İncil Arkeolojisi'nin keşfi: YHVH adı geçen 3200 yıllık lanet muskası

İncil Arkeolojisi'nin keşfi: YHVH adı geçen 3200 yıllık lanet muskası

Ebal Dağı'ndaki bir sunakta bulunan kurşun muskanın içinden; Yahudilerce Allah'ın adı olarak yorumlanan YHVH kelimesinin bilinen en eski kullanımı içeren, proto-alfabetik İbranice metnin yer aldığı iddia edildi.

Katy İncil Ruhban Okulu'nda yöneticilik yapan bir rahip olan ve Associates for Biblical Research (İncil Araştırma Dostluğu) Derneği'nin İsrail' deki Khirbet el-Maqatir ile Shiloh arkeolojik alanlarının Kazı Danışmanı olarak görev alan Arkeolog Dr. Scott Stripling, 24 Mart Perşembe günü ABD'nin Teksas eyaletinin Houston kentinde düzenlediği basın toplantısı ile şaşırtıcı bir arkeolojik keşif iddiasında bulundu.

YHVH adının görüldüğü en eski arkeolojik kalıntı mı?

Dr. Stripling'in açıklamasına göre Ebal Dağı'nın Al-Burnat (halk arasındaki adı ile Şapka Dağı) mevkiinde yaklaşık 30 yıl önce yapılan arkeoloji kazılarında bulunan sunağın hafriyatından çıkan ancak içindeki yazılar yeni deşifre edilen, katlanmış iki santimetre karelik bir kurşun muska, Yahudilik İnancı'na göre Allah'ın adı olan YHVH kelimesinin (üç harfinin) de yazılı olduğu en eski proto-alfabetik İbranice metni içeriyor...

Kurşun muskanın çıkarıldığı alan İsrailli Arkeolog Prof. Adam Zertal kazılmış, kazılarda M.Ö 13. yüzyıla tarihlenen dairesel bir sunak bulunmuştu. İncil Arkeolojisi uzmanları bu sunağın Yuşa Peygamber'in (Yeşu) Kutsal Topraklara girerken inşa ettirdiği sunak olabileceğini savunuyorlardı. Sunaktan, Eski Ahit'in ve Tanah'ın altıncı bölümünü oluşturan Yeşu Kitabı şu şekilde bahsediliyordu: “O zaman Yeşu, İsrail'in Tanrısı Rab'be Ebal Dağı'nda bir sunak yaptı” (Yeşu. 8:30)

Dr. Stripling'in, İncil Arkeoloji'sinde son bin yılın en önemli keşfi olarak tanımladığı keşfi içeren 2 santimetre X 2 Santimetre ebadındaki kurşun muska 2020 yılında Stripling'in ekibi tarafından incelemeye alındı.

Metal açılamayacak kadar kırılgandı ve katlanmış kurşun levhaların içindeki harflerin teknolojik destek olmadan okunması imkansızdı.

ABR ekibi, Prag'daki ek Cumhuriyeti Bilimler Akademisi'nden uzmanlarla görüşerek, metni okuyabilmek umuduyla muskayı tıbbi tanı amaçlı kullanılan tomografik taramalara (CT taramaları) benzer şekilde her yönüyle incelemeye tabi tuttu.

Taramalar sonucunda eski İsrail'den bilinen herhangi bir İbranice yazıttan yüzyıllar daha eski olan, 40 harften oluşan eski bir proto-alfabetik İbranice yazıtı ortaya çıkardı.

 Lanet Muskasında ne yazıyor?

Eski çağ metinlerini deşifre etmede uzman olan Epigraflardan Mainz Johannes Gutenberg Üniversitesi'nden Pieter Gert van der Veen ve Hayfa Üniversitesi'nden Gershon Galil, muskanın bir lanet (veya beddua) metni içerdiğini tespit ettiler. Bir tür lanet muskası ve beddua kitabesi olarak tanımlanan muskada 10 kez “Lanet” (aroor) kelimesi 10 kez geçtiği gibi Tetragrammaton olarak adlandırılan Kabala inancına göre Allah'ın dile getirilemez ismi olan, İsrailoğulları'nın Tanrısının adı olarak bilinen Yahova adının kökeni olan YHWH kelimesinin 3 harfini de içeriyor.

Muskanın içindeki metin Türkçeleştirilmiş hali şu şekilde:

"Lanetli, lanetli, lanetli -
Tanrı YHW tarafından lanetlendi.
/ Lanetli öleceksin./
Lanetli kesinlikle öleceksin./

YHW tarafından lanetlendi –
lanetli, lanetli, lanetli."

Çoğunluğu İbranice olan metnin, muskayı taşıyan kişiyi yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde ne beklediği konusunda uyardığı tahmin ediliyor. Bunun Yahudiler tarafından kullanılan sosyal sözleşme metni olabileceği ihtimali üzerinde de duruluyor.

Eğer söz konusu iddia doğrulanırsa metin hem en eski İbranice Metin olacak hem de Yahudiliğin Tanrı'sının adının yer aldığı en eski kitabe olarak müzelerde yerini alacak. Metnin doğrulanması halinde Dinler Tarihi açısından önemli bir nokta da Yahudilerin Yuşa Peygamber önderliğinde Kutsal Topraklara girdiklerinde okuryazar oldukları belgelenmiş olacak aynı zamanda YHWH tetragrammatonunun kullanımı daha önce belgelenenden 500 yıl daha eskiye gidecek.

Hayfa Üniversitesinden Epigraf Prof. Gershon Galil, The Times of Israel'e yaptığı açıklamada metnin büyük ölçüde bir proto-Kenan alfabesi ile yazıldığını söyledi ve "Buna benzeyen alfabeyi içeren bir yazıt Sina Yarımadası'nda keşfedilmiş ve M.Ö 16. yüzyılın başlarına tarihlendirilmişti" dedi.

Ebal Dağı'nda bulunan Lanet Muskası kaç yıllık?

Muska Geç Tunç Çağı'na tarihlendiriliyor ve yaklaşık M.Ö. 1200'lerde oluşturulduğu sanılıyor.

Stripling tarihlendirmenin taramalarda ortaya çıkan şekillerin epigrafik analizine ve eserin kurşun analizine dayandırıldığını belirtiyor ve "lanet muskasının çıktığı alanda bulunan çanak çömlekler Demir Çağı I ve Geç Tunç Çağı'na tarihleniyor. Bu nedenle muska da o döneme ait olabilir. Ben muskanın Geç Tunç çağına ait olduğuna inanıyorum ama tarihinin M.Ö 1400'e kadar çekilebileceğine de ihtimal veriyorum" dedi.

Henüz bilimsel açıdan doğruluğu kanıtlanmadığı için iddia olarak yorumlanıyor

Basın toplantısında söz konusu metnin tarama sonuçlarına dair görüntülerin yer almaması, YHVH ibaresi iddiasına dair sadece çizim kullanılması ve söz konusu bilimsel bulguların henüz hakemli bir akademik dergide yayınlanmamış olması iddialara bilimsel açıdan şüpheyle bakılmasına yol açtı.

Bu alanda çalışma yapan bilim adamları ve arkeologlar, "taramaların doğruluğu belgelenmiş görüntülerini görene ve hakemli bir akademik dergide bilimsel makaleyi görene kadar yorum yapmanın mümkün olmadığını belirttiler.

İsminin yayınlanmasına izin vermeyen ünlü bir akademisyen, "Bilimsel olarak yayınlanmadan önce açıklama yapılması ve gerçekmiş gibi haberlerde yayınlanması hata" derken bir diğer uzman "Kanıtları görmeden iddiaların gerçek mi yoksa "aşırı gelişmiş hayal gücü" mü olduğunu bilmem imkansız" yorumunda bulundu.

Öte yandan İsrail medyasının özellikle son yıllarda Filistin Devleti kontrolündeki bölgelerde yer alan arkeolojik alanlar konusunu sık sık gündeme getirmesi ve Yahudilikle ilgili arkeolojik bulgularla ilgili konuları sıkça haberleştirmesine de dikkat çeken bazı akademisyenler, "bilim ile 'ideolojik ve kutsallaştırılan inançları' birbirinden iyi ayrıştılmalı" dediler.

Ebal Dağı'na neden Lanet Dağı deniliyor?

İddiaları içeren ise söz konusu muska Tevrat'ın (Eski Ahit) beşinci bölümü olan Tesniye (Yasa'nın Tekrarı) Suresinden (11:29) dolayı lanetlerin yeri olarak bilinen Ebal Dağı'nda bulundu .

Ebal Dağı, Nablus ve Batı Şeria arasında yer alıyor. Kutsal Kitaplarda adı Şekem olarak geçen Filistin Devleti'nin kontrolündeki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan dağın Türkçeleştirilmiş adı Taş Dağı. Ancak Dağ, Tevrat ayetlerinden dolayı Lanet Dağı olarak ünlenmiş durumda.

Kutsal Kitapta aktarılan rivayetlere göre Musa Peygamber Erden ırmağının doğusunda konaklayan İsrail halkına Tanrı'nın buyruk ve yasalarını içerem 10 Emir'i açıkladıktan sonra,"Bakın bugün önünüze bereketi ve laneti koyuyorum; bugün size emretmekte olduğum Allahınız Rabbin emirlerini dinlerseniz, bereket; ve Allahınız Rabbin emirlerini dinlemezseniz, ve bilmediğiniz başka ilahların ardınca yürümek için bugün size emretmekte olduğum yoldan saparsanız, lanet.. Gitmekte olduğun yurda Allahın Rab seni getirdiği zaman, bereketi Gerizim dağı üzerine, ve laneti Ebal dağı üzerine koyacaksın. Onlar Erden ötesinde, güneşin battığı yolun arkasında, Arabada oturan Kenanlılar yurdunda, Gilgal karşısında, More meşelerinin yanında değil mi?" (Tesniye 11:26-30).

Yaşar İliksiz - www.arkeolojisanat.com 


Benzer Haberler & Reklamlar