Neandertaller Kurtçuk mu yedi? Son bulgular antropolojide yeni sorular doğurdu

Neandertaller Kurtçuk mu yedi? Son bulgular antropolojide yeni sorular doğurdu

Neandertaller yalnızca dev mamutları mı avlıyordu, yoksa çürümüş etten çıkan kurtçuklarla da bilinçli şekilde besleniyor muydu? Yeni izotop analizleri, tarih öncesi sofralarda sinek larvalarının da yer almış olabileceğini gösteriyor. Bu keşif, Neandertallerin "hiper-etobur" olarak tanımlanmasını yeniden tartışmaya açıyor. Üstelik kurtçuklar sadece protein değil, yüksek oranda yağ da içeriyor. Arkeolojinin en çarpıcı bulmacalarından biri, artık mide kaldıran bir gerçeğe işaret ediyor olabilir.

Neandertal Yemek Menüsü Kurtçuklu Sofra ile Yeniden mi Yazılıyor?

Kurtçuklar, Et ve İzopeptitler: Tarih Öncesi Sofralarda Neler Vardı?

Neandertallerin beslenme biçimi yıllardır bilimsel tartışmaların odağında. Yaygın görüş, bu erken homininlerin büyük memelileri avlayan ve etçil beslenmeye dayalı bir yaşam süren hiper-karnivorlar olduğuydu. Ancak Science Advances dergisinde 25 Temmuz 2025’te yayımlanan yeni bir araştırma, bu tabloyu ciddi şekilde sarsıyor. Purdue Üniversitesi'nden Melanie M. Beasley’nin öncülüğünde yürütülen çalışmada, Neandertallerin yüksek azot izotopu değerlerinin yalnızca et tüketiminden değil, bozulmuş etlerdeki kurtçukların (sinek larvaları) tüketiminden kaynaklanabileceği öne sürüldü.

Araştırmacılar, azotun ağır izotopu olan ^15N’in gıda zincirindeki birikimini izleyerek Neandertallerin besin piramidindeki konumunu anlamaya çalışıyor. Ancak Neandertallerin ^15N seviyeleri, sadece bir alt trofik basamak olan otçulları tüketmenin çok ötesinde değerler gösteriyor. Bu anomalinin yeni açıklaması oldukça çarpıcı: Neandertaller, bozulmuş hayvan etlerine bilinçli olarak erişiyor ve bu etlerdeki kurtçukları da düzenli biçimde tüketiyordu.

Kurtçuklar Bir Besin Kaynağı mıydı?

Beasley ve ekibi, Tennessee Üniversitesi'nde yer alan Forensik Antropoloji Merkezi’nde, insan dokusu üzerinde bozulma sürecinde ortaya çıkan sinek larvalarının azot izotoplarını analiz etti. Çalışma, üç farklı sinek ailesine (Calliphoridae, Piophilidae ve Stratiomyidae) ait kurtçukların, beslendikleri kas dokusundan çok daha yüksek δ^15N değerleri taşıdığını ortaya koydu. Bazı örneklerde bu değerler 43,2‰'ye kadar çıktı; bu da tipik bir otçuldan iki veya daha fazla trofik basamak yukarıda bir izotopik imzaya denk geliyor.

Bu izotopik zenginleşme, yalnızca kas dokusunun çürümesiyle değil, kurtçukların bu bozunma sürecindeki mikroorganizmalarla etkileşimleriyle de açıklanıyor. Diğer bir deyişle, Neandertallerin tükettiği kurtçuklar, hem yoğun protein hem de yağ içeriğiyle enerji açısından zengin, aynı zamanda izotop açısından "yükseltilmiş" bir besin kaynağıydı.

Etnografik Kanıtlar: “Kurtçukları Biz de Yiyoruz”

Araştırma yalnızca biyokimyasal verilerle değil, tarihsel ve etnografik kayıtlarla da destekleniyor. Kuzey Amerika, Grönland, Sibirya ve Kuzey Avrupa’daki pek çok yerli toplumun, özellikle kış aylarında yiyecek stoklamak için hayvan etlerini açıkta ya da gömülü şekilde sakladığı, bu etlerin zamanla bozulup kurtçuklandığı ve bu kurtçukların da tüketildiği kaydedilmiş. Avusturalya Aborijinlerinden Kanada İnuitlerine kadar pek çok halk, kurtçukları ya doğrudan etle birlikte ya da ayrı toplayarak yemeklerinin bir parçası haline getirmiş.

Bu durum yalnızca hayatta kalmaya yönelik bir davranış değil; kimi kaynaklarda kurtçukların lezzetli bulunduğu ve ‘ağızda ferahlatıcı’ olarak tanımlandığı aktarılıyor. Hatta Sardinya Adası’ndaki casu marzu adlı peynirin hâlâ canlı kurtçuklarla servis edildiği düşünülürse, bu davranış insanlık tarihinin uç noktalarına özgü değil.

Neandertaller Gerçekten Etobur Muydu?

Araştırmanın belki de en önemli katkısı, Neandertallerin yaygın biçimde “hiper-karnivor” olarak etiketlenmesinin sorgulanması oldu. İnsan metabolizması, yüksek protein tüketimine sınırlı tolerans gösterir. Örneğin bir Neandertalin günde 300 gramdan fazla saf protein tüketmesi durumunda, “tavşan açlığı” (protein zehirlenmesi) denen ölümcül bir sendrom riskiyle karşılaşabileceği belirtiliyor.

Bu durum, Neandertallerin yalnızca et değil, enerji yoğun yağlı dokulara ve bozulmuş etten türeyen alternatif protein kaynaklarına, özellikle de kurtçuklara yönelmesini daha olası kılıyor. Hatta bu davranışın yaygınlığı, izotopik analizlerde gözlenen yüksek δ^15N değerlerinin açıklamasında kritik bir etken olabilir.

Beasley ve arkadaşlarının çalışması, bugüne kadar yapılan azot izotopu analizlerinin Neandertallerin hiper-karnivor olmadığını göstermekte yetersiz kaldığını; çünkü göz ardı edilen bir “mikrogıda” olan kurtçukların bu analizleri ciddi şekilde etkileyebileceğini öne sürüyor.

Bekir Canlı - Arkeolojikhaber.com

Kaynak: https://www.science.org/doi/10.1126/sciadv.adt7466

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar