Argonautlar

Argonautlar kimdir?

1. Argonaut’lar: Argo gemisi ile Karadeniz’in doğusundaki Kolkhis bölgesinde altın postu ele geçirmek üzere sefere çıkan kahramanlar.

Iason önderliğin­deki bu kahramanların başından geçen ve Troia Savaşı’ndan önceki kuşak­ta meydana gelen olayları Apollonios ve Apollodoros’un eserleri aracı­lığıyla öğreniriz.

2. Argonautlar: Argo gemisiyle Karadeniz'in dibine dek sefere çıkan yiğitlerin adlarını ve Medeia ile Aietes'i bildiğI halde Argonautlar seferinden bahis yoktur. Hesiodos'ta.  

Aietes

Argonaut'lar (Argo Gemicileri): İlkçağın büyük destansal öykülerinden biri olan Argonaut'lar serüvenini bize bir tüm olarak Rodoslu Apollonios anlatmıştır. İ.Ö. III. yüzyılda yaşayan Apollonios ünlü bir mythos yazarıdır. Bu konuyu kendisinden sonra Apollodoros ve önce de büyük Dor şairi Pindaros işlemiştir. Medeia ile İason efsaneleri ise tragedya yazarlarına ve özellikle Euripides'le Seneca'ya konu olmuştur. Bu uzun öyküyü, çeşitli bölümlerini başlıklarla göstererek özetlemeye çalışalım.

ARGO GEMİSİ. Adı "hızlı" anlamına gelen Argo gemisi Karadeniz'in Kolkhis ülkesinde Altın Postu aramaya giden kahramanlar için yapılmış elli beş kürekli bir gemiymis. Onu yapan ustanın adı da Argos imiş.

ARGONAUTLAR KİMLERDİR? Sefere katılanlar Troya efsanesi kahramanlarından önceki kuşaktan kişilerdir. Mythos yazarlarının bunlar üstüne verdikleri listeler birbirini tutmaz, ama genellikle en ünlü kahramanlar şunlardır: İason, gemi ustası Argos, dümenci Tiphys, ozan Orpheus, İdmon, Amphiaraos ve Mopsos adlı biliciler, Boreas'ın oğulları Kalais'le Zetes, Kastor'la Polydeukes, Peleus'la Telamon, Meleagros, Herakles ve daha başkaları.
ALTIN POST. Altın Post, bir zamanlar Athamas'ın çocukları Phriksos'la Helle'yi sırtına alıp Yunanistan'dan Karadeniz'deki Kolkhis ülkesine kaçıran kanatlı koçun pöstekisidir. Kız kardeşi Helle Boğazları geçerken denize düştükten sonra, Phriksos tek başına Kolkhis'e varır ve kendisini iyi karşılayan Aletes'e Zeus'a kurban ettiği koçun altından olan postunu verir. Aietes de bu eşsiz postu tanrı Ares'e adanmış bir korulukta saklar (Athamas, Phriksos, Helle, Aietes).
SEFERİN NEDENİ. İolkos kralı Aison tahtını üvey kardeşi Pelias'a kaptırmıştı. Aison'un oğlu İason delikanlılık çağına gelince Pelias'ın karşısına çıkıp tahtını geri ister. Pelias da ondan kurtulmak için önce Kolkhis'e gidip Phriksos'un orada bıraktığı altın postu getirmesini buyurur. İason bu sefere çıkmak zorunda kalır, Yunanistan'da ne kadar gözü pek, atılgan yiğit varsa hepsini toplar ve Phriksos'un oğlu ünlü usta Argos'a bir gemi yaptırdıktan, bu işte tanrıça Athena'dan da yardım gördükten sonra yola çıkar (Aison, Pelias, İason).
YOLCULUK. Argo gemisi Tesalya'daki bir limandan denize indirildi. Tanrı Apollon'a yapılan kurbanlar bilici İdmon tarafından iyiye yorumlandı: İdmon'un kendisinden başka yolcuların hepsi geri dönecekti.
LEMNOS ADASI. Birinci durak Lemnos adaşıydı. Adanın kadınları kocalarını öldürmüşlerdi. Adada erkek olmadığından Lemnos kadınları Argonaut'ları iyi karşıladılar ve onlarla sevişerek gebe kaldılar (Thoas, Hypsipyle).
SEMENDİREK, KYZIKOS. Çanakkale Boğazı'na girmeden Samothrake (Semendirek) adasına vardılar ve ozan Orpheus'un öğüdüne uyarak adadaki gizemlere erdirildiler. Oradan da Marmara denizine girdiler ve Kapıdağ yarımadasına vardılar. Delion'lar kralı Kyzikos'u yanlışlıkla öldürdüler (Kyzikos).
MYSİA'DA HYLAS'IN KAYBOLMASI. Mysia kıyılarına vardıklarında (Mudanya limanına çıkmış olacaklar) Herakles ormana dalıp kırdığı küreğinin yerine yenisini kesmeye gitti, yanında Hylas adlı çok sevdiği bir genç vardı. Delikanlıyı tatlı su aramaya göndermişlerdi. Geri gelmeyince Herakles onu aramaya koyuldu ve şafak sökerken hâlâ dönmediklerinden gemi Herakles'i Mysia'da bırakarak yoluna devam etti (Hylas, Herakles).
AMYKOS, PHİNEUS. Kadıköy'e yerleşmiş dev Amykos'u Polydeukes'in yenmesi üzerine yelken açan Argo gemisini fırtına Boğazdan uzaklara Trakya kıyılarına atar. Orada Poseidon'un oğlu kör kral Phineus'a rastlarlar. Bu kral Harpya'lar belasına uğramıştır. Kanatlı, kadın yüzlü canavarlar olan Harpya'ları rüzgâr tanrı Boreas'ın oğulları Kalais ile Zetes yener ve kovarlar. Bu iyiliğe karşılık Phineus Argonaut'lara ilerde karşılarına çıkacak tehlikeleri nasıl atlatabileceklerini bildirir (Amykos, Harpya'lar, Kalais ile Zetes).
ÇARPIŞAN KAYALAR. Karadeniz'e çıkmadan, Symplegad'lar yani çarpışan kayalardan geçmeleri gerektiğini Phineus söyler Argonaut'lara. Mavi Kayalar diye de tanımlanan bu iki kaya aralarından bir gemi geçti mi, yerlerinden oynar ve birleşerek kapanır, aralarında ne varsa paramparça olurmuş. Phineus Argonaut'lara şöyle bir denemede bulunmalarını salık verir: Bir güvercin ucursunlar kayaların arasından, güvercin gecebilirse, kendileri de arkasından geçmeye kalkışsınlar, yoksa vazgeçip gerisin geri Yunanistan'a dönsünler. İason kuyruğundan birkaç tüyünü yitirerek karşı yöne geçer, arkasından Argo gemisi Symplegad'ların arasına girer ve kuş gibi ancak pupası biraz zedelenerek geçer. Bundan sonra da Çarpışan Kayaların çarpışmaktan vazgeçtikleri ve yerlerine mıhlandıkları anlatılır. İstanbul Boğazında akıntı yüzünden oynak kayalar mı vardı, yoksa Boğazın olağanüstü anafor ve akıntıları efsaneye böyle bir imgeyle mi yansıtıldı? Her neyse bu engeli de aştıktan sonra Argonaut'lar Yunanlıların Pontos Eukseinos yani konuksever deniz dedikleri Karadeniz'e çıkarlar.
AMAZONLAR VE KOLKHİS'E VARIŞ. İlk durak Maryandyn'lerin ülkesidir. Kral Lykos onları iyi karşılar, ama bir yaban domuzu avında bilici İdmon ve dümenci Tiphys ölürler. Argonaut'lar daha öteye gidip Amazon'lar ülkesine çıkarlar. Amazon'ların ülkesi Thermodon (Terme çayı) ve Themiskyra (Terme) şehriyle merkezlenir efsanede. Durak yapmadan Kafkas dağlarının göründüğü kıyılara doğru ilerler ve Phasis ırmağına (Pasinus) yani Kolkhis (Gürcistan) ülkesine varırlar (Amazon'lar).
MEDEİA, ALTIN POSTUN ALINMASI. Argonaut'lar Altın Post'u geri istemek için kral Aietes'in karşısına çıktıklarında, kralın kızı Medeia İason'u görür ve büyük bir aşkla ona tutulur. Güçlü bir büyücü olan Medeia bundan böyle Argonaut'ların ve İason'un bütün işlerini eline alır ve dileğince yönetir. Kral Aietes görünüşte Altın Post'u vermeye razıdır, ama bir ejderi öldürmesini, ateş püsküren, tunç ayaklı iki boğayı boyunduruğa koşup öldürülen ejderin dişlerini ekmesini şart koşar, İason ister istemez bu koşullara evet der. Medeia araya girer, İason'a kendisini eş olarak almaya söz verirse yardım edeceğini bildirir. Sonra da yiğide büyülü bir merhem hazırlar. Bedene sürüldü mü bu merhem deriyi silah geçmez hale sokar, bir gün boyunca ne yaralanır, ne de ölür. Ejderhanın dişlerini toprağa ektikten sonra silahlı adamlar biteceğini, aralarına bir taş atarsa, bunların kavgaya tutuşup birbirlerini öldüreceklerini de söyler. Medeia'nın dediği gibi olur, İason boğaları boyunduruk altına sokmayı ejderin dişlerini tarlaya ekip üstünde fışkıran silahlı adamları birbirlerine öldürtmeyi başırır. Ne var ki Aietes gene de Altın Post'u vermeye razı olmaz. Argo gemisini yakmaya ve Argonaut'ları öldürmeye kalkar, ama Medeia daha hızlı davranmış, İason'la el ele vererek Altın Post'u bekleyen ejderi uyutmuş ve koçun pöstekisini alıp Argo gemisine kaçırmışlardır. Ertesi sabah Argo gemisi şafak sökmeden yola çıkar. Medeia babasının kendilerine yetişememesi için korkunç bir çareye başvurmuştu: Yanına aldığı küçük kardeşi Apsyrtos'u kesip doğradı ve parçalarını yol boyunca serperek uzaklaştılar, arkalarından gelen Aietes'le adamları Apsyrtos'un parçalarını toplamakla vakit kaybettiler, bu yüzden Argonaut'lara yetişemediler.
DÖNÜŞ YOLCULUĞU. Destanın bu bölümü de karışıktır. Bir anlatıma göre Argo Karadeniz'de İstros (Tuna) ırmağının ağzına varır ve ırmak yoluyla Adriyatik denizine çıkar (o zamanki coğrafya görüşlerine göre Tuna Karadeniz'i Adriyatik denizine bağlayan bir su yoluydu), ama Zeus'un öfkesine uğrayıp fırtınaya tutulurlar, Medeia'nın halası olan büyücü Kirke'yi bulmaya giderler, Kirke Medeia'yı kardeşini öldürmüş olma suçundan arındırır ama, İason'u konuklamak istemez; Argonaut'lar Seiren'ler adasının önünden geçerken ozan Orpheus canavarları büyüler, söylediği ezgi o kadar güzeldir ki gemiciler Seiren'lerin sesine kulak vermezler. Hera'nın koruyuculuğu altında Kharybdis'le Skylla uçurumlarını da geçerler. Bu kez fırtına onları Libya kıyılarına atar, oradan Girit'e geçerler. Girit'te
eski tunç soyundan kalma Talos adında bir dev yaşar, Talos tepeden tırnağa tunçtandır, yalnız ayak bileklerinden biri etten olup içinde bir kan damarı bulunmaktaydı. Hephaistos'un yaptığı bu robot adama Girit kralı Minos adayı koruma görevini vermişti. Argonaut'lar Girit'e yaklaşınca Talos koca bir kaya alıp Argo gemisinin üstüne fırlatacak oldu, ama Medeia onu büyüledi, dev birden ayağını burkarak bileğini sıyırdı ve damarından akmaya başlayan kan bir daha durmadı, Talos böylece can verdi (Talos).
YUNANİSTANA VARIŞ. İason Altın Post'u amcası Pelias'a vermek üzere İolkos'a döner. Babası Aison'un öldüğü haberini alır. Pelias'ın da tahtı geri vermeye hiç de yanaşmadığını görür. Burada Medeia'nin tüyler ürpertici bir oyunu yer almaktadır: Pelias'ın kızlarıyla arkadaşlık kurar, ihtiyarlamakta olan babalarını gençleştirmenin çaresini kendilerine öğreteceğini söyler ve örnek vermek üzere yaşlı bir koç alarak keser, büyülü otlarla kaynayan bir kazana atar, birden körpe bir kuzu çıktığını gösterir. Pelias'ın kızları bu düzene kanarak babalannı öldürüp kazana atarlar. Dirilmedigini görünce çılgına dönerler ve yurtlarından sürülürler (Pelias).
MEDEANIN SONU. İason'la Medeia bu suçu işledikten sonra Pelias'ın oğlu tarafından İolkos'tan kovulurlar. Korinthos kralı Kreon onları iyi karşılar, ama bir süre sarayında alıkoyduktan sonra, Medeia'yı uzaklaştırmak çarelerini arar. İason da korkunç karısından bıkmışa benzer, Kreon'un kızı Kreusa ile evlenmek üzere Medeia'yı boşamaya ve Kolkhis'e geri göndermeye kalkar. O sırada büyücü kadın ömrünün en korkunç suçunu işler: Kreusa'ya güya düğün hediyesi olarak bir elbise gönderir, kız onu giyer giymez yanmaya başlar, bu işler olup biterken İason'dan olan iki oğlunu boğar ve babalarına ölülerini gösterir. Bundan sonra atası Helios'un kendisine gönderdiği bir uçan arabayla Atina'ya uçar. Orada Aigeus'a kendisiyle evlenirse çocuk doğuracağını söyler, Theseus'u öldürmeye çalışır, Atina'dan da sürülür. Kolkhis'e döndüğü ve daha birçok sue ve serüvenlerden sonra babası Aietes'le barıştığı bazı efsanelerde anlatılır (Medeia).

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar