatmıştı.

Unutulmaz şair, halasının gayretleri sonucu mahalle mektebinden sonra, Gülşen-i Maarif Rüşdiyesi'nde eğitimine devam ederek, 1916'da mezun oldu. Daha sonra Bolu Sultanisi'ne girmeye hak kazanan şair, burada üç yıllık ortaokulu bitirdikten sonra, lise kısmı kapatıldığı için 1920'de Kastamonu Sultanisi'ne gitti.

Kurtuluş Savaşı dönemini Kastamonu'da geçiren bayrak şairi, lise döneminde milli mücadele yıllarını yakından gördü ve insanların içindeki vatan sevgisini yakından gözlemleme şansına sahip oldu. Çünkü milli mücadelenin en önemli merkezlerinden biri o dönem Kastamonu'ydu. Kurtuluş Savaşı'nda görev almak isteyenler, Anadolu'ya geçerken İnebolu Limanı'na uğramak zorunda kalıyorlardı.

Arif Nihat Asya, insanların vatanı savunmak için ailelerini bırakarak cepheye gitmelerinden çok etkilenerek, vatan sevgisini yansıtan şiirler yazmaya başladı. Vatanseverlerin düzenlendiğ toplantı ve seminerlere de katılan Asya, Mehmet Akif Ersoy ile tanışarak, fikir alışverişi yapma fırsatı yakaladı.

"Yurt Acılarından" adlı ilk şiirini, hocası Enver Kemal Bey'in yönettiği "Gençlik" dergisinin 7. sayısında okurla buluşturan şair, olumlu tepkiler sonucu o dönem ilgi odağı oldu ve Kastamonu'da geçirdiği öğrencilik yıllarında 20 şiir yayımladı.

Kastamonu'da yazdığı şiirlerine, 1924'te kendi imzasıyla çıkardığı "Heykeltraş" adlı kitabında yer veren şairin, o yıllarda kaleme aldığı şiirlerinde hüzün, karamsarlık, yalnızlık ve kimsesizlik temaları hakim oldu. Karamsarlıkla kaleme aldığı şiirleri daha sonra reddeden usta edebiyatçı, karamsar duygularla yazdığı ilk şiir kitabı Heykeltraş'ın, kendisine ait bir kitap olarak değerlendirilmesini istemedi.

- Üniversite yıllarında bir dönem Anadolu Ajansı'nda çalıştı

Arif Nihat Asya, 1923'te liseden mezun olduktan sonra adı sonradan İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu olan, Darü'l-Muallimin-i Aliye'de eğitimine devam etti. İlk başta misafir öğrenci, ardından asil öğrenci olarak öğrenim gören Asya, aynı dönem İstanbul Harici Telgraf Kontrol Kaleminde memuriyete başladı.

Öğrencilik yıllarında bir dönem Anadolu Ajansının İstanbul temsilciliğinde görev yapan usta edebiyatçı, son sınıftayken okulda tanıştığı ilk eşi Hatice Semiha Hanım'la evlendi ve bu evlilikten iki çocuğu oldu.

1934'te soyadı kanunun çıkmasının ardından "Asya" soyadını alan şairin tam adı, "Mehmet Arif Nihat Asya" olarak kayıtlara geçti. Zaman içerisinde Mehmet ismini pek kullanmayan şairin, Türklerin ana vatanının "Asya" olması nedeniyle, bu soyadını aldığına dair görüşler, bazı kaynaklarda yer alıyor.

Asya, 1941'de ilk eşi Hatice Semiha Hanım'dan resmi olarak ayrıldı, kısa bir süre sonra, Adana Erkek Lisesi'nde görev yaparken, aynı okuldaki kimya öğretmeni Servet Akdoğan ile evlilik kararı aldı.

Kendisi gibi ailesini çok küçük yaşlarda kaybeden Servet Hanım'ın yaşantısında kendisinden izler gören usta edebiyatçının eşine aşk, özlem ve sevgi temalı kaleme aldığı mektuplar, "Sevgi Mektupları" adıyla okurlarla buluştu. Bu mektuplar aynı zamanda tez konusu oldu. Asya'nın bu evliliğinden de 1942'de kızı Fırat, 1948'de ise oğlu Murat dünyaya geldi.

- Mevlevi dedesi oldu ve tasavvufi şiirler kaleme aldı

Asya, Adana'daki görevinin ardından kız ve erkek öğretmen okullarında aralıklarla toplam 14 yıl edebiyat öğretmenliği ve idarecilik yaptı. Öğretmenlik yaptığı dönemde Üsküdar Mevlevihanesi'nin son şeyhi Ahmet Remzi Akyürek'le tanışan Asya, bir kaynağa göre Mevlevilik gerekliliklerini yerine getirerek, Mevlevi dedesi de oldu. Bu süreçten sonra şair, milli şiirlerin yanı sıra tasavvufi şiirler de kaleme aldı.

Usta şair, ikinci askerlik görevini Diyarbakır'da tamamladı.

Adana'da olduğu dönemde, gazetelerde siyasi yazılar yazdı. 1946'da kendisini çok seven Adana halkının da isteği ve ısrarlarıyla, bağımsız milletvekili adayı oldu ve 21 bin oy aldı.

Öğretmenlik yaparken 5 Ocak Adana'nın Kurtuluşu Günü için kaleme aldığı "Bayrak" şiiriyle daha fazla tanınan Asya, "Bayrak Şairi" olarak anılmaya başladı. Bayrak şiiri, önce "Görüşler" dergisinde, daha sonra da "Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor" adlı şiir kitabının 1946'da çıkan ilk baskısında yer aldı.

Arif Nihat Asya, 1947'de, 43 yıldır görmediği annesinin izini bularak, 12 günlük bir yolculukla Filistin'e gitti. Bu yolculuktaki anılarını daha sonra kaleme alan şair, "Ortaşark'tan Notlar" başlığıyla yayımladı.

- Kıbrıs için birçok rubai kaleme aldı

Demokrat Parti'yi destekleyen gazetelerde aşırı taraflı ve eleştirel yazıları nedeniyle 1948'de hakkında çeşitli soruşturmalar açılan Asya, bu nedenle öğretmenlik görevinde birçok kez sürgün edildi.

Asya, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, Demokrat Parti'den Seyhan (Adana) milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesiyle ilgili "Mektep kürsüsünden Meclis kürsüsüne" ifadesini kullanan şair,, 1954'te aday olmayarak, fiilen politikayı bıraktı ve öğretmenliğe döndü.

Usta edebiyatçı, önce Eskişehir Lisesi'nde ardından Ankara Gazi Lisesi'nde görev yaptı.

Eşiyle beraber 1959'da Kıbrıs Lefkoşa Erkek Lisesi'nde göreve başlayan şair, Kıbrıs için birçok rubai kaleme aldı. Rubailerinde Kıbrıs ve Kıbrıs'ın tarihçesi üzerinde duran Asya, Kıbrıs'ın Osmanlı hakimiyetindeyken yapılmış olan mimari eserlerine dikkati çekti ve bu eserlerin zaman içerisindeki farklı kullanımlarını "Kıbrıs Rubaileri" isimli kitabında okurlarla paylaştı.

Arif Nihat Asya, aynı zamanda Kıbrıslı öğrencilerinin milli bir bilinçle yetişmesi amacıyla da çeşitli çalışmalar yaptı. 1961'de Türkiye'ye dönen şair, Ankara Gazi Lisesi'nde dört ay görev yaptıktan sonra 1962'de emekli oldu.

Hem çocukluk yıllarında gittiği şehirler hem de öğretmenlik yıllarını sürgünle geçirmesi Asya'nın alışkın olduğu bir durumken, farkında olmadan, şiirlerine şehirlerin farklı yüzlerini gösterme özelliği kattı.

İstanbul, Bolu, Kastamonu, Adana, Malatya, Diyarbakır, Edirne, Ankara, Eskişehir ve Kıbrıs usta şairin şahsiyetini de sanatını da etkiledi. Asya, ayrıca iller arasında seyahat ederken gördüğü mimari eserlerden, doğal güzelliklerden ve efsanelerden de şiirlerinde bahsetti.

- Bayrak şiirini yazdığı gün olan 5 Ocak'ta, 1975 senesinde hayata veda etti

Emekliliğinden sonra sanatsal amaç güden faaliyetlerle ilgilenen Asya, 1966'da yayın hayatına başlayan "Defne" dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Usta şair, 1968'de çıktığı, çoğunluğu Balkan ülkelerini kapsayan Avrupa gezisi sonucunda yaşadığı tecrübeleri de "Avrupa'dan Rubailer" ismini verdiği kitaptaki şiirlerle okuyucuya aktardı.

Arif Nihat Asya, 1974'te Türk'ün milli sanatını dünyaya tanıtmak ve bu sanatın güzelliklerini koruma altına almak hedefiyle "Sanat Derneği"nin kurulmasına önemli ölçüde katkılar verdi. 1973'te kendisini göstermeye başlayan rahatsızlıklarla uğraşan Asya'nın sigara bağımlılığı, kalbinde zamanla sorunlar oluşturdu. Birkaç kez kalp krizi geçiren Asya, 1974'ün son günlerinde ciddi bir şekilde rahatsızlanarak Ankara'da tedavi altına alındı. Ancak, hayatında çok önemli bir yere sahip olan Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun ve Bayrak şiirini yazdığı günün yıl dönümü olan 5 Ocak 1975'te hayata veda etti.

Yavuz Bülent Bakiler, Arif Nihat Asya için "Mütevazı bir kişiliği vardır. Bunun yanı sıra gururlu bir karaktere sahiptir. Kalenderce yaşayan biriydi." yorumunu yaparken, şairin kızı Fırat bir açıklamasında babasının prensiplerinden vazgeçmeyen bir karakteri olduğunu söyleyerek, şunları kaydetmişti:

"Çepeçevre, kişisel açıdan olan prensiplerle çevrilmiş bir dünyadır bu. Öyle prensipler ki babam ömrünün sonuna kadar onlar yüzünden fedakarlık ve çok mücadele göstermiş, bu prensiplerin aksi hiçbir konuya dahi yaklaşmamış, o prensiplerden dışarı çıkmayı hiç düşünmemiştir. İşte, dışarıdan sert görünmekte olan bu dünyanın içi alabildiğine yumuşak, sıcak, derin ve romantiktir. Sevgi, şefkat dolu bir kalbe sahiptir. Bu aşk Allah'a ve O'nun yarattığı canlı, cansız her şeyeydi..."

- 5 Rubai kitabı yayımlandı

Şiir hayatına aruz ile başlayan ünlü şair, özellikle rubai ve gazel nazım biçimleriyle şiirler kaleme aldı. Rubai nazım şekliyle yazılmış beş kitabı bulunan Arif Nihat Asya'nın eserlerinde, yurdun güzellikleri, kahramanlık, bayrak, vatan, millet, tarih, din, aşk ve doğal güzellikler başlıca temalar oldu. Şiirlerinde zaman zaman eleştirel bir anlatımı da benimseyen şair, her zaman Türklüğü yücelten şiirleriyle bilindi.

Şiirlerinde aynı zamanda sürekli bir yenilik arayışında olan şair, dış etkenlerden uzak kalan kendine özgü bol renkli bir şiir dünyası oluşturmuştu. Asya'nın şiirlerinde, anne teması da özel bir yer tuttu. Asya, "Dualar ve Aminler" (1967) kitabındaki "Anne" şiirinde annesine duyduğu özlemi ifade etti.

- Eserleri

Asya'nın, 23'ü şiir, 10'u nesir olmak üzere 33 kitabı yayımlandı. Daha önce yayımlanmamış yazılarıyla beraber tüm eserleri 1975-1977 yıllarında 12 kitaplık bir külliyat halinde basılan Asya'nın şiir kitaplarından bazıları şunlar:

"Heykeltıraş", "Yastığımın Rüyası", "Ayetler", "Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor", "Kubbe-i Hadra", "Kökler ve Dallar", "Emzikler", "Dualar ve Aminler", "Aynalarda Kalan", "Bütün Eserleri", "Rubaiyyat-ı Arif", "Kıbrıs Rubaileri", "Nisan", "Kova Burcu", "Avrupa'dan Rubailer", "Bayrak."

Asya'nın, düşünce ve deneme türündeki eserleri arasında ise "Kanatlar ve Gagalar", "Enikli Kapı", "Terazi Kendini Tartamaz", "Tehdit Mektupları", "Onlar Bu Dilden Anlar", "Aramak ve Söyleyememek" ve "Kanatlarını Arayanlar" yer alıyor.

 

Derleyen: Aişe Hümeyra Bulovalı - aa


Benzer Haberler & Reklamlar