Mikenler gerçek bir etnik grup muydu yoksa arkeolojik bir kurgu mu? Uydurulmuş bir medeniyet tartışmalarında taşlar ne anlatır, uluslar ne yazar? Mikenler ve Arkeolojide Kimlik Meselesi... Kimin Atası Kim? İşte bu soruların cevaplanmasına ışık tutacak bir makale ile arkeolojide etnik kurgu tartışması, ve Mikenler üzerine eleştirel bir okuma:
Kültür Tarihçi Arkeoloji Anlayışı, Etnisite ve Pseudoetnik Bir İfade Olarak Mikenler başlığını taşıyan makale , Arkeoloji - Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Muammer İreç tarafından kaleme alındı, Arkeoloji ve Sanat Dergisi'nin Eylül - Aralık 2015 tarihli 150. sayısında yayınlandı.
İşte “Mikenler gibi kimlikler, tarih öncesi veriler üzerinden değil, modern çağın ideolojik gereksinimlerinden beslenerek şekillenmiştir.” diyen Muammer İreç'in makalesinde ele aldığı ilginç ayrıntılar ve arkeolojinin üzerinde tartışmaların bitmediği hassas konuları:
Mikenler Üzerinden Arkeolojik Kimlik İnşası Tartışması: Kültür Tarihçi Yaklaşımın Eleştirisi
Arkeoloji biliminin kültürel kimlikleri nasıl inşa ettiği ve bu süreçte ne kadar tarafsız kalabildiği uzun süredir tartışma konusu. Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden araştırma görevlisi Muammer İreç, bu tartışmayı Yunan Yarımadası’nın tarihsel halklarından biri olan Mikenler üzerinden güncelleyen dikkat çekici bir makale kaleme aldı.
Kültür Tarihçi Arkeolojinin Yanılsamaları
İreç’in makalesinde odaklandığı temel nokta, Kültür Tarihçi Arkeoloji (Culture-Historical Archaeology) olarak bilinen yaklaşımın, etnisiteyi maddi kültür kalıntılarıyla ilişkilendirmedeki hataları. Bu yaklaşım, bir kültürü doğrudan maddi kalıntılara bağlayarak o kültürün etnik kökeni hakkında genellemeler yapma eğiliminde. Ancak bu, hem arkeolojik hem sosyolojik açıdan son derece sorunlu bir bakış açısı.
İreç, bu yaklaşımın 19. yüzyıldan itibaren gelişen modern milliyetçilik akımlarıyla paralel ilerlediğini ve özellikle Avrupa merkezli etnosentrik kabullerin arkeolojik yorumlara sirayet ettiğini vurguluyor.
Mikenler: Gerçek Etnik Grup mu, İcad Edilmiş Bir Kimlik mi?
Makalenin en çarpıcı yönlerinden biri, Mikenler üzerine yapılan yeniden değerlendirme. Bugün çoğu tarihsel anlatıda Helen öncesi Yunan halkı olarak sunulan Mikenler, İreç’e göre arkeolojik veriler temelinde etnik olarak tanımlanabilecek bir grup değil. Miken kültürünün, özellikle mezar yapıları, çanak-çömlek biçimleri ve yazı sistemleri gibi maddi kalıntılar üzerinden oluşturulmuş bir bütünlük yanılsamasına dayandığı öne sürülüyor.
Bu noktada “pseudoetnik” yani sahte etnik kavramı devreye giriyor. Yazar, Mikenlerin arkeoloji yazınında oluşturulmuş bir kimlik kategorisi olduğunu; bu kategorinin ulus-devlet ideolojilerinin etkisiyle yeniden üretildiğini savunuyor.
Arkeolojide Etnisite Meselesi
Makale, arkeolojide etnisiteyi maddi kültürle eşitlemenin ne denli problemli olduğuna dikkat çekerken, postmodern ve eleştirel arkeoloji yaklaşımlarının bu konuda sunduğu alternatif perspektifleri de gündeme getiriyor. Özellikle etnisitenin sosyal olarak inşa edilen bir olgu olduğu ve sabit, değişmez bir kategori sayılamayacağı vurgulanıyor.
Arkeolojinin Politikleşme Riski
İreç’in makalesi, arkeolojik bilgi üretiminin sadece bilimsel değil, aynı zamanda politik ve ideolojik olduğunu hatırlatıyor. Özellikle ulusal kimlik inşalarında, belirli grupların “atalar” olarak tanımlanması, arkeolojik buluntulara yüklenen anlamlarla şekilleniyor. Mikenler özelinde bu durum, antik Yunan kimliğinin ve dolayısıyla Batı medeniyetinin kökenlerine dair oluşturulan anlatıları etkiliyor.
Arkeolojik Kimliklere Eleştirel Bakmak Zorundayız
Muammer İreç’in çalışması, arkeoloji biliminin objektiflik iddiasını sorgulatan, disiplinler arası bir eleştirel analiz sunuyor. Kültür tarihçi arkeolojinin etnik gruplar üzerine yaptığı genellemelerin tarihsel bağlamdan kopuk ve indirgemeci olduğunu ortaya koyarken, çağdaş arkeologları etnik kimliklere dair varsayımlarını sorgulamaya davet ediyor.
Arkeolojikhaber.com