Bilecik'te tarihin tanığı 5 yalnız minare

Bilecik'te tarihin tanığı 5 yalnız minare

Bilecik'te Yunan işgali döneminde büyük zarar gördüğü için "Yanıklar" olarak da isimlendirilen, kentin eski yerleşim yerinde yalnızca 5 minare bulunuyor.

BİLECİK: Yunan işgalinin olduğu 1921-1922 yıllarında çok zarar gördüğü için terk edilen "eski Bilecik"te, tarihi ve arkeolojik sit alanında bulunan, biri camisine 700 yıldır hasret, 4'ü yıllardır camisiz 5 minare, kentin adeta simgesi oldu.
Bilecik'te, Yunan işgali döneminde tahribata uğratıldığı için "Yanıklar" olarak isimlendirilen mevki, aynı zamanda "eski Bilecik" olarak biliniyor.

Bölge halkının zorunlu olarak terk ettiği ve şimdiki yaşadıkları Bilecik'i kurdukları söz konusu mevkide 5 yalnız minare bulunuyor. Bu camilerden biri inşa edildiği dönemden bu yana yaklaşık 700 yıldır, 30 metre uzağındaki camisine hasretken, diğer 4'ü yıllardır camisiz olarak ayakta duruyor.

Yangın izleri ve mermi kovanları
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğünün yaptığı çalışmada, ne zaman yapıldıkları belirlenemeyen sadece minareleri ayakta duran Osmangazi, Akkaldırım, Emirler ve Karacalar camilerinin Yunan işgali döneminde yıkıldığı belirlendi.

Toprak üstünde kalan minarelerde ve bulundukları alanlarda, Vakıflar Bölge Müdürlüğünce 2013-2015 yılları arasında konservasyon çalışmaları yapıldı. Çalışmalar sırasında bulunan, camide kullanılan bazı ahşap malzemelerde yangın izleri ve mermi kovanları ortaya çıkarıldı.

Kaya üzerinde minare
14. yüzyılın başlarında yaptırıldığı bilinen Orhan Gazi Camisi'nin minaresi ise halen 30 metre uzakta bir kayanın üzerinde duruyor.

Yaklaşık 700 yıl önce bölge halkının ezanı daha rahat duyması için biraz daha yukarıya inşa edilen bu minare de kentin yıllardır yalnız minareleri arasında bulunuyor.

Mahzun minareler kentin simgesi
Halk arasında "Mahzun minareler" olarak adlandırılan tarihi yapılar, kentin adeta simgesi olurken, bölgeye gelen turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerin başında geliyor.

Bilecik tarihi ve özellikle "Yanıklar" bölgesinde çalışmalar yürüten Şeyh Edebali Üniversitesi öğretim görevlisi sanat tarihçisi Hakan Karşıyaka,  Bilecik'teki kültür varlıklarıyla ilgili en büyük handikaplarının, kitabelerinin bulunmaması olduğunu söyledi.

Kitabelerin olamayışının, tarihlendirme konusunda kendilerini zor durumda bıraktığını dile getiren Karşıyaka, şöyle konuştu:
"Şeyh Edebali Türbesi'nin yamacına kurulmuş tek kubbeli Orhangazi Camisi'nin 1331-1332 yıllarında Orhangazi'nin kendi adına yaptırdığı vakıf kayıtlarında yer alıyor. Şu anda günümüzde orijinal olarak kalan minarenin sadece kaide kısmıdır. Vadinin her iki tarafında da o dönemde yerleşim olduğundan, minarede sesin duyulması ve halkın namaza iştirak etmesinin sağlanması amacıyla caminin bitişiğine değil 30 metre uzağına yapılmıştır. 1921 yılındaki Yunan işgali sırasında buranın silah deposu olarak kullanıldığını biliyoruz. Cami, hem Osmanlı döneminde hem de Cumhuriyet sonrasında pek çok tadilata uğruyor ve orijinal şekli bozuluyor."

Karşıyaka, Osmangazi, Akkaldırım, Emirler ve Karacalar camilerinin ise yıkıldığını ve geriye sadece minarelerinin kaldığını söyledi.

Bunların ne zaman yapıldığının tam bilinmediğini dile getiren Karşıyaka, şunları kaydetti:
"Minarelerin külah kısımlarının ve beden duvarlarının yıkık olması, bunların Yunan işgali döneminde yaşanması, tarihi kültür varlıklarımızın bugün günümüzde görülememesine yol açmıştır. Osmanlı yerleşimindeki camilerdeki tahribatın izleri bugün hala görülebilmektedir. Yangın izleri bile halen ortada. Tarihe düşülen not gibi orada duruyorlar. Kurtuluş Savaşı'nda Yunanlar'ın, çekilirken bu alanları tahrip ettikleri aşikar. Maalesef bu kültür varlıklarına büyük tahribat vermişler."

Karşıyaka, kentin önemli varlıklarından olan minarelerin bulunduğu Bilecik'in eski yerleşim yerinin turizme kazandırılması için Valilik, üniversite ve belediye tarafından projeler hazırlandığını sözlerine ekledi.


AA Muhsin Arslan

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar