İki ayrı bilimsel çalışma, 200 milyon yıl önce suyu terk ederek karasal yaşama geçen solucanların, hem biyolojik hem de tarihî kırılmaların taşıyıcısı olduğunu ortaya koydu.
Yeni yayımlanan iki moleküler biyoloji araştırması, yeryüzündeki yaşamın en köklü dönüşümlerinden biri olan karasal yaşama geçiş sürecinde, solucanların yalnızca çevresel değil genetik bir devrim de yaşadığını gösterdi. Çalışmalar, bu omurgasız canlıların geçmişte yaşadığı genomik sıçrama ve bugünkü genetik istikrarı üzerinden, evrim teorisinin temel yapı taşlarını yeniden tartışmaya açıyor.
Denizden Karaya: Fosil Kayıtlarında Görülmeyen Bir Evrimsel Patlama
University of California, Berkeley’den araştırmacılar tarafından yürütülen ilk çalışma, bugün toprağın altında yaşayan annelid (halkalı) solucanların, atalarının denizel ortamlardan karasal yaşama geçtiği dönemde, genom yapılarında dramatik bir yeniden düzenleme yaşadığını ortaya koydu.
Bu tür bir genetik dönüşüm, klasik Darwinci evrim modelinde öngörülmeyen ama punctuated equilibrium (kesintili denge) kuramıyla örtüşen bir sıçramaya işaret ediyor.
Dr. Oleg Simako, “Genetik materyal adeta parçalanıp yeniden yazılmış. Karasal ortama uyum, sadece dışsal değil, genomun derin yapısında bir devrime neden olmuş.” diyor.
Bu durumun fosil kayıtlarında iz bırakamayan, ama moleküler saatle geriye doğru izlenebilen bir değişim olduğuna dikkat çeken araştırmacılar, bu tarz genetik kırılmaların gelecekte biyoevrimsel arkeolojinin önemli çalışma alanlarından biri olabileceğini belirtiyor.
Bir Yandan Değişim, Diğer Yandan Donma: Nematodların Genetik Sessizliği
Aynı zaman diliminde yayımlanan ikinci çalışmada ise Northwestern Üniversitesi'nden bilim insanları, Caenorhabditis cinsine ait nematod solucanların, 20 milyon yıllık süreçte bazı hücresel gen ifadelerini neredeyse hiç değiştirmediğini belirledi.
Bu bulgu, özellikle vücut yapısını belirleyen hücre tiplerinde evrimsel durağanlığın, çevresel algı ve sinir sistemiyle ilgili alanlarda ise daha esnek bir evrimsel yolculuğun yaşandığını gösteriyor.
Prof. Jonathan Pritchard, “Kimi hücrelerde zaman durmuş gibi. Evrimin bazı yönleri taşlaşmış; bazıları ise hâlâ şekilleniyor.” yorumda bulundu.
Darwin ne demişti? Evrim yavaş, sürekli ve küçük değişimlerle ilerler. Türler zamanla farklılaşır ama bu süreç kırılmasızdır. Solucanlar ne diyor? 200 milyon yıl önce bazı türler genomlarını parçalayıp yeniden düzenlemiş. Bazı hücrelerde ise 20 milyon yıl boyunca hiçbir değişiklik olmamış... |
Arkeolojik Açıdan Yorum: Toprak Solucanı, Sessiz Bir Evrimsel Kayıt
Bu çalışmalar, toprak altındaki yaşamın, sadece ekolojik değil tarihsel bir kayıt taşıyıcısı olduğunu gösteriyor. Fosillerin çoğu zaman yüzeydeki canlılara dair izler sunduğu bir ortamda, toprağın içinde yaşayan organizmaların genetik belleği, geçmişte yaşanan çevresel kırılmaların sessiz tanığı hâline geliyor.
Annelidlerin karasal yaşama geçişi, büyük olasılıkla Mezozoik Dönem’de (Triyas sonu – Jura başı) yaşanan küresel iklim dalgalanmaları, kıta hareketleri ve deniz seviyesi değişimleriyle aynı zamana denk geliyor. Bu çevresel baskı, türlerin genetik yapısında iz bırakan büyük bir sıçramaya neden olmuş olabilir.
Nematodlarda gözlemlenen durağanlık ise, çevreye göre “hazır” olan vücut planlarının, yüz binlerce nesil boyunca moleküler düzeyde korunabileceğini gösteriyor.
Moleküler Arkeoloji Dönemi Başlıyor mu?
Bu iki çalışma, yalnızca biyologların değil, artık jeoekologların da dikkatini çekecek nitelikte. Çünkü:
Fosil verisinin yetersiz olduğu geçiş dönemlerinde, moleküler saat ve genetik yapı, geçmişe dair yeni ipuçları sunuyor.
Evrimin hızlı yaşandığı dönemler fosilleşmeyebilir; ama genomlar bu izleri saklıyor.
Gelecekte, jeolojik katmanlarla moleküler verilerin birlikte okunduğu yeni disiplinlerin gelişmesi bekleniyor.,
Solucanlar, ne fosil koleksiyonlarında parlayan bir türdür ne de popüler bilim kitaplarının yıldızı. Ama son veriler, onların biyolojik değil, aynı zamanda tarihsel öneme sahip canlı arşivler olduğunu gösteriyor.
Bugün bilim insanları onların DNA’sında yalnızca türlerinin değil, karasal yaşamın, iklim krizlerinin ve çevresel dönüşümlerin tarihini de okuyabiliyor.
Arkeolojikhaber.com