Kıbrıs'ta Osmanlı öncesi Türk izleri sempoyumla sorgulandı

Kıbrıs'ta Osmanlı öncesi Türk izleri sempoyumla sorgulandı

Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi'nin Kıbrıs'ta Osmanlı İmparatorluğu Öncesi Türkler Uluslararası Sempozyumunda, tarih boyun adadaki Türk ve İslam izleri; tarih, kültür, edebiyat, arkeoloji, antropoloji verileri ışığında gündeme getirildi.

Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi (KISBÜ) KAM ve Eğitim Bilimleri Fakültesi, Türkçe Öğretmenliği Bölümü tarafından; Osmanlı Devletinin Kıbrıs'ı fethinden önceki dönemde Türklerin varlığına dair yeni bilgileri ortaya koymak amacıyla düzenlenen, Uluslararası Kıbrıs'ta Osmanlı İmparatorluğu Öncesi Türkler Sempozyumu 13 - 15 Mayıs 2019 tarihlerinde birbirinden ilginç sunumlarla gerçekleşti.

Sempozyum açılışında, KKTC Yükseköğretimi Planlama, Denetleme, Akredistasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Akile Büke, YÖDAK Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hasret Balcıoğlu ile eski YÖDAK Üyesi Prof. Dr. Umay Türkeş ve KISBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Tümer katıldı.

Yrd. Doç. Dr. Zeki Akçam: Osmanlı öncesi Kıbrıs'ta Türk ve Türk-İslâm varlığı yeniden değerlendirilmeli

Sempozyum açılış konuşmasını yapan KISBÜ rektörlüğü adına sempozyum başkanı Yrd. Doç. Dr. Zeki Akçam  sözlerine "Bilindiği gibi tüm bilimsel çalışmaların bir araştırma ile ilgili çözmesi gereken bir veya birden fazla problemleri vardır. Bu sempozyumun ana problemi "Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbrıs Adası'nı Fethinden önce gerek sivil, gerek askeri gerekse diğer farklı nedenlere bağlı olarak "bir Türk varlığından söz edebilir miyiz? Bilindiği üzere Kıbrıs'ın, tarih öncesi ve ortaçağ dönemlerine ait bilgiler genellikle objektif olarak değerlendirilememiş hatta bu dönemlerde adada yerleşik bir Türk varlığının olabileceği konusuna ihtimal dahi verilmemiştir ya da biz öyle biliyorduk. Bu sempozyum çalışmalarına başladıktan sonra gördük ki bu konu ile ilgili olarak gerek yerli gerekse yabancı kaynaklarda aslında bu konuya değinilmiştir. Bu da bize, içinde bulunduğumuz XXI. yüzyılda Türklere ve Türk-İslâm sahasına ait, tarih, kültür, edebiyat, arkeoloji, antropoloji ve daha birçok alanın ve bu alana ait verilerin yeniden değerlendirilmeye başlanması gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur" ifadeleriyle başladı. 

"Bilindiği üzere Kıbrıs'ın, tarih öncesi ve ortaçağ dönemlerine ait bilgiler genellikle objektif olarak değerlendirilememiş hatta bu dönemlerde adada yerleşik veya farklı zamanlarda artan daha sonra azalan bir Türk varlığının olabileceği konusuna ihtimal dahi verilmemiştir" diyen Zeki Akçam, sözlerini şöyle sürdürdü: Özellikle 1990 yılında Türk dünyası ile olan ilişkiler artmış ve son 28 yıl içerisinde birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmaların başında arkeoloji, tarih, edebiyat, dil ve kültür birinci sırayı almaktadır. Türklerin yazıyı icadı, Proto-Türkler, Türklere ait yazılı eserler, çeşitli kurganlar vb. konularda yapılan çalışmalar Türk kültürünü ve tarihini yeniden değerlendirmemiz gerektiğini ortaya koymuştur"

Zeki Akçam, sempozumn içeriğini şu şekilde açıkladı: "Sempozyumda on bir bildiri sunulacaktır. 1 bildiri sahibi Hollanda'dan, 7 bildiri sahibi Türkiye'den, üç bildiri sahibi ise KKTC'den katılmıştır. Sempozyuma katılan konuşmacılarımızın tamamına yakını çağrılı konuşmacıdır. Ancak sadece çağrılı konuşmacı değil sempozyumdan haberdar olan bilim insanlarımızın da bildirilerini değerlendirme sürecinden sonra kabul ettik. Özetler yoğun bir değerlendirme sürecinden geçmiştir. Sadece Bilim kurulu değil bilim kurulu dışındaki uzmanlara da başvurduk. Örneğin, Açılış konuşmalarından hemen sonra ilk sunumu yapacak olan Mehmet Turgay Kürüm'ün bildirisi bilim kurulu dışında iki akademisyen tarafından daha incelenmiştir. Tarafımızdan Kıbrıs'ta okunamayan Minos yazıtlarını değerlendirmesi istenmiş ve elimizdeki malzemeler kendisine gönderilmiştir. Bilim kurulu üyelerimizin tüm cevaplanmasını istedikleri hususlar araştırmacıya iletilmiş ve bu hususlar cevaplandıktan sonra bildiri kabul edilmiştir. Dolayısı ile tüm bildirilerimiz böyle bir incelemeden geçmiştir. Konu dışı gibi görünse de Alaşya Antik kenti ve uygarlığı ile ilgili bildiri de oldukça dikkat çekicidir. Bu bildiri özellikle adanın bir Helen Adası olmasına yönelik tezleri reddeden konuya farklı bir bakış açısı getiren bir bildiridir. Gelen bildiri özetleri bize şunu göstermektedir ki: Osmanlı İmparatorluğundan önce Kıbrıs'taki Türk ve Türk-İslâm varlığı yeniden değerlendirilmelidir"

Sempozyumdaki tüm bildirilerin ezber bozacak nitelikte olduğunu belirten Zeki Akçam, "Sempozyumda Kıbrıs, Kıbrıs Türk tarihi ile Türk-İslam Tarihinin ilmî veriler ışığında değiştiğine şahit olacaksınız. Bilindiği üzere üniversitemiz Kıbrıs'ta Sosyal Bilimler alanında öncü bir üniversite olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Nitekim 1571'den günümüze kadar yeni bir Kıbrıs Türk Edebiyat tarihi yazılmaktadır. Proje artık basım aşamasına gelmiştir. Arap-İslam akınları, Adalarda Türk-İslam kültürü, İngiliz Sömürge dönemi gibi birçok konu hakkında sempozyum ve çalıştaylar düzenlenerek tabir yerinde ise XI. Yüzyıl sosyal bilimlerine ait problemlerin yeni okuma denemeleri yapılmaktadır. Bu sempozyumdan sonra Kıbrıs ve Kıbrıs ile ilgili yerli ve yabancı çalışmalar tekrar incelenmeli ve bizim bilim insanlarımız tarafından tekrar değerlendirilmelidir. Antik, ilk çağ, orta çağ ve yakınçağa ait kavram ve terimler sosyal, tarihi, coğrafî, iktisadi ve sosyo-kültürel bağlamları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmelidir. Bu fikirden hareketle sempozyum programımızda hem sunum hem gerçek tartışma bölümleri oluşturulmuştur. Sunulan bildirilerin yapılacak olan tartışmalarla daha da gelişeceği inancındayız. Mutlaka böylesine zor bir konu ile ilgili düzeltmemiz veya geliştirmemiz gereken hususlar olacaktır. Bu nedenle sempozyum bittikten sonra tüm katılımcılarımıza üç ay daha süre vereceğiz. Bu sürenin sonunda bildiriler sempozyum bildiri kitabımızda yer alacaktır. Bu sempozyum bir bakıma bu konu ile ilgilenen yerli ve yabancı araştırmacıların ortak bir manifestosunu ortaya koyacak olan bir sempozyum olması bakımından da oldukça önemlidir. Bu duygularla, uzaktan yakından, sempozyumumuza teşrif eden değerli bilim insanlarına, üniversitemize, sponsorlarımıza, öğrencilerimize, akademik ve idari birimlerimize çok teşekkür ederim.Sempozyumumuzun ülkemize ve insanlığa faydalı olmasını dilerim" dedi.

Prof. Dr. Mustafa Tümer: Üniversitemiz Kıbrıs'ta yeni bir renk ve yeni bir soluk getirdi

Ardından KISBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Tümer yapmış olduğu konuşmada; üniversitenin yukarıda da belirtildiği gibi sosyal bilimler alanına Kıbrıs'a yeni bir renk ve yeni bir soluk getirdiğini sorgulayan bir üniversite olduklarını belirtti. Düzenlenen sempozyum ve akademik çalışmaların bunun en önemli göstergesi olduğunu belirtti.

Tümer'in konuşmasından sonra sempozyum sponsorlarına plaket takdimine geçildi. Plaket takdiminden sonra protokol huzurundailk oturum yapıldı.

Kıbrıs'ta Bulunan ve Okunamayan Minos Yazıtlarını Türkçe Okuma Önerisi

İlk Oturumun oturum başkanı Doç.Dr. Gökçe Yükselen Peler, konuşmacısı Mehmet Turgay Kürüm oldu. 

Kıbrıs'ta Bulunan Eteocypriot Dili (Kıbrıs Hece Yazısı) diye adlandırılan yazı sistemi ile yazılmış metinlerlerle ilgili Türkçe Okuma Önerileri konusundaki tezini sunan araştırmacı Mehmet Turgay Kürüm, tarihi iki küpün üzerindeki yaklaşık dört satırlık Kıbrıs Hece Yazısı metnini Türkçe okuma denemelerini dinleyicilerle paylaştı. 

Sempozyum heyeti dışında Doç. Dr. Nazım Beratlı ve Prof.Dr. Habib Derzinevezi sempozyumda oturum başkanlıkları yapmışlardır.

Sempozyum'da sunulan tezler

Sempozyumun ilk gününde sırası ile Dr. Mehmet Tütüncü: "Vatikanda Bulunan Bir Yazma Esere Göre 1300'lü Yılların Başında Kıbrıs'ta Türk Varlığı"; Yrd. Doç. Dr. Ejdan Sadrazam ve Hasan Erhan "Kıbrıs Yapı Teknolojisine Hitit Etkisi: Alaşya Örneği"; Dr. Öğr. Üyesi Talat Koçak: "Türk Kökenli Bizanslı Komutanı Tatikios'un Kıbrıs'taki Faaliyetleri"; Arş. Gör. Özge Bozkurtoğlu "Lüzinyanlar Döneminde Türklerin Kıbrıs'taki Varlığına Dair Bulgular" adlı bildiriler sunuldu.

Sempozyumda her bildirinin sunumu ve tartışılması için ise yine 20 dakika ayrılmıştır. Bu yönü ile ilmi verilerin tartışıldığı özgün bir sempozyum olmuştur.

Sempozyumun ikinci günü olan 14 mayısta ise sırası ile Doç.Dr. Gökçe Yükselen Peler "Kıbrıs'ta Osmanlı Öncesi Türk Askerî Varlığı"; Dr.Öğretim Üyesi Qıyas Şükürov "Kıbrıs'ta Osmanlı Öncesi Türk-İslâm Varlığının Mahiyeti Üzerine Bazı Tespitler"; Doç.Dr. Selim Kaya "Anadolu Selçukluları'nın Kıbrıs ile Münasebetleri Çerçevesinde Ticaret ve Nüfus Meselesi"; Dr.Öğr.Ü. Mehmet Ali Bozkuş "Yeni Kaynaklar Işığında Kıbrıs'ta Memlük-Türk Hâkimiyeti"; Yrd.Doç.Dr. Seyit Özkutlu "Noter Kayıtları Işığında Ortaçağ Kıbrıs'ında Latin-Memlük İlişkileri (13. ve 15. Yüzyıllar)"; Yrd.Doç.Dr. Zeki Akçam "Osmanlı İmparatorluğu Öncesi Kıbrıs'ta Türklerin Varlığı ile İlgili Karpaz Bölgesi'nde Anlatılan Efsaneler Üzerine Bir Deneme" adlı bildiriler sunuldu. Sempozyumun her bildirisi alanı ile farklı tarihî tezler geliştirmiş bilinen kavramları tartışmaya açmıştır.

Sempozyum Değerlendirme Oturumda Konular Tekrar Tartışıldı

Sempozyum sonunda Doç.Dr. Nazım Beratlı, Doç.Dr. Selim Kaya, Doç.Dr. Gökçe Yükselen Peler, Dr.Öğr.Ü. Qıyas Şükürov ve Yrd.Doç.Dr. Zeki Akçam sempozyumdaki bildirileri ve sempozyumda tartışmaya açılan kavramları değerlendirdiler. Özellikle Türkopol kavramı üzerinde çok duruldu. Bunun yanında bilim insanları KISBÜ'nün böylesi bir sempozyuma ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğunu belirterek "KISBÜ bu yönü ile ilmi olarak farkını ortaya koymuştur" görüşünde hem fikir olmuşlardır. Değerlendirme otumundan sonra sempozyuma katılan dinleyicilere ve sempozyum organizasyonunda yer alan Kıbrıs Araştırmaları merkezi personeline, Türkçe öğretmenliği bölümü öğrencilerine ve KISBÜ halkla ilişkiler birimine teşekkür belgeleri verildi.

Sempozyumun Üçüncü Günü Yüzey Taraması Yapıldı

Sempozyumun üçüncü günü olan 15 mayısta, Alaşya Antik Kenti, St. Barnabas Arkeoloji Müzesi, Kral Mezarları, Salamis Harebeleri ve Mağusa Surlar İçin'de sempozyuma katılan biliminsanları yüzey taraması yaptı. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi'nin vermiş olduğu izin ile yapılan taramalarda geliştirilen yeni bakış açıları bağlamında birçok yeni veriye ulaşıldı.

Türklere Ait Damgalar

Yapılan yüzey taramasında tüm veriler fotoğraflanmış ve kökenleri konusunda alanda tartışmalar yapılmıştır. Yüzey taramasında Türkçe okunan Minos yazıtlarınn bir benzeri kurgan tipi olan kral mezarlarında da bulundu.

Bu bir satırlık yazı bilim insanlarını oldukça heyecanlandırdı. Bunun yanında Barnabas Arkeoloji Müzesi'ndeki buluntularda proto-Türkler dönemine ve Türklere ait ilk yazılı metin olduğu kabul edilen ve MÖ.4 asıra ait olan "Essik Yazıtları'nda" yer alan harflere benzeyen "runik yazısı olduğuna inanılan" metinler tespit edildi.

Biliminsanları bu tespitlerini üç ay boyunca tartışarak değerlendireceklerini ve sonuçlarını üç ay sonra yayınlayacakları bildiri kitabında paylaşacaklarını belirttiler. Sempozyum araştırma gezisi ile sona erdi.

Sempozyumun Sosyal Medyadan Canlı Yayınlandı

Sempozyumun açılışı dahil tüm oturumlar üniversitenin "facebook" hesabı olan Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi"  kanalından canlı yayınlandı.

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar