Bulgaristan'daki Osmanlı mirası Pazarcık

Bulgaristan'daki Osmanlı mirası Pazarcık

Pazarcık şehri, 15. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerini barındırıyor. Ağa Kurşun Camisi ve Saat Kulesi’nin yanı sıra Osmanlı evleri Pazarcık’ın çağdaş yaşamına renk katıyor

SOFYA: Bulgaristan'ın başkenti Sofya'nın güneydoğusunda yer alan ve Kırım'dan gelen Tatarların 1418 yılında kurduğu Pazarcık şehri, ülkenin Osmanlı mimarisini yansıtan en otantik kentlerinden biri olma özelliğini taşıyor.

Eski adıyla ''Tatar Pazarı'' olarak da bilinen şehir, İstanbul'dan Avrupa'ya uzanan yolda önemli bir geçit, aynı zamanda hanları ve kervansaraylarıyla zengin bir ticaret yeri olarak biliniyordu. Tarihi kaynaklara göre, şehrin kuruluşu Sultan II. Beyazıt döneminde (1481-1512) Kırım Tatarlarının yöreye yerleştirilmesine denk geliyor. Akıncıların kayıtlarında, 1472 yılı itibarıyla o zamanki Pazarcık'ın 105 haneden ibaret olduğu ve tümüyle Müslümanlar tarafından iskan edildiği belirtilmektedir. Osmanlı döneminde halkın tümü Müslüman Tatar, Türk ve yörüklerden oluşmaktaydı.

Şehrin ayakta duran tek camisi

Zamanla Yukarı Trakya Ovası'nın batısında önemli bir kavşak haline gelen şehirde ilk caminin şehrin kuzeyinde, günümüzde var olmayan Eski Cami olduğu ve kuruluşunun 1540 yılına dayandığı tahmin ediliyor. Pazarcık’ta daha sonra 18 cami daha inşa edilmiş olmasına rağmen günümüzde ayakta kalan tek cami, 25 metre yüksekliğindeki minaresiyle Kurşun Cami olarak bilinen Nazır Ağa Camisi. Nazır Ağa’nın 1667 yılında yaptırdığı cami, yöre halkı arasında Kurşun Cami olarak anılıyor. Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğünün himayesinde bulunan ve hala ibadete açık olan caminin içi ve avlusu, özellikle cuma günleri Pazarcık’ta yaşayan 20 bini aşkın Türk ve Roman kökenli Müslüman'ın buluşma yeri.

Caminin imamı Yaşar Salih,  “Cuma namazı için burası tamamen doluyor. Burası biraz uzak olduğu için mahalle içinde başka mescit var, bir cami var ve genelde namazların orada kılınması tercih ediliyor. Osmanlı zamanından kaldığı için merkezde kalmış. Mahalle ise buraya 2 kilometre uzakta.” dedi.

Salih, şehir merkezinde böyle yüksek minareli bir dini yapının bulunmasının bazılarını rahatsız ettiğini, ancak diğerlerinin camiyi “değerli bir kültürel ve tarihi miras'' olarak algıladığını kaydetti. Kentte ibadete açık tek cami olmasına rağmen 1973 yılında meydana gelen bir depremde büyük hasar gören caminin kubbesinde oluşan çatlakların cemaati endişelendirdiğini de ifade eden Salih, “Namaz sırasında üzerimize, çatlak kubbeden parçalar düşüyor. Kendi gücümüzle, uzmanlık gerektiren tadilatı yapamıyoruz. Maddi olanaklarımız da yok. Türkiye bize yardım eli uzatırsa çok mutlu oluruz.” şeklinde konuştu.

Saat Kulesi

Pazarcık’ta Osmanlı dönemini hatırlatan eserlerden biri de 18. yüzyıldan kalma Saat Kulesi. Şehir meydanında 1741 yılında inşa edilen Saat Kulesi, 1924 yılında tamamen yıkıldı. Yerel halkın çabalarıyla 2010 yılında aslına uygun şekilde yeniden inşa edildi. Kule girişindeki kitabede, “Dürüst İbrahim Ağa Hayrullov, saat başı çalan bu kuleyi şehrimize bağışlayarak, halkımıza neşe bağışladı.” ifadesi yer alıyor. Pazarcık’ta 1924 yılında tüm Osmanlı yapıları yerle bir edilse de kulenin temellerine dokunulmadı. Bu nedenle 6 metre yüksekliğindeki taş gövde, günümüzde Osmanlı mimarisinin sağlam temellerini koruyor.

Şehrin eski dönemlerdeki görüntüsünü günümüze taşıyan otantik evlerin arasında yıkılmış bazı eserlerin yanı sıra, restore edilerek müze haline getirilmiş ilginç eserler de bulunuyor. O dönemin tacirlerinden Nikola Hristoviç'in 1850 yılında inşa edilen evi, günümüzde Tarih Müzesi olarak hizmet veriyor.

Tarih kitaplarında Pazarcık’taki Kurşun Han’dan da bahsediliyor. Damat İbrahim Paşa döneminde 1574 yılında şehrin en büyük yapısı olan kervansaray kurulduğunda, dönemin Balkanlardaki en büyük hanı olarak ün yaptı. Yaklaşık 12 bin metrekarelik alanda dükkanlar, atölyeler, depo ev ahırlar bulunan kervansaray, kurşun kubbeli olduğu için Kurşun Han adını aldı. Kurşun Han, 1877 ve 1878 yıllarında yaşanan Osmanlı-Rus harbi sonrasında yakılarak tümüyle tahrip edildi.

Osmanlı Devleti'nin güç kaybettiği 17. yüzyıl sonrasında Pazarcık’ta Varoşa adlı ilk Bulgar mahallesi kuruldu ve zamanla Pazarcık, kilise ve manastırlarla dolu bir Bulgar kenti haline geldi. Bugün de Güney Merkez Bulgaristan bölgesinin idari ve kültürel merkezi olan Pazarcık, günümüzde modern bir şehir görünümünde.

AA  İhvan Radoykov 


Benzer Haberler & Reklamlar