Burdur Müzesi

Burdur Müzesi

Kültür bakanlığı Burdur Müzesi

1956 Yılında Burdur ve çevresindeki eski eserler, Bulguroğlu (Pirkulzade) Medresesi’nin ayakta kalan tek yapısı olan kütüphane binasında toplanarak koruma altına alınmış ve böylece müzenin ilk çekirdeği oluşturularak, Burdur Müzesi’nin teşhir salonları ilk defa 12 Haziran 1969 yılında ziyarete açılmıştır.

Zengin bir koleksiyona sahip olan müze yerleşim bakımından yetersiz kalınca 2001 yılında yeni ek teşhir salonlarının temeli atılarak, idare binası, konferans salonu ve diğer üniteleryerleşkesinde bulunan PİRKULZADE kütüphane binası (18. yy. Osmanlı yapısı) ile aynı mimariye uygun görünümü örnek alınarak gerçekleştirilen müze 7 Temmuz 2006 yılında ziyaretçi ve bilim dünyasına açılmıştır.

Burdur günümüzde Antalya, Muğla, Denizli, Afyon ve Isparta illeriyle çevrili olup, antikçağda İsauria, Lykaonia ile doğudan, Pamphylia ile güneyden, Likya ve Karia ile batıdan Firigya ve Galatia ilede kuzeyden çevrili Pisidia antik coğrafyasında bulunmaktadır.

Burdur'un tarih öncesi (Prehistorik) geçmişi paleolitik çağlara kadar uzanmaktadır. Daha sonra sırasıyla Neolitik (8000 - 5500) Kalkolitik (5500 - 3200) çağlara ait somut buluntular Hacılar ve Kuruçay kazıları ile ortaya çıkmıştır.

İşte böylesine zengin bir prehistorik ve klasik çağlar arkeolojisine sahip Burdur'lular 1950 yılların ortasında bir müze oluşturma çabasına girmiş. 1957 - 1960 yılları arasında dört sezon arkeolojik kazılar yapılan Hacılar Höyük ile bütün dünyanın dikkatini üzerine çekmiştir. Bu girişimlerin sonucunda Burdur Müzesi 1963 yılında resmen kurulmuştur. 12 Haziran 1969 yılında Müzenin bulunduğu yerde Şeyh Mustafa veya Küçük Şeyh Bulgurzade Ağa Medresesinin Kütüphane olarak kullanılan Hicri 1239 tarihli Necipefendi Kütüphanesi ve çevresinde yeni oluşturulan yapılarda Burdur Müzesi insanlığın ve bilim dünyasının hizmetine açılmıştır. Zengin bir arkeolojik potansiyele sahip olan ilimiz kısa bir zaman içerisinde Müzesini geliştirerek Ülkemizdeki sayılı müzeler içerisinde belli bir yere gelmiş olmasına rağmen, yerleşim yeri ve sergileme imkanının yetersizliği görülmüş ve 1992 yılında müzenin batı kısmı kamulaştırılarak müzeye dahil edilen alan ile genişleyen müze günün gereksinimine uygun olarak yeni teşhir salonları ve eski eser depoları yapımına 9 Haziran 2001'de Dönemin Kültür Bakanı Sayın İstemihan TALAY tarafından temeli atılarak başlanmış ve 6 yıl süren revizyon çalışmaları sonunda Yine Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Sayın ATİLA KOÇ tarafından  7 Temmuz 2006 tarihinde kapılarını ziyaretçi ve bilim dünyasına açmıştır.

SALONLAR

Teşhir Salonları; Müze teşhir salonuna girişte Sagalassos Antik Kentinden gelen Kuzey Batı Heroon binasının etrafını süsleyen Dans Eden Kızlar frizi karşılamaktadır. Girişten sola dönüşle birlikte ilimizin genel arkeolojik haritası ile ilin genel tarihini tanıtan bilgi panosu yer alır. Ayrıca burada Sagalassos’un M.S. II. yy’da ki sınırını belirleyen, Düğer’de bulunmuş sınır taşı ile İmparator – Tiberius Caesar Augustus Döneminde (M.Ö.25-M.S.14)Sextus Setidius Strabo Libuscidianus tarafından taşıma araçlarının ücretsiz kullanımlarına ve bu hizmetin kimler tarafından hangi güzergâhta ve ne şekilde yapılacağına ilişkin kuralları belirleyen yazıtlı kitabe bulunmaktadır.

Sagalassos antik kentine ayrılmış bu salonun devamında; Kentin Roma Hamamında yapılan kazılarda 2007 yılında çıkarılan İmparator Hadrian'a ait baş ve ayak ile 2008 yılında çıkarılan İmparator Marcus Aurelius'un başı ve ayağının sergilendiği bölüm, bunlar hakkında ve hamam kazıları hakkında genel bilgileri içeren panolar vardır. İmparator başlarının karşısında, Sagalassos Aşağı Ağora'nın kuzeyinde İmparator Hadriana adanmış çeşme yapısından çıkarılan, orta oturan Tanrı Apollon sağında Satyr ve solunda Posedion'a ait bilgi panoları yer almaktadır. Bundan sonra Aphrodite ile Herculianum karşı karşıya durmaktadır. Bunların arasından geçtikten sonra sol taraftaki duvarda Aşağı Agoranın kuzeyinde açığa çıkarılan ve Hadrian döneminde(M.S 117-138) yapılmış olduğunu bildiğimiz çeşme yapılarıyla ilgili bilgi panoları bulunmaktadır. Devamında Hera Ephesia, elinde bereket boynuzu taşıyan aristokrat bir kadın veya Tyke ile iki adet zafer tanrıçası Nike heykelleri bulunmaktadır.

Salonun devamında; Sagalassos Antik Kentinin Aşağı Agorasının Kuzeyinde İmparator Hadrian Döneminde (M.S. 117 – 138) yapılmış çeşme binasını süsleyen Hera Ephesia, elinde bereket boynuzu taşıyan aristokrat bir kadın veya Tyke ile iki adet zafer tanrıçası Nike heykelleri ve Aşağı Agora, hamam ve çeşmelerine ait bilgi panoları bulunmaktadır.

Salonun devamında (Sagalassos salonunun diğer kısmında) kentin önemli bir bölümünü oluşturan, Hellenistik dönemden buyana bir çok değişiklikler gören ve son olarak M.S. 2. yüzyılda yeniden düzenlenen Yukarı Agoranın kuzeyinde M.S. 160 – 180yılları arasında Antoninler Döneminde yapılmış olan çeşme binasının ön cephesini süsleyen Dionysos, Nemesis, Asklepios, bir bayana ait heykelin ayakları, Kronis ve diğer bir Dyonisos heykeli ve bunların arkalarında bu çeşmeye ait restitisyon ve izometrik çizimleri gösteren panolar yer almaktadır. Buradan geçilen ara bir salonda Pisidia ve Sagalassos bölgesine ait mezar kültünü yansıtan Ostothek ve Sunaklar ile ölü gömme kültlerine ait bilgi panosu yer almaktadır. Sagalassos bölümüne ait bu salonun arka tarafında yerel ve diğer tanrılara ait baş ve büstlerinin sergilendiği kaideler, seramiği ile ünlü Sagalassos antik kentinin seramik üretimine ait bilgi panosu ve pano üzerinde Sagalassos’un kendine has terra sicilata tipi seramiğinin Anadolu ve Akdeniz ülkelerine (Suriye, Ürdün, İsrail, Mısır, Kuzey Afrika, İtalya ve Yunanistan) ihraç yoluyla dağılmış olan bölgeler hakkında bilgi panosu ile bu seramiklerden örnekler bulunan çeşitli saklama kapları, günlük kullanım kapları, özel kullanım kapları ve bunlara ait kalıpların sergilendiği iki vitrin yer almaktadır.

Bu salondaki diğer iki vitrinden bir tanesi genel ve yerel Tanrı ve Tanrıça heykelcikleri ile Sagalassos daki din kültünü anlatan bilgi panoları ve diğer vitrinde ise günlük yaşamda kullanılan akla gelebilecek her türlü buluntunun yer aldığı tematik sergileme bulunmaktadır.

Müze girişine göre sağ taraftaki salonda Kibyra ve Kremna antik kentlerinden gelen taş ve mermer ağırlıklı eserler sergilenmektedir.

Kibyra: M.Ö. 300’ ler’de Miliaslı kolonistlerce kurulmuş Pisidia – Karia – Frigia ve Likia arasına sıkışmış Kibyratis lokal bölgesinde köklü bir devlet geleneği olan önemli bir kenttir. Kentin stadyumuna doğru nekropol alanından geçen anıtsal bir yol üzerinde Gladyatörlere ait mezarların bulunduğu yerden çıkarılan çeşitli Gladyatör frizlerinin bir film şeridi gibi yan yana sergilenmiş hali ve devamında vahşi hayvanlarla mücadele edilen av sahnelerinin betimlendiği M.S. 2. yüzyıla ait diğer firizler süslemektedir. Yine Kibyra Antik kentinden getirilmiş silahşör giyimli başsız bir heykelin sergilenmesi bu Gladyatör ve av sahneli frizlerinin görüntülerini birazdaha güçlendirmektedir.

Kremna: Perslerin Anadolu’yu işgalinden bu yana M.Ö. 6. yüzyıl (546) da kurulmuş daha sonra Roma İmparatorluk döneminde Pisidia bölgesinde varlığı bilinen 5 önemli Roma koloni kentlerinden birisidir. Bu kent içerisindeki muhtemel bir hamam binasından bulunmuş olan Aphrodite, Leton, Asklepios, Nemesis, Herakles, Büyük Athena, Apollon, Hygia, Giyimli bir Kadın ve Küçük Athena dan oluşan tanrı ve tanrıça heykelleri sıra ile sergilenmiş. Kremna ile ilgili bilgi panoları bu heykellerin arkasında bulunmaktadır.

Bu salonda ayrıca Burdur ili dahilinde bulunan Moatra (Bereket Köyü), Mallos (Karacaören Köyü), Paleopolis (Akören Köyü), Olbasa (Belenli Köyü), Lisinia (İlyas Köyü) ve Takina (Yarışlı Köyü) dan getirilmiş bir çok heykel, lahit ve kapakları, Ostothek, Mezar Stelleri vb.leri bulunmaktadır.Burada yukarıda da belirttiğimiz gibi Müzenin giriş katı Taş eserlerin sergilendiği bir bölüm oluşturulmuştur.
Burdur Müzesinin 1. katında ise Burdur İlimizin 9.000 yıllık tarihini kronolojik bir sıra ile yansıtan ve bulunuş merkezlerine göre bir sergileme düzeni ile ziyaretçiye sunulmaktadır. Bu sıra başta ilimizin ve Anadolu’nun prehistorya tarihine ışık tutan Hacılar Höyük vitrini ki bunlar monokrom ve boyalı üstün teknikle elde yapılmış seramikler, taş, sleks (çakmak taşı) ve Obsidien (doğal volkanik cam) malzemeler ile kemikten yapılmış objelerden oluşturmaktadır. Devamında yine Hacılar’ın bir dublikatı olan Kuruçay Höyük malzemeleri vardır ki bunlar Hacılar malzemelernin hemen hemen bir benzeri olmakla birlikte yer yer maden yapılmış bıçak ve keskilerde bulunmaktadır. Höyücek Höyük malzemeleri bazı ayrıcalıklar göstermekle birlikte hemen hemen Hacılar ve Kuruçay malzemelerinin benzerlerini teşkil etmektedir. Daha sonra Eski Tunç evrelerinin malzemeleri, Demir Çağı, Geometrik Dönem, Frig, Klasik Çaların malzemeleri, Hellenistik, Roma, Bizans ve Selçuklu eserleri ile de final bulmaktadır.

Müze Bahçesi 

Bahçe Teşhiri: Burdur ve çevresinden getirilmiş olan Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait steller, mezar taşları, heykeller ve büstler, yüksek kabartmalar,Frizler, lahit ve lahit kapakları, yazıtlı taşlar, çeşitli mimari parçalar vb. eserler sergilenmektedir.
 

Burdur Müzesi;

Nisan-Ekim
Yaz Açılış - Kapanış Saati: 08:30 - 19.00

Kasım-Mart
Kış Açılış - Kapanış Saati:  08:00 - 17.30

Tatil Günü: Her gün açıktır.

Giriş Ücreti: 5 TL

Bir yıl boyunca Müzekart ile 2 kez, Müzekart+ ile ise sınırsız ziyaret edebilirsiniz.

Adres: Özgür Mahallesi, Cevizli Sokak
E-posta: antalya@kulturturizm.gov.tr
Tel.: +90 248 232 2210 – 233 1078

Hizmetler
 

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar