Tantalos

Tantalos nedir?

Tantalos: Lydia kralı Tantalos hem efsanede dal budak salmış lanetli bir soyun atası, hem ölüler Ülkesi'nde çektiği ceza ile ünlüdür.

Kendisi Zeus'la Pluto'nun oğlu sayılır. Karısının adı üstüne kaynaklarda ayrılık vardır, ama çocuklarının Pelops'la Niobe olduğu genellikle kabul edilir. Soyu sopuyla lanete uğramasını gerektiren suçun ya da suçların ne olduğunu efsaneler açıkça dile getirmez: Tantalos Sipylos (Manisa) Dağı'nda krallık kurmuş, çok güçlü ve zengin bir adammış.

Asıl suçunun bu üstünlüğü, tanrıların kendisine bağışladığı nimetlerden gurur duyması, şımarıp ölçüyü kaçırması olduğu ileri sürülür.  Gerçek neden başka olsa gerek.

Tantalos da öbür Anadolulu tanrı ve kahramanlar gibi, OIymposluların düzenine aykırı düşen bir din ve efsane çemberinin kişileridir.

Anaerkil bir düzeni, ana tanrıçanın egemen olduğu bir din görüşünü simgelerler.

Sipylos yamaçlarında kayaya oyulmuş bir Kybele heykelinin bulunması, Niobe efsanesinin bu dağın eteğindeki Sardes'e yerleştirilmesi buna kanıttır.

Başka bir din ve düzen adına başkaldırdıkları içindir ki cezaya çarptırılmışlar, lanete uğramışlardır.

Tantalos bir söylentiye göre Hermes'e Zeus'un köpeğini vermemek için yalan yere yemin etmiş, Zeus'un öfkesi bu yüzdenmiş. Ya da tanrıların sofrasına çağrılmış, tanrıların sırlarını açığa vurmuş, ya da tanrı balıyla şarabı aşırmış.

Kendisine yüklenen çok daha büyük bir suç tanrıları denemek için oğlu Pelops'u doğrayıp tanrıların önüne çıkarmasıdır.

Tantalos işkencesi diye dillere geçmiş olan cezasını Homeros Odysseia'da. şöyle anlatır: (Od. XI, 582 vd.)
"Tantalos'u gördüm, korkunç işkenceler çekerken: Duruyordu bir gölün içinde, ayakta, yüksele yüksele çıkıyordu su çenesine kadar, ama içmek için davrandımıydı, damlasını alamıyordu suyun, ihtiyar adam eğiliyor, eğiliyor, eğiliyordu, su da çekiliyor, çekiliyor, yok oluyordu hemen toprakta, ve bir çamur peyda oluyordu ayaklarının dibinde, kapkara, o saniye bir tanrı kurutuveriyordu gölü.

Yemişler sarkıyordu başının önünde dallı budaklı ağaçlardan, armutlar, narlar, pırıl pırıl elmalar, ballı incirler, tombul zeytinler sarkıyordu, ama ihtiyar adam, koparayım diye ellerini uzattı mıydı, bir yel geliyor, savuruyordu onları kara bulutlara." 

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar