309 yıllık kutsal uykunun hikayesi: Ashab-ı Kehf

309 yıllık kutsal uykunun hikayesi: Ashab-ı Kehf

Mersin'in Tarsus ilçesindeki Ashab-ı Kehf Mağarası, gizemli hikayesi ve ilginç yapısıyla, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.


MERSİN: Milattan sonra 2. yüzyıl başlarında putlara tapmayı reddeden 7 gencin, sığınarak 309 yıl uyudukları rivayet edilen ve Kur'an-ı Kerim'in Kehf Suresi'nde bahsi geçen mağara, Hristiyan ve Müslümanlar tarafından kutsal sayılıyor.

Mağara, diğer semavi dinlerin kitaplarında da yer almasıyla kendini özel kılıyor.

Halk arasında "Yedi Uyurlar Mağarası" olarak da bilinen mağara, yılın 12 ayında yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor. Gizemli hikayesi ve mistik yapısıyla ziyaretçilerin ilgisini çeken Ashab-ı Kehf, dua edip, dilek tutmak isteyenlerle dolup taşıyor.

Ashab'ı Kehf Mağarası'nın sarkıtlarından akan suyu içen ziyaretçiler, yüzlerine sürerek şifa bulacaklarına inanıyor.

"Burada dua edip, Allah'tan dilek diliyoruz"

Ziyaretçilerden 29 yaşındaki Müslüme Çelik, "Buraya gelmek istedim çünkü çok kutsal bir yer. Herkesin gelip, görmesini istiyoruz. Böyle yerler unutulmamalı. Bizler de elimizden geldiğince ziyaret ediyoruz. Allah herkesin gönlüne göre versin." dedi.

Vatandaşlardan Mikail Seyhan (22) ise mağaranın hikayesini duyup Adana'dan gezmeye geldiğini ifade ederek, hem gezip, hem dua ettiğini anlattı.

İstanbul'dan ailesiyle gelen 46 yaşındaki Mehmet Güngör de 1981 yılında kente yerleştiklerini belirterek, "Mersin'e yerleştikten sonra annem, hayatını kaybetti. Ashab-ı Kehf'in mezarlığına defnettik. Ashabilerin duası için buraya geliyoruz. İnancımızın kuvvetinden dolayı bu tür yerleri ziyaret etmek zorundayız. Burada dua edip, Allah'tan dilek diliyoruz. Buraya girdiğimde kendimi çok iyi ve neşeli hissediyorum. Bu nedenle yılda iki defa geliyorum." diye konuştu.

Ziyaretçilerden Safinaz Erdal (35) ise Ankara'dan geldiğini söyleyerek, "Mersin'e geldiğimde buranın hükmünün çok büyük olduğunu duydum. Tabi ki önce Allah rızası için geliyoruz, buradakiler Allah dostu insanlar. Burada Allah'tan bir niyette bulundum, kabul oldu. O günden beri hükmüne çok inanıyorum." ifadesini kullandı.

"Ashab'ı Kehf'e her zamankinden daha çok ihtiyacımız var"

Tarsus İlçe Müftüsü Hayri Erenay da yaptığı açıklamada, Ashab'ı Kehf'in ilçenin manevi bir dinamiği olarak, dünyanın çeşitli ülkelerinden inanç turizmi bağlamında ziyaretçiler ağırladığını kaydetti.

Mağaranın, önemli mesajlar verdiğini vurgulayan Erenay, "Ashab-ı Kehf'teki 7 gencin, bugün hedefsiz ve idolsüz kalan gençliğe verdiği mesaj, maddi ve bedeni zevklerin insanı mutlu etmediğidir. Çünkü rivayetteki bu gençler, saray gençleri. Bazıları kralın, bazıları vezirlerin çocukları. İnsanları mutlu edebilme adına ruhaniyette ve maneviyatta illaki Allah inancının esas olduğu mesajını vermişler" sözlerine yer verdi.

Erenay, Ashab-ı Kehf gençliğinin, inanç ve ideal sevdası için mücadele ettiğini, tarihte de olayları ve mucizeleriyle ölümsüzleştiğini ifade ederek, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştatayyuş'un uyuduğu sırada 309 yıl boyunca kapılarında bekleyen köpekleri Kıtmir'in davranışının da "Allah'ın sevdiği ve koruduğu kullarının peşinde beklemek, en azından Kıtmir'i olabilmek" anlamında edebiyattaki yerini aldığını anımsattı.

Mağaranın, ilçeyi ve ülkeyi, bereketiyle muhafaza ettiğini belirten Erenay, "Biz tüm kardeşlerimizi, bu mucizenin yaşandığı yeri görmeye, ziyaret etmeye davet ediyoruz. Günümüzün idolsüz kalan, terör gibi konulara kendini mahkum kılmış gençleri, yeniden okumaya, yeniden onların hayatlarını irdeleme davet ediyoruz. Müslüman gençliğinin, bugün Ashab'ı Kehf'e her zamankinden daha çok ihtiyacının olduğu kanaatindeyiz" değerlendirmesinde bulundu.

Erenay, mağaranın sarkıtlarından akan suların şişelere doldurulması, şifa amacıyla yüzü sürülmesine ilişkin de şöyle dedi:

"Orada büyük bir mucize yaşandığı için insanlarımız bunu teberrüken yapıyorlar ama bunların kutsiyetine dair herhangi bir hadis veya ayet yok. Ölümden sonra nasıl dirileceğini göstermek için Allah 7 genci 309 sene orada korumaya almıştır, bedenlerini çürütmemiştir. Olayın yaşandığı yere hürmeten orası ziyaret edilir ama bu suların şifa mantığıyla götürülmesi bizim dinimizde kaynağı olmayan bir şeydir. Vatandaşlarımıza bunu önermiyoruz. Dünyada tek şifalı su Kabe'den çıkan zemzemdir. Ziyayetçilerimizden oradaki mucizeyi düşünmelerini tavsiye ediyoruz."

Üç aylarda ziyaretçi sayısının arttığına dikkati çeken Erenay, orada yattığı rivayet edilen 7 kişiden dilek dilenmesi yerine, Allah'a, bu kişilerin hatırına dua edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.



AA Sezgin Pancar 


Benzer Haberler & Reklamlar