Karaca Mağarası

Karaca Mağarası nerededir?

Karaca Mağarası

Adını, bulunduğu köyün mahallesinden alan Karaca Mağarası, doğanın milyonlarca yıl uğraş vererek ortaya çıkardığı bir şaheserdir. Sabırla nakşedilen, her noktasına aynı özenin gösterildiği muhteşem bir yapıttır. Mağara, daha ilk andan itibaren ziyaretçilerini büyüler. Attığınız ilk adımda bilinmezi keşfetmenin verdiği heyecanı duyarak ilerlersiniz. İç içe geçen sayısız oluşumda ışık ve gölgenin ortaya çıkardığı eşsiz şekiller, sizi gerçek dünyadan alır ve bir hayal dünyasına taşır. Burada taşlar adeta kuş olur, heykel olur, ebru olur. Mağara hayal dünyanızda ete kemiğe bürünüp bambaşka bir dünya olur. Karaca’da insan doğanın hükümdarı değil, onun mütevazı bir parçasıdır.

Dolomitik kireçtaşları içerisinde gelişen karstik oluşumlarıyla ön plana çıkan Karaca Karstik Mağarası, önceleri yöre halkı tarafından bilinmesine ve bulunuşuyla ilgili farklı efsanelerin anlatılmasına rağmen, bilimsel anlamda ilk kez Karaca Mahallesinde Jeoloji Mühendisi Şükrü Eroz'ün 1990 yılında yapmış olduğu çalışmalar ile adını duyurmuş, 1996 yılında fiili olarak turizme açılmıştır.

Karaca Mağarası, Gümüşhane'nin Torul İlçesine bağlı Cebeli köyü sınırları içerisinde bulunan Karaca Mahallesinin hemen güneybatısında yer alır. Şehir merkezine 17 kilometre mesafede, denizden 1550 metre yüksekliktedir.

Gümüşhane-Trabzon karayolunun 12. kilometresinden kuzeye ayrılan, 4 kilometrelik yolu takip ederek mağaraya ulaşılır. Mağaranın bulunduğu mevkide ziyaretçilerin yeme, içme, dinlenme ve hediyelik eşya satın alma gibi ihtiyaçlarını karşılayacakları tesisler mevcuttur.

Her damla bir usta olmuş, bir çekiç vurmuş ve bir harç eklemiştir bu olağanüstü yapıya. Bu usta; sarkıtlar, dikitler sütunlar, damlataşı havuzları, perde damlataşları, mağara iğneleri, mağara gülleri, mağara incileri, mağara çiçekleri, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri, filkulakları, traverten basamakları, traverten havuzları oluşturmuş ve oluşturmaya devam etmektedir. Mağara içerisinde beyazdan laciverte çeşitli renklerdeki travertenlerin varlığı ise travertenleri oluşturan suyun içerisindeki demir ve magnezyum gibi erimiş mineral maddelerin çok yoğun olduğunu göstermektedir. Karaca Mağarası kuru bir mağaradır. Ancak tavan ve duvarlardan sızan sular mağara tabanında gölcükler oluşturmuştur. Özellikle mağaranın son kesimlerindeki bu gölcüklerin derinliği 1 metreyi bulmaktadır. Oluşum halen devam etmekte olup, 1 cm'lik dikit ve sarkıt tam 12 yılda oluşmaktadır. Mağaranın yaşı yaklaşık 15 milyon yıl olarak tahmin edilmektedir. Renk ve motif çeşitliliği açısından dünyada eşine az rastlanan mağara türüdür.

Mağaranın girişi bir insan boyu yüksekliğinde başlayıp içeriye doğru gidildikçe bir huni şekilde genişlemektedir. Uzunluğu giriş noktasından en uç noktaya 150 metre, ortalama tavan yüksekliği ise 18 metre olan mağaranın toplam iç alanı yaklaşık 1500 metrekaredir.

Mağaranın görsel güzelliğinin yanında bir başka özelliği daha var. Astım hastaları için buraya yapılan gezi bir kür niteliği taşır. Çünkü 12-17 derece ortalama ısısı, %70 civarı mutlak nem oranı, polen ve tozlardan arınmış yüksek oksijenli havasıyla hastaların çok daha kolay nefes almalarına olanak sağlar. Bu yüzden kronikleşmemiş astım hastalarına iyi gelmektedir. Mağara temiz ve polensiz havasıyla hiçbir hastalığı olmayan ziyaretçilere dahi sağlıklı bir nefes olanağı ve dinçlik sağlamaktadır. Ayrıca mağara havası yaz aylarında dışarıya göre daha serin, kış aylarında ise nispeten daha sıcaktır. Bu özellikleri ile mağara, küçük bir mikroklima alanı olarak düşünülmektedir.

Evliya Çelebi bu mağarayı görseydi Seyahatname’sinde Karaca için özel bir yer ayırır ve burayı uzun uzun anlatırdı. Siz onlardan daha şanslısınız. Çünkü Karaca Mağarası artık biliniyor ve güzelliklerini paylaşmak için sizleri bekliyor. Gümüşhane’ye geldiğinizde, Karaca Mağarasını muhakkak görün ve 15 milyon yıl boyunca ince ince işlenerek ortaya çıkan bu emsalsiz sanat eseriyle tanışın. 

Kaynak: http://gumushane.gov.tr/karacamagara

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar