Arkeometri Nedir?

Arkeometri Nedir?

Arkeometri nedir?

1. Arkeometri; Günümüzde yapılan arkeolojik araştırmaların uygarlık ve kültür tarihi açısından daha eksiksiz ve doğru yorumlanabilmeleri için doğa bilimlerinin çeşitli dallarının kullanılmasına matematiksel ölçüm ve analiz yöntemlerinin uygulanmasına dayanan yeni bir bilim dalı

2. Arkeometri; Eski Yunanca'da arkhaios=eski, meitron=ölçü, ölçme işlemidir. Buna göre arkeometri, eski eserlerin, uygarlık ürünlerinin doğa bilimlerinin yönteleriyle incelenmesi, ölçülmesi, analiz edilerak yaşlandırılmasıdır.  Bir başka deyişle arkeometri; arkeolojik buluntuların fiziksel ve kimyasal yöntemlerle, matematiksel modelleme, istatiksel analiz ve bilgi edinme teknikleriyle değerlendirilmesi işlemidir. 

1. ARKEOMETRI NEDIR?

Arkeolojide, çesitli fen ve doğa bilim dallarının, matematiksel ölçüm ve analiz yöntemlerinin uygulanması ve kullanılmasına Arkeometri adı verilir.

Günümüzde yapılan arkeolojik araştırmaların uygarlık ve kultur tarihi açısından, elden geldigince eksiksiz olarak dogru yorumlanmaları için fen ve doğa bilimlerinin çesitli dallarından, birlikte yararlanılan yeni bir bilim alanıdır. Bu bilim ve teknikten diger ülkelerde oldugu gibi, son yillarda ülkemizde de yoğun bir biçimde yararlanılmaya başlandı.

2. ARKEOMETRININ KISA TARIHi
Aslinda, arkeometri calışmalarının baslangıcının 19. yüzyıl başlarına kadar uzandığı söylenebilir
1800'de ilk defa M.H. Klaproth (1743-1817), Berlin Bilim Akademisi'nde sikkeler, camlar, ortaçağ heykelleri üzerinde yaptığı bazi kimyasal analizlerin sonucları hakkında bir bildiri sunar. 19. yuzyılın sonuna doğru ve 20. yuzyılın başlarında, Avrupa'da üst paleolitik devir mağara duvar resimlerinin bulunuşu,  Önasya'da, Anadolu'da başlayıp yoğunluk kazanan arkeolojik kazılarda ele geçen çesitli buluntular, metal, keramik, cam, duvar resimlerinin boyaları gibi organik malzemeden yapılan araç ve gerecin kimyasal analizleri büyük ölçüde artmağa basladi.

Troya kazilari, Ur Kral Mezarlari'nin kesfi, Mısır'da Flinders Petrie'nin Negada Kültürü'ne ait buluntuları, bu analizlerin daha yoğun bir biçimde yapılmasını sağladğ. Böylece, Klaproth'un analizlerini, F. Rathgen, C.H. Desch, J.R. Partington, H.H. Coghlan ve daha başkalarının araştırmaları izledi ve bunlar giderek daha büyük ilgiyle karşılandı. 

1878'de Baron De Geer, isveç'de göl ve bataklık tortul kultelerindeki yıllık ömürlü bitki  kalıntılarını inceleyerek, bunların içinde bulunduğu "balçık katmanlarının" sayımına dayanan "Varo Analizleri" olarak adlandırılan bir mutlak tarihlendirme yöntemi geliştirir.

Böylece, günümüzden yaklaşık 9 bin yıl öncesine kadar giden, mutlak bir yaş tayini yapma
fırsatı dogar. 1920'lerde Yugoslav matematikçi ve astronomu Milutin Milankovitz de, güneş sistemindeki lekelerin dünyada iklim değişmelerine neden olduğu varsayımından hareket eder; bu degismelerin
matematiksel olarak hesaplanmasi, Buzul Cağlarının 600.000 yıl kadar geriye tarihlendirilebilecegini ortaya koyar

1901'de bulunan, ancak arkeolojide 1929'da ilk olarak uygulanan bir diğer yontem ise "Dendrokonoloji' dir.

Uzun omurlu ağaçların yatay kesitlerindeki halkaların oluşumları ve bunların sayılmaları ile agacin kesildigi zamandaki yaşının mutlak olarak bulunabilecegi anlasilir

Buzul Devirleri'nde yaşamış olan hayvanlarin türlerinin tesbiti, hem iklimsel, hem de paleocoğrafya açısından yaş tayinleri icin kullanılmağa başlar.

Gene 1916'da, Isvecli Botanikçi Lennar Von Post'un ilk olarak geliştirdigi "Polinoloji" çiçek tozlarının analizleri yöntemi, gerek, Buzul Çağları, gerekse Postpleistosen'deki bitki örtüsü, iklim değişmeleri ve tarihlendirme için kullanılır.

2. Dunya Savaşı'na kadar, arkeolojik buluntuların değerlendirilmesi için, gerek çeşitli kimyasal, fiziksel yöntemlerle yapılan malzeme amanlizleri, gereksi mutlak tarihlendirmeler için, daha birçok yöntemin geliştirildigi görülür. Ancak Arkeolojiye dönük bu araştırmaların "Arkeometri" adı altında yeni bir boyut kazanması ve bu günkü kunumuna kavişması, 1950-1960 yılları arasına rastlar.

1955'de Libby ve arkadaslarinin, yaşamları sona ermiş organik maddelerin içinde bulunan radyoaktif karbon 14'un ölçülmesi ile (C-14), arkeolojiye yeni bir mutlak tarihlendirme yontemini armağan etmeleri, bir anlamda "Gercek Arkeometri"nin başlangıcı olarak kabul edilir.

Bugün artik arkeolojik araştırmalar, geçmis uyarlıkları tarihsel gelismeleri icinde, mümkün olduğunca eksiksiz bir biçimde degerlendirmeyi amaçlamaktadir. Bu yüzden eski bir kültürün gereğince anlaşılabilmesi ve tanımlanması icin, o kültürü meydana getiren insanların, o günkü doğal çevrelerinin, içinde yaşadıkları biyolojik ortamı oluşturan hayvan ve bitki topluluklarının; insan, hayvan, bitki ilişkilerinin, ellerindeki kaynaklardan yararlanma biçim ve dercelerine bağli olarak ekonomilerininteknolojilerinin, sosyal, politik ve sanatsal düzeylerinin aydinlatilmasi gerekmektedir. Yine ayni bağlamda, o kültürleri oluşturan insan topluluklarının içinde yaşadıkları devrin mutlak tarihlendirimesinin yapılmasına, ya da çağdaş  olan diğer biyolojik çevreleriyle olan ilişki  ve karşılıklı etkileşimlerinin bütünyle açıklığa kavuşturlmasına çalışılmaktadır.

Bu amaçlar için, bu gün arkeolojide kullanilan ''Arkeometri Yöntemleri" kisaca asağıya cikarilmistir.

 

3. BAŞLICA ARKEOMETRI YÖNTEMLERİ

a) Ören Yerlerinin, Toprak Altı ve Üstü Kalıntıların Saptanması
     1 . Optik Yontemler (Onceden gorme)

               a) Hava Fotoğrafı

               b) Fotogrametri

     2. Fiziksel Jeofiziksel Yöntemler

              a) Rezistivite Yöntemi

              b) Elektrik sondajı yöntemi

b) Arkeolojik Kalintilarin Yas Tayinleriyle Mutlak Tarihleme

   1 . Radyoaktif olan yöntemler

              a) Radyoaktif parcalanma yoluyla
                    1. C-14 (Radyokarbon)
                    2. K40 AR40 (potasyum Argon)
                    3. U 238 (Uranium 238)
                    4. U 235 (Uranium 235)
                    5. Th -232 (Thorium 232)
                    6. Fizyon izleri sayimi

              b) Radyasyon Etkisi ve Enerji Birimi Yoluyla
                   1.  L. (Termolu
                   2. ESR (Elektron Spin Rezonesans)

    2. Radyoaktif olmayan Yontemler
                   1. Paleo Arkeomagnetizma (Jeofizikselmagnetik alan değisim)
                   2. Razemizasyon (Kemiklerde Amino-Asid değisimi)
                   3. Uranium / Florin (U ve F miktarının ölçümü
                   4. Obsidien Hidrasyonu (Hidrasyon tabakasinin ölçümü)
                   5. Cam Yüzeyi Tabakaları am yuzeyi tabakaları değişimi)
                   6. Varv Analizi (Balcik tabakalari sayimi)
                   7. Dendrokronoloji (Ağaç  halkaları sayımı)
                   8. Polinoloji (Pollen Analizi)
                   9. Hayvan Kemiği Analizleri (Hayvan kronolojisi)

c) Arkeolojik Kalintularda Ham MaddeTesbiti (Kaynak Analizi) 

    Bu amaçlar icin genellikle taş, mermer, obsidiyen, çanak çömlek, toprak, metal, curuf ve cam analizleri yapılır. 
    1. Radyoaktif Yoöntemler
                 1. TL. (Termoluminesans)
                 2. Neutron Aktivasyonu
                 3. Atomik Sogurman Spektrometresi

     2. Diğer Fiziksel yöntemler

                 1. Optik Mikroskopi
                 2. Optik Emisyon Spektrometresi
                 3. X-Isini-Fluoresansı
                 4. X-Isini Saçınımı
                 5. Elektron Prob mikroanalizi
                 6. Kızılotesi soğurma

d) Doğal Çevre, Biyolojik ortam, Ekolojinin Aydınlatılması, Besin Ekonomisi, Eski Toprak Araştırılması
      1. Paleo / Arkeo / Antropoloji
      2. Paleo / Arkeo / Botani
      3. Paleo / Arkeo / Zooloji
      4. Polinoloji (Polen Analizi)
      5. Jeomorfoloji Jeokronoloji
      6. Toprak Analizleri

e) Arkeolojik ve Müzeolojik Kalıntıların Restorasyon ve Konservasyon Yöntemleri
       1. Çeşitli Kimyasal Analizler
       2. Çeşitli Fiziksel Analizler

f) Arkeolojik Kalıntıların Tipolojisi için
       1.  Matematiksel Kameleme ve Serileme
        2. Bilgisayar Arkeolojisi ...vb

İstatiksel yöntemler, giderek artan bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Ancak çeşitli gruplara giren yöntemlerin, aynı alanların dışında, değşik amaçlar için kullanıldıkları bilinmelidir. Örnek olarak polinoloji için olduğu gibi.

Görüldüğü gibi, kültür tarihin her yönüşle araştırılmasında yardımcı olmak üzere, uygulanan bu yeni arkeometrik yöntemlerin, arkeoloöiye kazandırdığıbüyük katkıların yanında, bazı sorunlar da ortaya çıkarıyor. Buna, bir anlamda yeni bazı yükümlülükler de denilebilir. 1950 yılını başlangıç olarak kabul edersek, bugün daha 50 yıllık bir geçmişi olan bu fen ve doğa bililerinin, yani arkometri'nin her yöntemin kendine özgü bir dili ve değerlendirme şekli vardır.  Bu arkeometrik yöntemlerle araştırma yapanar, bugün zaman zaman "Arkeometrist" olarak adlandırılıyor.  Arkeometristlerin araştırmalarını, onlarla birlikte yorumlayıp sonuca ulaştıracak olanlar da "Arkeolog"lardır.

Bu açıdan arkeologların, bu yeni yöntemlerin dilinden anlayabilmeleri ve olardan edinecekleri bilgileri doğru yorumlayabilmeleri için, arkeometrik yönden eğitilmeleri gereklidir. Bu bizinde eğitim yapan kurumlara, bugün çeşitli ülkelerin üniversitelerinde rastlanıyor. Ülkemizde de böyle bir eğitim programına yer verilmesi zorunlu gibi gözüküyor. Bu da her halde, "Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümleri" bulunan üniversitelerimizde, Yüksek Lisans ve Doktora düzeyinde eğitim alacak fen ve doğabilimcilerle birlikte, arkeologların da yer alacağı "Arkeometri Enstitüleri"nin kurulması ile gerçekleşebilir.

 

3. ARKEOLOJİDE JEOFİZİKSEL YÖNTELERİN KULLANILMASI

      Uygulamalı jeofizik yöntemleri

                  a) Doğal Kaynaklı

                               1. Gravite yöntemi

                               2. Manyetik yöntemi

                  b) Yapay Kaynaklı

                               1. Elektrik yöntemi

                               2. Elektromanyetik yöntemi

                               3. IP yöntemi

                               4. Sismik yöntemi

                               5. Radar yöntemi

 

Kaynak: Bir İnsan ve Uygarlık Bilimi ARKEOLOJİ - Hasan Tahsin Uçankuş

              Kültür Bakanlığı Yayınları / 2508


Benzer Haberler & Reklamlar