2021 Arkeoloji Buluşmaları’nın Konuğu M. Yahya Coşkun oldu

(Özel) Mustafa Erim Mersin Kent Tarihi Müzesi, Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şubesi ortak etkinliği “2021 Arkeoloji Buluşmaları”nın bu haftaki konuğu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı M. Yahya Coşkun oldu.

Olba Kazısı Başkan Yardımcısı da olan Mersin Ü Arkeoloji Bölümü Öğr. Gör. Dr. Murat Özyıldırım’ın moderatörlüğünde gerçekleşen sohbetin başlığı “Türkiye’de Müzecilik: Geçmişten Geleceğe Bakış” oldu.
Osmanlı Devleti’inde müzeciliğin başlamasını ve gelişimine değinen Coşkun, “…Prof. Dr. Semavi Eyice’nin çalışmalarıyla Askeri Müze’nin kuruluş tarihi 1453’e alınmıştı. Evet, modern anlamda bir müze değildi ama Istanbul’un fethinde Haliç’e çekilen zincirler dâhi bir yere getirilmiş, yabancı misafirlere gösterilmeye başlanmıştı. İptidaî manasıyla bile olsa bu, aslında bir müzecilik faaliyetiydi. Kendileri için değerli olan bir eser alınmış, saklanmış ve ziyaretçilere gösterilmeye başlanmıştı. Bu manada bizim müzecilik geleneğimiz, sanıldığı gibi çok geç kalınmış bir hususiyet değildir…” diyerek erken dönemden örnekler verdi.“…Tarihi eserler, ait oldukları toprakların bilgi ve tecrübesinin, biçimler dünyasına düşülmüş izidir. Tarih şuuruna sahip olmayanların, tarihten kalanlara ‘artık’ muamelesi yapması doğaldır…” diyen M. Yahya Coşkun, Osmanlı coğrafyasında eski eser kaçakçılığına karşı Osman Hamdi Bey ve Theodor Makridi’nin gayretlerinden söz ederek bir Osmanlı Rum vatandaşı olan Makridi’nin Yunanistan’a göç ettikten sonra bile Türkiye’ye ait eski eserleri koruma gayretinin devam ettiğini belirtti.

M. Yahya Coşkun, Roma hamamına ait kalıntılara dair “tamiratı gerekiyor, ne yapalım?” diye Istanbul’a soran bir valiye, Sultan III. Mustafa’nın “usul-ü kâdîm üzre tâdil edin” şeklinde fermanın bulunduğunu, Sultan Mustafa’nın bu fermanıyla anılan yapının yapım usulü neyse bu manada tamiratını yapın diyerek talimat verdiğine dikkat çekti. Ayrıca “usul-ü kâdîm üzre tâdil edin” sözünün aslında bugün kullandığımız “restorasyon” ve “konservasyon” kelimelerini en iyi şekilde ifade edecek bir terkip olarak değerlendirilebileceğini belirtti.
Coşkun: “Savaşların ve iç karışıklıkların hedeflerinin başında kültürel miras unsurları geliyor”

Bugün Suriye ve Irak’ta yaşananların tarihî eserler üzerinde de yıkıcı etkisi olduğunu vurgulayan Coşkun, bu etkinin tahrip edilme ve kaçırılma bakımından olduğunu söyledi. Suriye ve Irak’ta tarihi eserler bakımından yaşananların devletlerin eserleri korumaya muktedir olamamaları nedeniyle gerçekleştiğini, Bosna savaşı sırasında da tapu ve arşiv binasıyla Bosna Milli Kütüphanesi’nin hedef alındığını hatırlattı. Yahya Coşkun, tapu binasını yakmanın o toprağın geçmişle bağını koparmak, devletlerin hafızasını yok etmek olduğunu bunun Balkanlarda olduğu gibi Irak ve Suriye’de de benzer şekillerde tezahür ettiğini ifade etti.

Salgınla birlikte daha ilk haftada sanalmuze.gov.tr adresinin açıldığını söyleyen Yahya Coşkun, yedi müzeyle başlayan faaliyetin bir yıl dolmadan bugün otuz beş müze ve ören yerini kapsadığını, söz konusu yerlerin bu adresten ziyaret edilebileceğini vurgulayarak “Sanal müzeleri ve diğer müzeleri de engelsiz müzeler haline getirebilmek hedeflerimiz arasında” dedi.

Özel müzelerle işbirliğine değinen Coşkun, “Özel müzelerle işbirliğimizi arttırmak için ciddi bir çalışmamız var: bir yönetmeliğimizi değiştiriyoruz iki, iletişimimizi biraz daha arttırmak için çalışıyoruz üç, birlikte faaliyetler organize etmeyi planlıyoruz” dedi. Yahya Coşkun, Istanbul için bütün dönemleri kapsayan bir şehir tarihi müzesi yapmayı planladıklarını ifade ederek “kent müzelerini, kentin değişmez, en önemli parçalarından biri olarak görüyorum” dedi.
Akdeniz Kent Konseyi Başkanı ve Mustafa Erim Mersin Kent Tarihi Müzesi kurucusu Dr. Mustafa Erim de söz aldığı programda, Yahya Coşkun’a verdiği bilgiler için teşekkür etti ve kent müzelerinin önemine değindi. Erim, “Akdeniz Kent Konseyi olarak Akdeniz Belediyesi’ne tarihi kent merkezinin korunmasıyla ilgili projeler sunduk, şu anda eski bir Mersin evi, Akdeniz Belediyesi tarafından restore ediliyor. Burada Mersin’de yaşayan ve iz bırakanlarla ilgili küçük bir müze oluşturmaya çalışıyoruz” diye bilgi verdi. “Kent tarihi müzelerinin şehir aidiyetini korumada etkili olduğunu biliyoruz” diyen Dr. Mustafa Erim, “siz bir şehri inşa edersiniz ama daha sonra şehirler insanları inşa eder” dedi.

Birçok üniversitenin arkeoloji bölümü hocalarının, bazı müzelerin müdür ve uzmanlarının, arkeologlar ve arkeoloji bölümü öğrencilerinin de dinleyici olarak katıldığı internet üzerinden gerçekleştirilen toplantıya ilgi, memnuniyet vericiydi.  

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar