Troya Antik Kenti'nde 2025 yılı kazı sezonunda ortaya çıkarılan 4 bin 500 yıllık altın broş ve eşine az rastlanır bir yeşim taşı, bölgenin Tunç Çağı’ndaki kültürel ve ticari önemini yeniden gündeme taşıdı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Prof. Dr. Reyhan Körpe’nin verdiği bilgilere göre, buluntular hem Troya’da yerel üretimin varlığına hem de uzak mesafelerle kurulan ticaret ağlarına işaret ediyor. Elde edilen veriler, Troya'nın hâlâ birçok sırrı barındırdığını gözler önüne seriyor.

Kazılarda Çarpıcı Bulgular: Altın Broş ve Yeşim Taşı
2025 yılı kazı sezonunda Troya Antik Kenti’nde sürdürülen arkeolojik çalışmalar, bölgenin geçmişine dair çarpıcı yeni bilgiler sunmaya devam ediyor. Kazı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Reyhan Körpe’nin yaptığı açıklamaya göre, bu yıl “6M Sarayı” olarak adlandırılan yapının ön kısmında yapılan kazılarda 4 bin 500 yıl öncesine tarihlenen son derece nadir nitelikte bir altın halkalı broş ile yeşim taşı gün yüzüne çıkarıldı. Aynı kazı alanında ayrıca çeşitli kemik aletler de ortaya çıkarıldı.
Yerel Zanaatkârlık ve Küresel Ticaretin İzleri
Prof. Dr. Körpe, bulunan broşun sanatsal kalitesi ve işçiliğiyle dikkat çektiğini belirterek, “Bu buluntu, yerel zanaatkârların altın işleme becerisini gözler önüne seriyor. Bu, broşun Troya’da üretilmiş olduğunun güçlü bir göstergesi,” dedi. Diğer yandan, kazı alanında bulunan yeşim taşı ise oldukça uzak coğrafyalardan, muhtemelen Çin ya da Afganistan’dan getirildi. Bu durum, Troya’nın Tunç Çağı’nda yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde bir ticaret merkezi olduğunu ortaya koyuyor.

Yeşim taşının, o dönemlerde özellikle Doğu Asya’da kutsal ve değerli bir obje olarak kabul edildiği biliniyor. Böylesi bir nesnenin Troya’da bulunması, Anadolu ile Uzak Doğu arasında kurulan ticaret yollarının karmaşıklığını ve derinliğini gösteriyor.
Bilimsel Kazıların Devamlılığı ve Önemi
Troya kazıları, 2014 yılından bu yana Prof. Dr. Rüstem Aslan başkanlığında ve Prof. Dr. Reyhan Körpe’nin kazı başkan yardımcılığında yürütülüyor. Kazı ekibi, bu sezon elde edilen buluntuların Troya’nın geçmişine dair bilgilerimizi daha da derinleştirdiğini ifade ediyor. Prof. Dr. Körpe, “Bu tür buluntular, kentin hâlâ bize anlatacak çok şeyi olduğunu kanıtlıyor. Her kazı sezonu yeni bir hikâyeyi ortaya çıkarıyor,” şeklinde konuştu.
Troya'nın Katmanları Arasında Saklı Hikâyeler
Troya yalnızca Homeros’un epik anlatılarında değil, aynı zamanda arkeolojik bulgularla da binlerce yıllık çok katmanlı bir tarihi içinde barındırıyor. Broşun ve yeşim taşının bulunması, Troya’nın sadece savaşlarla değil, aynı zamanda sanat, zanaat ve uluslararası ilişkilerle de anılması gerektiğini ortaya koyuyor. Bilim dünyası için olduğu kadar, kültürel mirasın korunması açısından da bu tür buluntular büyük önem taşıyor.
Burak Akay - aa

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor