Tarihi eser kaçakçıları koleksiyonerlere nasıl satış yapıyorlar?

Tarihi eser kaçakçıları koleksiyonerlere nasıl satış yapıyorlar?

Bunun benzeri Christie’s’de satıldı, Henüz okunmadı, Nazi yağmasından değil, Bu eserle ilgili akademik çalışma yapana ödül vereceğiz, Sahipsiz kalmış aile mirası, Saygın bir özel koleksiyondan, Avrupa’da bir koleksiyondan, Menşei bilinmiyor, Özgünlük Belgesi ile satıyoruz... Bunlar kaçak tarihi eser ve sahte eser satıcılarının söylemleri... Peki bu cümleler, aslında ne anlama geliyor?

Suriye, Mısır ve Irak’tan kaçırılan eserlerin Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve ABD’ye kaçırıldığı gayet iyi biliniyor. Hem Türkiye hem de ABD bu konuda çeşitli adımlar atıyor ancak bu noktada koleksiyonerlerin bilinçlendirilmesi de önem taşıyor.

Kültürel miras alanında çalışan Amerikalı uzmanlar, kaçak eserlerin ve menşei bilinmeyen eserlerin satın alınmaması konusunda Twitter üzerinden uyarılarda bulunuyor.

Kaçak veya sahte eser satıcılarının Amerikalı koleksiyonerleri kandırmak için kullandığı ifadelerden bazıları şöyle:

‘Avrupa’dan geldi’

Eserin “Avrupa’dan geldiği” söyleniyorsa Türkiye’den kaçırılmış olması ihtimali yüksek. Gerçekten Avrupa koleksiyonlarından ABD’ye eser ulaştırıldığında eserin Almanya, Fransa veya İngiltere gibi hangi ülkeden geldiği belirtiliyor. Eğer satıcı ülke belirtmiyorsa dikkat etmekte fayda var.

‘Özgünlük Belgesi ile satıyoruz’

Bir satıcı, eserin orijinal olduğunu tasdik eden bir akademisyen bulamadığını, bu yüzden de kendi firmasından Özgünlük Belgesi (Certificate of Authenticity) hazırladığını söylüyorsa, eser büyük olasılıkla sahte, çalıntı ya da kaçak demektir.

‘Menşei bilinmiyor’

Amerika’nın belli bir topluluğa ait kültür mirası kabul ettiği ve o grup tarafından devredilemez kabul edilen ancak menşei (provenance) belli olmayan eserlerin satın alınmaması gerekiyor. Satıcılar, “Cultural Patrimony Code 2600 Chap: 14” kapsamında, bu eserin ABD içinde satın alınmasının yasal olduğunu iddia ediyorlarsa ekstra dikkatli olmak gerekiyor.

‘Avrupa’da bir koleksiyondan’

Satıcılar bu ifadeyi kullandığında, genellikle Türkiye’den kaçırılmış bir eserden bahsediyorlar. Eserin menşeinin hangi ülke olduğunu belirtmek istemediklerinde “Avrupa’dan” diyorlar. “Eski bir Avrupa koleksiyonundan” dediklerinde, Türkiye’deki bir antikacıdan satın alınmış bir eserden bahsediyorlar. “Türkiye’de bir koleksiyondan” dediklerinde ise aslında Suriye’den gelmiş bir eserden bahsetmiş oluyorlar.

‘Saygın bir özel koleksiyondan’

Satıcı, sattığı eserin Orta Doğu’daki saygın bir ailenin koleksiyonundan geldiğini iddia ediyorsa bunun araştırılmasında ve teyit edilmesinde fayda var.

‘1960’larda oluşturulan bir koleksiyondan’

Tarihi eser kaçakçılığıyla ilgili UNESCO sözleşmesi 1970 tarihli olduğundan, satıcılar özellikle “1960’lardaki bir koleksiyondan kalma” ifadesini kullanabiliyor ve eserin ABD’ye bu tarihten önce, yani gümrük kısıtlaması yokken getirilmiş olduğunu iddia ediyorlar.

‘Sahipsiz kalmış aile mirası’

Satıcı, eserin 1950’lerde miras kaldığını iddia ederek ve tüm mirasçıların ölmüş olduğunu söyleyerek hiçbir menşe belgesi sunmuyorsa o eseri satın almamakta fayda var.

‘Bu eserle ilgili akademik çalışma yapana ödül vereceğiz’

Bir eser hakkında bir akademisyen araştırma yaptığında veya eserle ilgili çeşitli kitaplarda bilgi bulunuyorsa, eserin fiyatı daima daha yüksek olur. Satıcılar, ellerindeki eserle ilgili üretilecek makaleler için akademisyenlere para teklif edebiliyorlar.

‘Nazi yağmasından değil’

Satıcılar, Nazi döneminde yağmalanmış eserlerin veritabanı olan “Art Loss Registry”nin sertifikasının sahtesini yapabiliyor. Bu sertifika satılan eserin bu veritabanına kayıtlı olmadığı, dolayısıyla Nazi yağması esnasında el değiştirmediği anlamına geliyor. Bu tarz bir sertifika ile satılan bir esere rastlandığında, Art Loss Registry’den teyit etmek gerekiyor.

‘Henüz okunmadı/ tercümesi yapılmadı’

Özellikle papirüs veya tablet gibi yazı içeren bir eserin, “henüz okunmadığı” iddia ediliyorsa sahte olması veya Orta Doğu’dan kaçırılmış olması ihtimali çok yüksek.

‘Bunun benzeri Christie’s’de satıldı’

Satıcı, menşei belgesi bulunan benzer bir eserin büyük bir müzayedeevi tarafından satıldığını söyleyerek benzer bir eser satmaya çalışıyorsa dikkatli olmak gerekiyor.

Türkiye yeni bir gümrük kısıtlaması mutabakatı yapılmasını istedi

Türkiye, 1970 UNESCO Kültür Varlığının Yasa Dışı İthali, İhracı, Transiti ve Mülkiyet Transferinin Önlenmesi ve Yasaklanması için Alınacak Tedbirlerle İlgili Sözleşme’nin 9. Maddesi kapsamında, yeni bir gümrük kısıtlaması mutabakatı yapılması için, 6 Eylül 2019’da ABD Hükümeti’ne başvuruda bulundu. Türkiye’nin yaptığı resmi başvurunun, 1 Ekim itibariyle kayda alındığı ABD Eğitim ve Kültür İlişkileri Bürosu tarafından duyuruldu.  Bakınız: https://www.federalregister.gov/documents/2019/10/02/2019-21359/notice-of-receipt-of-request-from-the-government-of-the-republic-of-turkey-under-article-9-of-the

Kültürel miras kaçakçılığıyla mücadele etmek için yapılan mutabakatlardan bir başkası 2013’te Yunanistan ile yapılmıştı. 1970 UNESCO Sözleşmesi kapsamında, kültür varlığının korunması talebinde bulunan ülke diğer ülkeye, son dönemde hangi tür eserlerin kaçakçılığa maruz kaldığı gibi bilgileri ileterek bu eserlerin o ülkeye girişi konusunda gümrük kısıtlaması uygulanmasını talep edebiliyor ve aynı gümrük kısıtlamasını uygulamayı kendisi de kabul ediyor.

Havalimanında tarihi eser kaçakçılarına tabelelı uyarı!

İstanbul’da açılan yeni havalimanımızda yer alan bu tabela, Türkiye’den eser kaçırılmaması için yapılan uyarılardan biri. Tabelada eser kaçakçılığın neden yasak olduğu da cezasının ne olduğu da belirtilmiyor. Bu tabelanın bu haliyle pek caydırıcı olduğu söylenemez.

Melishan Devrim - gazeteduvar.com.tr

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar