Haftanın tarihine bakış 24

Yılın 24. haftasının önemli olayları;

Türk siyasetinin fötr şapkalı "baba"sı Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015'te 91 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle "altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen" parti lideri, Devlet Su İşlerinin "Barajlar Kralı" lakaplı inşaat mühendisi Genel Müdürü, Türk siyasetinin fötr şapkalı "baba"sı Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015'te, solunum yolu enfeksiyonu ve kalp yetmezliği nedeniyle 91 yaşında Ankara'da hayatını kaybetti.

Demirel, Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de "Paşa Dayı" lakaplı Yahya Bey ile Ümmühan Hanım'ın ikinci çocuğu olarak 1 Kasım 1924'te doğdu. İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon'da bitiren Demirel, İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden 1949'da mezun oldu, aynı yıl Elektrik İşleri Etüd İdaresinde göreve başladı.

1955'te Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne getirilen Demirel, bu görevi sırasında "Barajlar Kralı" olarak anılmasını sağlayacak çok sayıda baraj ve sulama projesini hayata geçirdi.

- Siyasete 1962'de girdi

Adalet Partisi (AP) İdare Kurulu üyesi olarak 1962'de siyasete giren Demirel, 28 Kasım 1964'te genel başkanlığa seçildi. Kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965'te görev yapan koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak görev alan Demirel, 10 Ekim 1965'teki seçimlerde ilk kez milletvekili oldu.

Seçimlerden birinci çıkan partinin lideri, Isparta milletvekili Süleyman Demirel, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Başbakanı olarak hükümeti oluşturdu. Demirel 1969, 1970, 1975, 1977 ve 1979 yıllarında beş kez daha hükümet kurdu. 12 Mart muhtırasından sonra "şapkasını alıp giden" Demirel, Adalet Partisi 1973 seçimlerinden ikinci parti çıkınca ana muhalefet lideri olarak siyasi hayatına devam etti.

Milli Selamet Partisi (MSP) lideri Necmettin Erbakan ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Alparslan Türkeş ile 1975'te birinci Milliyetçi Cephe hükümetini kuran Demirel, 1977 yılında Erbakan ve Türkeş ile ikinci Milliyetçi Cephe hükümetini oluşturdu. 1979 seçimlerinden sonra MSP ve MHP'nin desteklediği azınlık hükümetinin başında olan Demirel, 12 Eylül darbesiyle siyaset sahnesinden çekilmek zorunda kaldı. Partisi, faaliyetten men edilen Demirel, 13 Eylül-11 Ekim tarihlerinde Hamzakoy'da zorunlu ikamete gitti.

- İkinci zorunlu ikamet Zincirbozan'da

1982 Anayasası ile siyaset yapması 10 yıl yasaklanan Demirel, kapatılan Adalet Partisinin (AP) eski yöneticileriyle bağlarını koparmadı.

Siyasi partilerin kurulmasına verilen iznin ardından Demirel ile yakınlığı bilinen siyasetçiler ve bazı eski AP yöneticilerince kurulan Büyük Türkiye Partisi, Milli Güvenlik Kurulu kararıyla "AP'nin devamı olduğu" gerekçesiyle kapatıldı. Demirel, siyaset yasağını çiğnediği gerekçesiyle Çanakkale Zincirbozan'da yine zorunlu ikamete alındı.

Demirel'in siyasi yasağı, 1987 yılında yapılan referandumla kaldırıldı. Doğru Yol Partisinin (DYP) genel başkanlığını 24 Eylül 1987'de Hüsamettin Cindoruk'tan devralan Demirel, 29 Kasım 1987'deki genel seçimlerde yeniden Isparta milletvekili oldu. DYP, 1991'de yapılan genel seçimlerden birinci parti olarak çıkınca, kendi başkanlığında DYP-SHP koalisyonu kuruldu. Yedinci kez hükümet kuran Demirel, 49. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin başbakanı olarak 20 Kasım 1991'den 16 Mayıs1993'e kadar görev yaptı.

Süleyman Demirel, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Nisan 1993'teki ölümünün ardından 16 Mayıs 1993'te, TBMM tarafından Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi.

- Cumhurbaşkanlığı dönemi

Türk siyasi tarihine "post modern" darbe olarak geçen 28 Şubat sürecinde cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel, başkanlık ettiği Milli Güvenlik Kurulu toplantısıyla da siyasi hafızada yer etti. 28 Şubat Davası kapsamında beyanının alınması için Ağustos 2014'te davetiye çıkarılan Demirel, Ekim 2014'te avukatı aracılığıyla tanıklık yapmayacağını mahkemeye bildirmişti.

Nazmiye Demirel ile 12 Mart 1948'de evlenen Süleyman Demirel, eşinin 27 Mayıs 2013'teki vefatına kadar yanından hiç ayrılmadı. Nazmiye Demirel'in geçirdiği ateşli hastalığın yanlış tedavisi sonucu çocuk sahibi olamayan Demirel çifti, 65 yılı paylaştı.

Türk siyasetinde "Binaenaleyh" denildiğinde akla gelen tek isim Süleyman Demirel oldu. Kimseye kaptırmadığı şapkası ve fotoğraf karelerine de yansıyan "şapkasını kaptırmama mücadelesi" ile Demirel, Türk siyasi tarihine unutulmaz bir simgeyle kazındı.

Süleyman Demirel, "Birtakım yürüyüşler oluyor diye asabınız bozulmasın, yürümekle sokaklar eskimez", "Memlekette benzin vardı da biz mi içtik", "Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz", "GAP'ı gaptırmam", "Elektriğin komünisti olur mu", "Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir, binaenaleyh Ege bir göl değildir", "Dün dündür, bugün bugündür" sözleriyle de hafızalarda yer etti.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, 1949 yılında başladığı memurluk görevinden cumhurbaşkanlığının sona erdiği döneme kadar geçen sürede okuduğu kitaplar, fotoğrafları ve kullandığı eşyalar, İslamköy'de açılan Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi'nde sergileniyor.

- Mursi, duruşma salonunda hayatını kaybetti

Mısır'da Temmuz 2013'te askeri darbeyle görevden uzaklaştırılan ve kamuoyunda "Hamas adına casusluk" olarak bilinen davada hakim karşısına çıkan eski Cumhurbaşkanı 67 yaşındaki Muhammed Mursi, baygınlık geçirdiği mahkeme salonunda 17 Haziran 2019'da vefat etti.

Mursi'nin cenazesi, vefatından bir gün sonra, Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi.

Muhammed Mursi, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i istifaya zorlayan 2011'deki halk devriminin ardından, 2012'de ülke tarihinde demokratik yollarla göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştu.

Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı ve ardından Cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi tarafından gerçekleştirilen askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılmıştı.

Darbe öncesinde Mısır halkına yönelik son konuşmasında Mursi, 25 Ocak 2011 devriminde elde edilen hakları ve meşruiyeti korumanın önemine değinmiş, "Hakkı ve hukuku korumanın bedelini gerekirse hayatımla öderim." ifadelerini kullanmıştı.


Benzer Haberler & Reklamlar