Gazeteciler ve arkeologlar arkeoloji haberciliği için İzmir'de buluştu

Gazeteciler ve arkeologlar arkeoloji haberciliği için İzmir'de buluştu

Gazeteci ve arkeologlar Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün yönetimindeki SARAT projesi kapsamında medyada arkeoloji haberlerinin ele alınışını konuşmak üzere İzmir’de bir araya geldi.

Bornova Yeşilova Ziyaretçi Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte SARAT Proje Koordinatörü Arkeolog Dr. Gül Pulhan, SARAT Medya Uzmanı Nur Banu Kocaaslan, SARAT Projesi Arkeoloji Haberciliği Atölyeleri Danışmanı Tuğrul Eryılmaz, Yeşilova Kazı Başkanı Doç. Dr. Zafer Derin,  Dr. Öğretim Üyesi Haluk Sağlamtimur ve Agora Kazı Başkanı Akın Ersoy gazetecilerle buluştu.

Arkeolog ve gazetecilerin bir araya geldiği atölyede arkeoloji hakkında haber yazarken dikkat edilmesi gerekenler, doğru yazılmış bir haberin etkileri, yanlış yazılan haberlerin nelere sebep olabileceği; restorasyon, kaçak kazılar ve definecilik konuları ele alındı.

ARKEOLOJİYLE İLGİLİ HABERLERİ HERKES MEDYADAN ÖĞRENİYOR

Uzun yıllar Koç Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan SARAT Proje Koordinatörü Gül Pulhan, açılış konuşmasında SARAT projesiyle ilgili yaptıkları çalışmaları anlattı. Batman’daki kazı sürecinde gazetecilerle yaşadığı deneyimlerini de aktaran Pulhan basınla diyaloğun önemine değinerek, “Benim için cevap vermesi çok kolay olan ama haberin doğruluğunu ya da yanlışlığını tamamen etkileyecek kısa bir telefon konuşmasıyla gazetecinin haberinin boyutu değişiyordu. Çünkü arkeolojiyle ilgili haberleri herkes medyadan öğreniyor. Biz arkeologlar kendi aramızda arkeoloji konularında yapılan haberler için sık sık homurdanıyoruz. Ama gazeteciler de gerçekten zamanla yarışıyor. Dolayısıyla doğru bilgiye ulaşamadığında eksik veya yanlış bilgiyle haberi kurguluyor. Bu tür anlarda ulaşabileceği birinin olmasını nasıl sağlayabiliriz? Proje kapsamında bir ağ oluşturabilir miyiz? Böyle bir ağ arayışı içindeyiz” dedi.

BENİ GAZETECİLERLE, ARKEOLOGLAR ARASINDA BİR KÖPRÜ OLARAK GÖRÜN!

SARAT Medya Uzmanı Nur Banu Kocaaslan, proje kapsamında toplumun arkeolojiyle ilişkisi üzerine Türkiye’de ülke çapında ilk defa yüz yüze bir kamuoyu araştırması yapıldığını belirterek anket sonuçlarından örnekler verdi;

“Ben de bir gazeteci olarak haber yazarken ne tür sorunlarla karşılaşıldığını çok iyi biliyorum. SARAT projesiyle birlikte konunun uzmanlarıyla bir araya geldikçe her iki tarafın bakış açısını görebilmeye başladım. Beni gazetecilerle arkeologlar arasında bir köprü olarak görün” diyen Kocaaslan tarihi eser kaçakçılığı ve son dönemlerde definecilik konularında yapılan haberlere de değindi ve “Ne yazık ki piyasada çok sayıda sahte define haritaları satılıyor. Bu şekilde kandırılan insanlar var. Dolayısıyla bu konu aynı zamanda dolandırıcılığa da hizmet ediyor. Yasal olmadığı halde detektörle altın arıyorlar. Bu meseleyi bilirsek böyle bir konu önümüze geldiğinde uzmanından da görüş alarak onları biraz daha sıkıştırabiliriz. Kaçak kazılar ya da üzerine az yazılmış arkeolojik alanları siz bir haber haline zaten getirebilirsiniz. Önemli olan gazetecinin meseleye nasıl baktığı. İyi soru soran gazeteciler genellikle bu işi iyi yaparlar. Bu yüzden iyi soru sormayı öğrenebilmemiz gerekiyor” dedi.

GAZETECİLERİN MERAKI GENELLİKLE EN BÜYÜK, EN GÜZEL, İLK!

“11 yıldır İzmir merkezinde kazı yaptığımızdan dolayı İzmir’de çok sayıda gazeteci arkadaşımızla temas ettik” diyen Agora Kazı Başkanı Akın Ersoy sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gazetecilerin merakı genellikle en büyük, en güzel, ilk!… Biz de onların yansıttığı bilgiler üzerinden hocalarımızdan ilk figürün, en büyük tiyatronun, en büyük gymnasiumun bizde olduğu söylemleri üzerinden bir öğrencilik yaşayarak bugüne kadar geldik. Gazeteci arkadaşlarımızın da sorduğu ilk sorular genellikle bunlar oluyor; İlk mi, daha öncesi var mı, en büyük mü.. Tabii her 15 günde bir dünyanın en güzelini, en büyüğünü, en küçüğünü yakalamamız mümkün değil. Kent merkezinde olmamızdan dolayı yılda 20 tane gazeteci gelince maalesef herkese bir malzeme bulamıyoruz. Ne varsa onu paylaşma ihtiyacı duyuyoruz. Gazetecinin çıkan sonucu sorması en güzeli. En büyük, en küçük, en güzelin yerine bunu sunmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda gazeteci arkadaşların bir egosu olduğunu ve tık almayı esas aldıklarını da düşünüyorum”

Gazetecilerin arkeoloji üzerine haber yaparken dikkat etmesi gereken noktaları belirten Ersoy, “En kısa zamanda bilgi istiyorlar. Oysaki biz bakanlık izni olmadan bilgi veremeyiz. Canımız istemediği için beyanat vermiyor değiliz. Yani ben de her gün popüler olmak isterim. Ama mevzuat bizi bağlıyor. Biz de kendimizi güvende hissetmek için bakanlığa soruyoruz, üniversitemizden izin alıyoruz. Gazeteci arkadaşlarımızın biraz mevzuatı bilmeleri gerekir. Mevzuatı bilmeleri gerektiği gibi empati yapmaları, hassas olmaları lazım” diyerek deneyimlerini paylaştı.

KONTROL EDEMEDİĞİMİZDE ABUK SUBUK HABERLER ÇIKIYOR

Türkiye’de özellikle orta sınıfın arkeoloji haberlerine meraklı olduğunu ve bu tip haberler yapılırken daha özenli olunması gerektiğini vurgulayan Siirt-Başur Höyük Kazı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Haluk Sağlamtimur, “Merakı yoğun olan bu kitleyi beslememiz lazım. Ama kontrol edemediğimizde abuk subuk haberler çıkıyor. Örneğin Göbeklitepe artık arkeologlardan çıktı ve kontrol edilemez bir halde. Artık herkesin bir Göbeklitepe’si, herkesin Göbeklitepe’ye dair bir öngörüsü var. Bunlara dikkat etmemiz lazım. Aynı durum Hasankeyf haberleri için de söz konusu. Bu nedenle hem haberi yapanların hem de özne olan bizlerin birlikte çalışmamız lazım. Ancak birlikte çalıştığımızda daha iyi, daha güzel bir takım haberler yapmamız mümkün olabilir. Bunun için yapılan haberlerin çerçevesini çizmemiz lazım. İşte SARAT Projesi’ni yürüten arkadaşlar bir yol çizmeye çalışıyor ve hepimiz tarafından bunun desteklenmesi lazım. Bu projenin amacı yeni bir arkeoloji haberciliği oluşturmaya çalışmak. Bu açıdan sevindirici” dedi.

DOĞRU OLMAYAN BİLGİ BİLİM İNSANLARINI ZOR DURUMA DÜŞÜRÜYOR

Arkeoloji haberciliğinde bilim dünyasına ve topluma sunulacak bilginin önemine değinen Yeşilova Kazı Başkanı Zafer Derin, doğru olmayan bilginin toplum önünde arkeoloji ile uğraşan bilim insanlarını da zor duruma düşürdüğünü söyledi. Yeşilova Höyüğü ziyaretçi merkezinde doğru bilgiyi topluma sunabilmek amacıyla gelen ziyaretçilere aktif, sorgulanabilen bir çalışma sürdürüldüğünü ifade eden Derin, konuşmasında şu bilgileri verdi:

“Ziyaretçiler kazı evi, kazı alanı, sergi salonları ve deneysel neolitik köyü ile arkeoloji biliminin çalışma şeklinden, buluntulardan, geçmiş yaşamı ortaya çıkarma yöntemlerine; farklı bilim dallarıyla ortak çalışmaların niteliğine kadar birçok şeyi aynı anda öğrenme olanağına sahip. Kazı dönemi sonunda sivil toplum örgütleri, çevrede yaşayanlar ve kamu yöneticileri ile birlikte habercilerin katıldığı kahvaltılarda, kazılarda ortaya çıkan buluntular ve bilimsel veriler paylaşılarak bilim heyetinden topluma doğru bilgi akışı sağlanmaya çalışılmaktadır. Yeşilova kazıları kentin kültür tarihi için sunum ve kesimleriyle kentin merkezinde eğitim ve turizmin odak noktalarından biri olmaya devam edecek”

Sunumların ardından gazeteci ve arkeologlar deneyimlerini paylaşırken arkeoloji haberlerinde kalitenin nasıl artırılacağı konusunda çözüm önerileri konuşuldu. Atölye sonrası katılımcılar Yeşilova Kazı Başkanı Zafer Derin eşliğinde Yeşilova arkeolojik alanını gezdi.

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar