Komana Antik Kenti Tokat'ın gastronomisine ışık tutuyor

Komana Antik Kenti Tokat'ın gastronomisine ışık tutuyor

Tokat'ta Komana Antik Kenti'ndeki ocak ve depolama alanlarında yürütülen kazılarda buğday, arpa, baklagillerin yanı sıra pek çok meyve çeşidinin üretildiğine dair veriler elde edildi

TOKAT: Tokat'taki Komana Antik Kenti'nde yürütülen kazılarda kentin gastronomisi (kültür ve yemek arasındaki ilişki) hakkında pek çok bilgi elde edildi.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mimarlık Fakültesi Yerleşim Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Burcu Erciyas, yaptığı açıklamada, Komana Pontika Antik Kenti'nde yüzey araştırmalarının ardından 2009'da başlattıkları kazıları sürdürdüklerini söyledi.

Komana'daki kazıların verimli geçtiğini ifade eden Erciyas, "Üç-dört alanda hedeflerimiz vardı. Bunlardan üçünde çok başarılı sonuçlara ulaşabildik. Amacımız Komana'yı turizme kazandırmak olduğu için surlardaki çalışmalarımıza hız verdik. Bu çerçevede kuzeybatı bölümünde büyük bir alanı ortaya çıkardık." dedi.

Antik kentin Tokat'ın en erken kent yerleşimi olduğuna değinen Erciyas, Bizans döneminin sonuna kadar kentsel özelliklerini koruduğunu belirtti.

Komana'daki arkeolojik kazıların Tokat'ın tarımsal üretim açısından zenginliğine ve gastronomisine ışık tuttuğunu bildiren Erciyas, şöyle devam etti:

"Ocak ve depolama alanlarından elde edilen verilere göre, bugün olduğu gibi Tokat'ın verimli ovalarında çok çeşitli ürünler yetiştirilebilmekteydi. Komana'daki ocak ve depolama alanlarından buğday, arpa, baklagillerin yanı sıra daha az rastlanan üzüm, nar, incir, kızılcık, kavun, çitlembik, alıç, kiraz, zeytin ve erik ile üretim altyapısı gerektiren nohut gibi ürünler, ceviz ve fındık gibi yemişlere dair veriler toplandı. Az sayıda pirinç tanesi ile üretimi zor ve daha çok ithal edilerek elde edilen ürünler de bulunmuştur. Buluntular, hayvan olarak en fazla koyun ve keçi, ikinci olarak sığır, üçüncü olarak da domuz türlerinin oluşturduğu memeli türlerine yönelimi göstermektedir. Tavuğun da gözlemlendiği kazılarda balıkçılık ile yaban hayvanlarından özellikle keklik ve tavşanının tüketildiği görülmüştür. Bu dönemde kekliklerin seramikler üzerinde görülmesi, tavşanın ikonografide yer alması, av hayvanlarının Komana'nın sofralarındaki önemini vurgulamaktadır."

Erciyas, çalışmalarında Komana'nın gastronomik çeşitliliğinin kanıtlandığının altını çizerek, et kullanılarak yapılan yemekler, tahıllardan elde edilen karbonhidratlı gıdalar, av hayvanları ile hazırlanan yahnilerin yanında meyve, yemiş, hatta unlu gıdalarda çeşni olarak kullanılan çörek otunun Komana'nın mutfağını tanımladığını anlattı.

"Meyveler çoğu zaman yaş, üzüm gibi bazıları da çeşitli ürünlere dönüştürülerek kış boyu kuru veya yan ürün olarak tüketilmiş olmalı." diyen Erciyas, şunları kaydetti:

"Az sayıda pirincin varlığı, tüketiminin bu dönemde işaretidir. Günümüzde meyve ve sebze çeşitlerine ulaşmak çok kolaydır ama yalnızca bir yüzyıl öncesinde bile ürünler ancak mevsiminde tüketilebilmekte, iklim şartlarına bağlı olarak kısıtlı üretim yapılabilmekte, sağlıklı beslenme şartları zorlukla sağlanabilmekteydi. Bu tür şartlarda Komana'da elde edilen ürün çeşitliliğine dair veriler, Tokat'ın günümüzde olduğu gibi verimli arazileri ve tarıma elverişli iklim şartları ile açıklanabilir."

Komana Pontika Antik Kenti

Kaynaklara göre, Mitridat Krallığı'nın yönetiminde önemli bir kültür merkezi olan ve Roma İmparatorluğu döneminde de özerkliğini koruyan Komana Pontika, Anadolu tanrısı Ma'ya adanmış kutsal bir alandı. Aynı zamanda ticaret merkezi olan bölge, o dönemde kutsal alanda düzenlenen festivaller, zengin pazar yeri ve kenti çevreleyen verimli arazisiyle Anadolu'nun tüm bölgelerinden ziyaretçi çekiyordu.

ODTÜ ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen Komana Pontika Arkeolojik Araştırma Projesi, Orta Karadeniz yöresinin klasik çağ kenti Komana Pontika'nın konumunu belirlemek ve kentsel dokusunu anlamak amacıyla 2004 yılında uygulamaya konulmuştu.

Gümenek Hamamtepe bölgesinde 2004'te yapılan yüzey araştırmalarının ardından antik kentin gün yüzüne çıkartılması için 2009'dan bu yana kazı çalışmaları yürütülüyor.


AA Ekber Türkoğlu 


Benzer Haberler & Reklamlar