Hakkari Tarihi Eser Envanteri

Hakkari Tarihi Eser Envanteri

Hakkari Tarihi Eser Envanteri


Kaleler ve Gözetleme Yapıları

Bay Kalesi

Şehrin güney tarafında, merkeze 7-8 km uzaklıkta bulunmaktadır. Kale denizden 2.025 m yükseklikte, sarp ve dik kayalık bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kaleye hem kuzey taraftan, hem de güney taraftan tırmanarak çıkmak mümkündür. Günümüzde kuzey tarafına yarıya kadar araba için yol açılmış olup, bundan sonrası tırmanma yoludur. Bu kesimde kayalıklara basamaklar açılarak merdivenler oluşturulmuştur. Bunlar çıkışı kolaylaştırmaktadır.
Kalede mimari doku büyük ölçüde tahrip olduğundan, bunları tam olarak ortaya koymak mümkün olmamıştır. Ancak en üst kesimde doğu batı doğrultusunda moloz taşlar ve horasan harcıyla tutturulmuş duvar izlerine rastlanılmıştır. Etrafa dağılmış seramik parçalarından demir çağından itibaren Orta çağ sonuna kadar burada yerleşimin olduğu izlenebilmektedir. Tuğla ve seramikler dışında, üzerinde haç ve süslemeler olan bir taş parçası ile kaya üzerinde kazınmış ters lale şek1indeki motifler kalenin diğer kalıntılarım teşkil etmektedir.

Tarihi kaynaklarda Hakkâri Beylerli’nden Malik Bey’in Bay Kalesi’nde hüküm sürdürğü belirtilmesi, Hakkâri tarihinde buranın öne- mini ortaya koymaktadır.

Çölemerik Kalesi

Hakkâri’nin merkezinde kuzey güney doğrultusunda uzanan, yüksekliği yaklaşık 100- 200 m. civarında bir tepe üzerine kurulmuştur. Kaleden günümüze hiçbir kalıntı ulaşmamıştır. Bu nedenle mimari dokusu hakkında bir fikir ileri sürmek mümkün olmamıştır. Ancak gerek Evliya Çelebi’den ve gerekse diğer tarihi kaynaklardan Çölemerik Kalesi’nin mevcudiyeti belirlenebilmektedir.

Gözetleme Yapıları

Dez Gözetleme Yapısı

Kırıkdağ Vadisi’nden akan derenin kuzey tarafında, yer alan tepenin üzerine kurulmuştur. Zap suyuna ve vadiye hâkim noktada bulunmaktadır. Güney tarafından patika bir yol ile kaleye çıkılmaktadır.

Kale doğu-batı doğrultusunda dikdört- gen planlıdır. Dıştan dışa (kulelerle birlikte) 24.10 m x 17.70 m ölçülerinde olup, iç kısmı ise, 16.30 m x 14.30 m ölçülere sahiptir. Yapının dört köşesine 5.00 m çapında kuleler yerleştirilmiştir. Günümüzde bu kulelerden batı taraftaki ikisi temel seviyesine kadar yıkılmıştır. Diğerlerinin içleri dolmuş vaziyettedir.

Dikdörtgen bir alan teşkil eden iç kısım ortada boydan boya uzanan bir hol ile bunun iki yanında karşılıklı sıralanan üçer odadan oluşmaktadır. Dış duvarları kısmen sağlam olan kalenin iç bölüntüleri temel seviyesine kadar büyük ölçüde yıkılmış vaziyettedir. Bu nedenle odaların kapıları belirlenememiştir Ancak yapı- nın dış kapısı doğu cephenin ortasında yer almakta ve hole geçiş sağlamaktadır.

Hol, 2.80 m x 14.10 m ölçülerine sahip dikdörtgen planlıdır. İki yanındaki odalardan birincileri 5.00 m x 3.80 m, ikincileri 3.40 m x 3.60 m, üçüncüleri ise, 4.00 m x 3.80 m büyük- lüklerinde tutulmuşlardır. Bunlar dış cephelere açılan mazgal pencerelerle aydınlatılmıştır. Üst örtüleri ve kapıları belli değildir.

Yapıda harçta tutturulmuş moloz taş malzeme kullanılmıştır. Dış cephelerin yapısı daha sağlam olup, duvar kalınlıkları dışta 1,10 m, iç duvarlarda ise, 0. 90 m kalınlığında tutulmuştur.

Yapının üzerinde kime ait olduğunu ve ta- rihini verecek herhangi bir yazıt mevcut değildir.

Dez Gözetleme Yapısı

Bu nedenle kim tarafından ve hangi tarihte ya- pıldığı belirlenememiştir. Şerefname’de Hakkâri Beyleri anlatılırken Dez Kalesi’nden bahsedil- mekte Nesturiler’e ait olduğu belirtilmektedir. Bu ve Dez (Kırıkdağ) vadisinde yoğun bir Nesturi yerleşimi olduğu göz önünde bulundurulursa; kalenin Nesturilerin bir yapısı olduğu ve Ortaçağ’da inşa edildiği tahmin edilebilir.

Doğanca Şeyh Mahmut Gözetleme Yapısı

Doğanca (Orite) Vadisi’nde, vadiyi tutmak için yapılan küçük bir gözetleme yapısıdır. Van-Hakkâri karayolunda 10 km’lik stabilize bir yol ile yapıya ulaşılmaktadır. Batıdan ve güneyden geçen derelerin kesiştiği noktada yolun tam karşısında kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Buraya ancak kayalara tırmanarak ulaşmak mümkün olmuştur.

Doğanca Orite Gözetleme Yapısı

Kuzeyi açık üç yönlü ters “U” şeklindeki duvarlardan ibarettir. Duvarların belirli bir yüksekliğe kadar olan kısımları kalmıştır. Güneyden 7Ç.80 m uzunluğunda bununla birleşen batı duvarı 4.63 m doğu duvarı 6.03 m’dir. İçten güney duvarına açılmış bir niş dışında herhan- gi bir mimari elemanı yoktur. Harçla tutturulan üç duvardan moloz taş örgülü duvarların kuze- ye devam eden kısımları ile üst kısımları yıkılmıştır. Vadiye hâkim çevreyi gözetlemek için yapılmıştır.

Doğanca Orite Gözetleme Yapısı

Doğanca’nın doğusundaki ormanlık ara zi içinde kalmaktadır. Kuzey-güney yönündeki kayalık kütle üzerine kondurulmuştur. Mekânı olmayan 12.00 m uzunluğunda kuzeyden 3.77 m, güneyden 2.00 m genişliği olan, orta kesimde biraz daha genişleyen moloz taşlarla oluştu- rulmuştur. Yamuk planlı, kayaya göre şekillen miş yapısal özellikler göstermektedir. Herhangi bir özelliği yoktur.

Çukurca Kasrı Hevtgan Gözetleme Yapısı

Çukurca’nın kuzey batısında Sidan vadisinde bulunmaktadır. Mir evi olarak da bilinmektedir. Yapı aslında küçük bir gözetleme yapısından ibarettir. Vadinin güney yamacında, ortaya yakın bir kesimde kayalık üzerine inşa edilmiştir. Yapıya ulaşmak için günümüzde patika veya benzeri herhangi bir yol yoktur. Bu nedenle ulaşımı oldukça zordur.

Kayalık bir platform üzerinde iki burçlu dikdörtgen bir yapı özelliği taşımaktadır Ortadaki bölüm, içten 7.00 m x 5.50 m ölçülerinde doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Buraya kuzey cephenin batı köşesinden bir kapı ile girilmektedir Duvar kalınlığı 1.00 m olup, harçla tutturulmuş moloz taşlarla örülmüştür. Duvarların üst kesimleri büyük ölçüde yıkılmış vaziyettedir. Bunun biri doğusunda diğer batısında iki burç vardır. Güney köşelere kaydırılmış burçlarda doğudaki içten 3.00 m genişliğinde yarım daire planlıdır Burcun duvarı üzerinde iki mazgal pencere belirlenebilmektedir. Batıdaki yine aynı yerde, 4.00 m genişliğinde yarım daire planlıdır. Moloz taş örgülü duvarları 1.00 m kalınlığında tutulmuştur. Karşısındaki Hasgel kayalıkları ile birlikte vadinin etkileyici bir görünümü vardır. Muhtemelen Çukurca’daki Beyler tarafından savunma amaçlı yaptırılmış olmalıdır. Vadiden gelebilmek tehlikeler karşı yapılmış küçük bir gözetleme yapısıdır. Tarihi belli değildir.

Camiler

Üzümcü Köyü Şeyh Ali Camii: Hakkâri merkeze bağlı Üzümcü köyü- nün içerisinde yer almaktadır. Merkeze 25 km uzaklıktaki köyü, Çukurca-Hakkâri karayolundan 1 km’lik stabilize bir yol ile ulaşılmaktadır. Cami batıdan doğuya doğru eğim yapan bir araziye kurulmuştur. Aslında yapının üç katlı olduğu ve bu üç katın değişik fonksiyonları içerdiği anlaşılmıştır. Bu durumda zemin kat zaviye, orta birinci kat medrese, üst ikinci kat ise cami olarak düzenlenmiştir. Ancak son yapılan onarımlarda caminin dış beden duvarlarına dokunmadan ve kısmen planını koruyarak iki kata düşürülmüş içten tamamen betonarme hale dönüştürülmüştür. Dıştan da örtü saç çatı ile kaplanmıştır. Zemin kat ziyaretgâh, birinci kat ise cami olarak kullanılmaktadır.

Çukurca Emir Şaban Camii: İlçe merkezinde, hükümet konağının kuzey doğusunda kalan cami, 2011 yılında yapılan tadilat ve onarımlardan sonraki şekliyle günümüze intikal etmiştir. Cami, medrese üniteleri ile birlikte bir kompleks yapı oluşturmaktadır. 22.70 m x 19.50 m dış ölçülere sahip, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Enine uzanan dön sahhından meydana gelen yapının kuzey doğusuna bir gasil hane yerleştirilmiş- tir. Ayrıca kuzeyden birinci sahnın batı tarafı iki katlı düzenlenerek alt kat odunluk olarak kullanılmaktadır.

Çukurca Süleyman Peygamber Camii: Cami Cevizli vadisinde, Kayalık (Zavite) köyüne bağlı Meşeli (Hişet) mezrasında yer almaktadır. Vadinin kuzey batısında kalan Meşeli, derenin doğusuna kurulmuş etrafı dağlarla çevrili bir yerleşimdir. Günümüzde buraya araç yolu bulunmamaktadır. Kazan vadisinden Cevizli ’ye devam eden stabilize yolun Cevizli ve Meşeli derelerinin birleştiği kesimden kuzeye doğru dereyi takiple uzanan patika bir yolla yaya olarak köye ulaşılmaktadır. Bu yürüyüş yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Vadideki diğer köy ve mezralar gibi terör nedeniyle 1990’lardan sonra boşaltılmıştır. Ancak köy halkı 2003 yılında köylerine geçici olarak dönebilmişlerdir. Köy evleri ve cami bu süre içerisinde harabe haline gelmiştir.
Geçmişte vadide çoğunluğu Nasturi Hıristiyan halk oluştururken burası Müslüman Kürt köylerinden birisidir. Kaynaklarda Hişet olarak geçmektedir. Cami köyün girişi, güney- doğu kesiminde yer almaktadır. Kuzeyden güneye eğimli bir arazi üzerine kurulmuş olan caminin doğu ve kuzey kesiminden patika yol geçmektedir. Batısında tarla güneyinde camiye ait eğimli bir arazi yer almaktadır.
Camide Süleyman peygamberin makamı olarak kabul edilen bir bölüm yer almaktadır. Bu camiden ayrı ve alt kısmında kalan dışa kapalı bir mekândır.Asıl cami bunun üzerine inşa edilmiştir. Cami bazı ilave ve eklemelerle günümüze gelmiştir. Harim mekânının güney- doğu alt kısmında Süleyman Peygamber mekânı, doğusunda buraya inebilmek için boydan boya uzanan bir duvar ile oluşturulmuş dehliz şeklindeki bir yol ve kuzeyinde ise iki oda yer almaktadır. Bütün bu ilavelerle birlikte yapı dıştan 13.15x11.90 m ölçülerinde dikdörtgen bir alana oturmaktadır.

Hızır Peygamber Camii: Cami Kazan vadisinde, Kazan köyüne bağlı Benekli (Sifsidan) mezrasında bulunmaktadır. Vadinin güney tarafında üç yönden yüksek, sarp ve dik kayalık dağların çevrelediği çanak şeklinde yer yer düzlükleri bulunan bir arazide kurulmuştur. Yerleşim yeri doğu yamacında olup, cami de evlerin hemen altında yer almaktadır. Su kaynağı karşı yamaçtadır. Terör nedeniyle 1990’dan sonra boşaltılmıştır. Bu uzun süre terk edilmişliğin izlerini harap vaziyetteki evlerin ve caminin durumu göstermektedir. 2003 yılında buranın halkı gelip günü birlik de olsa arazilerindeki mahsulleri toplamaya başlamıştır. Arazisi genelde ormandır. Meşe, sumak, çitlembik bunların başında gelmektedir. Araç ulaşımı yoktur. Vadiden dereyi takiple, meşe ağaçları arasından patika bir yolla buraya ulaşılmaktadır. Yaya olarak 45 dakikalık bir yürüyüşle ulaşım sağlanabilmektedir.
Cami ve çevresi halk tarafından kutsal bilinmektedir. Cami Hızır Peygambere atfedilmiştir. Burası ile ilgili değişik söylenceler anlatılmaktadır. Bunlar arasında en ilginç olanı caminin içerisinde yerden birkaç karış yukarıda askıda duran bir direktir. Bunun terör olaylarının cereyan ettiği dönemlerde tahrip edildiği söylenmektedir.
Bugün meskûn olmayan ancak geçmiş- te 4-5 hanelik meskûn bir mahal içerisinde yer alan cami, bu yıkık evlerin kuzeybatısındadır. Kuzey tarafı mezarlık olup, etrafını yaşlı ağaçlar çevrelemiştir. Doğudan batıya eğimli bir arazi üzerine yapılmış olan cami iki katlıdır. Batısına bir giriş ünitesi ile kuzeybatısına üst kapısına ulaşmak amacıyla bir duvar eklenmiştir. Ayrıca giriş ünitesinin güney tarafa bakan ön kısmına ahşaptan bir sundurma yapılmıştır.

Medreseler

Zeynel Bey Medresesi: Medrese Hakkâri’nin Biçer Mahallesinde bahçeler arasında ve dere kenarında yer almak- tadır. 1998 yılında Hakkâri’de başlatılan yüzey araştırması sırasında tespit edilen medrese; kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve 17.20x22.20 m dış ölçülerinde bir alana oturan yapı olarak tanımlanmıştır. Bu dönemde yapı büyük ölçüde yıkıldığından kazı ve temizlik yapmadan planını tam olarak ortaya koymak mümkün olmamıştır. Ancak ortada bir avlu ve bunun tarafından sıralanan medrese odaları an- laşılmaktadır. Odalar kare ve dikdörtgen planlı, üzerleri beşik tonoz örtülüdür. Medresenin tamamımda moloz taş ve kaba yonu taşlar kullanılmıştır.

Medresenin üzerinde inşasına ilişkin herbir kitabe bulunmamasına rağmen, tarihi kaynaklardan kim tarafından yaptırıldığı öğrenilebilmektedir. Şerefname’den Kanuni Sultan Süleyman ve II. Selim’in mazhariyetine nail olmuş, Hakkâri Beyi Zeynel Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Zeynel Bey, 1560-1578 tarihleri arasında Hakkâri Sancağı'nda kalmış olup, büyük ihtimalle medreseyi bu tarihler arasında yaptırmış olmalıdır. Yine Şerefna- me’ye göre, İranlılarla 1585 yılında yapılan bir savaş sırasında Marend’de şehit edilen Zeynel Bey’in na’şı 1587’de Çölemerik’e nakledilerek kendi yaptırdığı medresenin avlusuna gömülmüştür.

Meydan Medresesi: Meydan Medresesi, Hakkâri merkezin de Biçer Mahallesi’nde bulunmaktadır.

Giriş kapısı üzerindeki kitabesine göre medrese, H. 1112 M. 1700-1701 tarihinde yaptırılmıştır. Kapı üzerindeki iki satır halinde dört bölümden oluşan kitabenin büyük bir bölümünü Kur’an-ı Kerim’den ayetler oluşturmaktadır. Bu nedenle kitabeden medreseyi kimin yaptırdığı anlaşılamamıştır. Ancak o yıllarda Hakkâri Hükümeti’nin mutasarrıfı olan İzzeddin oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmış olabilir. Ayrıca medresenin 1472 tarihli bir Akkoyunlu eseri olduğuna dair görüşler mevcuttur. Yapım tarihi üzerindeki kitabeyle kesin olarak belir- lenen medresenin bu tarihte yapılmış olması mümkün görülmemektedir.

Kitabe, iki parçadan oluşan mermer üzerine nesih bir hatla iki satır halinde yazılmıştır. 0.30 x 0.90 m ölçülerindeki kitabelerin metni şöyledir: Ve iz bevve’na li-İbrahime mekane’l-beyti en la tuşrik bî şey’en. (el-Hac-26). Fetevekkel alallah kâle İbrahimu veccehtu vechiye lillezi feterassemavati ve’l-ardı (el- En’am - 79). Zakiren bitarihihi fetevekkel alallah sene - 1112.

Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1984 yılında onarımı gerçekleştirilmiştir. 1959’da yapıdan bahseden O. Aslanapa, iki katlı yapının revaklı avlusunun yıkık olduğunu bildirmektedir. Bu da medresenin önceleri büyük ölçüde yıkılmış olduğunu ortaya koymaktadır.

Türbe ve Zaviyeler

Kızıl Kümbet Zaviyesi: Gülereş Baba Mahallesinde, mezarlığın bulunduğu sırtın güney tarafında yer almaktadır. Günümüzde yapı oldukça harap ve yıkılmış vaziyettedir. Kalan duvar kalıntılarından planını belirlemek mümkün olmuştur.

Yapı, doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, 16.50 m x 11.80 m dış ölçülere sahiptir. Yapıya batı cephenin kuzey köşesin- den bir kapıyla girilmektedir. Buradan doğuya doğru genişleyen bir hole geçilmektedir. Bunda başka, kapılar hole açılan, doğu ve güney tarafta dört oda yer almaktadır. Bu odalar kare ve dikdörtgen planlı bir özellik taşımaktadır. Yapılan yüzey araştırmasında, yapıda firuze renkli çini parçalarına rastlanmıştır Bunun da kazısının yapılması halinde yapı tam olarak ortaya çıkarılabilecektir.

Çukurca Cevizli Köyü Pirment Türbesi: Çukurca’ya bağlı Cevizli (Güzareş) köyünün Piri (Güven) Mezrası’nda bulunmaktadır. Türbeye vadide Han Yaylası istikametinde devam eden bozuk bir araç yolu ile ulaşılmaktadır. Türbenin bulunduğu Piri Mezrası, kara yolundan vadi boyunca 25 km’lik bir mesafede- dir. Cevizli Köyü’nden itibaren yapıya ulaşabilmek için 4 km daha gidilmektedir. Günümüzde meskûn değildir. Türbenin de içinde bulunduğu arazi Nasir Özerk’e aittir.

Türbe Han Deresi’nin kuzey tarafında kuzeyden güneye eğimli bir arazi üzerinde kurulmuştur. Türbenin güney ve batısında de- ğirmen ve ev kalıntıları mevcuttur. Yapının kuzey tarafı sarp kayalıklarla çevrilidir. Üzerinde herhangi bir yazıt bulunmadığından kim tara- fından ve hangi tarihte yapıldığı belli değildir. Yapıdan günümüze üzeri bezemeli ahşap kapı parçası ulaşmıştır. Türbe dıştan 6.80x5.45 m ölçülerindedir. Kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı, tek katlı ve iki bölümden oluşmaktadır. Bunlardan güneydeki mescit, kuzeydeki türbedir. Yapının dıştan doğu ve batı cepheleri kısmen görülebilmekte, sağır duvar görünümündedir. Kuzey cephesi dam seviyesine kadar toprakla kapanmıştır. Güney cephenin batı köşesine kaydırılmış düz lentolu, dikdörtgen biçiminde bir kapı açılmıştır. Kapının doğusunda dam seviyesine yakın bir mazgal pencere bırakılmıştır. Giriş zeminden yükselmiş ve sonradan yapılmış bir merdiven vardır. Güney cephe yapının tümüyle açık bir şekilde görülen yeri durumundadır. Cephelerde yer yer sıva kalıntıları vardır.

Su Yapıları

Çukurca Sidan Vadisi Su Kemeri: Çukurca merkez Bey Mahallesi’nde Sidan Vadisi’nde bulunmaktadır. Çukurca merkezden su kemerine, stabilize araç yolu, geriye kalanı patika yürüme yoluyla 45 dakikada ulaşılmaktadır. Haskel kayalıklarının alt kesiminde vadinin içinde meskûn bir alan dışında yapılmıştır. Sidan deresinin ku- zey tarafındaki sırtta kayalıklara yaslanmış olarak inşa edilmiştir. Bey Mahallesi’ndeki dereden alınan suyu Narlı’daki bahçelere aktaran yaklaşık 5 km’lik bir kanalın üzerinde bulunmaktadır. Kanal yer yer izlenebilmekte, fakat günümüzde büyük ölçüde kaybolmuş vaziyettedir.

Su kemeri, kuzey sırtta dik bir şekilde yükselen kayalıklara yaslanmış vaziyette doğu-batı istikametinde uzanmaktadır. Dört kemer açıklığı ile bunun doğu ve batısında devam eden duvarlardan ibarettir. Su kemeri ve duvarlar, topoğrafik ve kayalıklara göre şekillenmiş bir yapıdır. Duvarlarla birlikte 68 m uzunluğunda, 10 m yüksekliğinde olup, asıl su kemerlerinin bulunduğu kısım ise 22.68 m uzunluğunda tutulmuştur. Yanlarda duvarlara, ortada 1.60 m genişliğinde üç adet ayağa yaslanan kemerler düzgün olmayan sivri kemerli açıklıklar şeklindedir. Ayaklar altla 2.00 m ’lik kaide oluşturan bir duvar üzerinde yükselmektedir. Kemer açık- lıkları 3.40 m, yükseklikleri ise değişmektedir. Üstte 1.00 m’ye yaklaşan duvar üzerin- den kanal geçmektedir.

Su kemeri ve duvarlarda kaba yontu ve moloz taş kullanılmıştır. Taşlar, kireç harcıyla tutturu- larak düzgün sıvalı olarak örülmüştür. Hakkâri bölgesinde karşımıza çıkan bu su kemeri su ya- pısı olarak ilginç ve tek örnektir. Sulama amaçlı olarak yapılmış kanalın üzerinde yer almaktadır. Bey Mahallesi Çukurca’ya en yakın Nasturi yerleşmelerinden biridir. Burada büyük bir kilise tespit edilmiştir. Bey Mahallesi’nde Nasturilerin oturması ve günümüzde halkında bu yapının Hristiyanlardan kalma olduğunu belirtmeleri, bu yapının Hristiyan- Nasturiler tarafından yaptırıl- dığını ortaya koymaktadır. Ancak Ortaçağda inşa edilmiş olan bu yapının üzerinde tarihlendirmeye ışık tutacak kitabe veya süsleme bulunma- maktadır. Bu nedenle kesin tarihi belli değildir. Günümüzde büyük ölçüde sağlam kalmış yapının kemer ve duvarlarında yer yer yıkılmalar mevcuttur.

Şemdinli Bağlar (Nehri) Taş Köprü: Şemdinli Çayı üzerinde, ilçe merkezine 13 km uzaklıktadır. Nehri- Derecik- Irak yolu- nun bağlantısını sağlamaktadır. Köprünün Şeyh Seyyid Muhammed Sıddık tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Buna göre 20. yy başların- da inşa edilmiştir.

Yüksek dağlar arasında derin bir vadide kuzey- güney doğrultusunda uzanan köprü, tek gözlü yolunun eğimli olduğu köprüler grubuna girmektedir. Güney ve kuzey taraftan tempan duvarları ve yol bağlantısı yıkılmıştır. Günümüzdeki durumuna göre ölçüleri, üstten yolu 17.90 m uzunluğunda, 3.10 m genişliğinde, ortadan suya olan yüksekliği 11.00 m’dir.

Köprünün tamamında taş malzeme kullanılmıştır. Kemer ve korkuluklarda kesme taş, duvarlarda düzgün kaba yonu taşlar görülmektedir. Bağlantı duvarları yıkılmış olan köprüye güney taraftan dal ve tahtalarla yapılmış eğreti bir yoldan geçilmektedir.

Eski köprünün hemen batısına betonar- me yeni bir köprü yapılmıştır. Tescilli olan köp- rünün bağlantı yolları bulunmamaktadır. Kemeri sağlam olarak duran güzel ve canlı bir görüntü yansıtan köprünün yöre için önemli bir eser olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Konumu itiba- riyle biraz uç noktada kalması göz ardı edilme- sine neden olmuştur. Köprü 2002 yılında Kültür Bakanlığı tarafından restore edilmiştir.

Sivil Mimari

Çukurca Mehmet Turan Evi: Kalenin güney yamacında Kale Mahallesi’nde, batı uçta yer almaktadır. Basamaklı dar bir yoldan eve ulaşılmaktadır Günümüzde evde oturan bulunmamaktadır.

Kayalık yamaca uydurulmuş, doğu batı doğrultusunda, iki katlı olarak düzenlenmiştir. Kuzeyden ana kayaya yaslanmaktadır. Doğu cephe, 10.30 m uzunluğunda olup, kuzey tarafından sivri kemerli bir açıklıkla iç avluya girilmektedir. Burası iki kademeli kayalık bir zeminden ibarettir. 15.30 m uzunluğunda ve yaklaşık 3.80 m genişliğinde, doğu ve batıdan duvarlarla sınırlandırılmıştır. Kuzeyi kayalık, güneyinde odalar sıralanmaktadır. Üzeri odalarla aynı seviyede ahşap hatılı düz toprak dam örtülüdür.

Çukurca Dervişoğlu Konağı: Kale Mahallesi’ndeki konak, kalenin güney eteğinde sıralanan taş evlerin arasında kalmaktadır. Yaklaşık ortaya yakın bir yerde bulunmaktadır. Doğusundaki Piruzbeyoğlu konağına bitişik olarak yapılmıştır. Yapı kule tipli olarak çok katlı şekilde inşa edilmiştir. Günümüzde örtü ile ara katların bölüntüleri yıkılmış durumdadır.

Yapının tarihlendirilmesine ilişkin kitabe veya herhangi bir belge mevcut değildir. Halktan dinlediğimiz bazı görüşlere göre. 17 yy. sonlarından veya 18 yy başlarından kalmış olabilir.

Çukurca Piruzbeyoğlu Konağı: Kale mahallesinde Dervişoğlu Konağı’nın doğu bitişiğinde yer almaktadır. Kule tipli olarak, çok katlı şekilde inşa edilmiştir Günü- müzde zemin katı yıkıntılarla dolmuş, içerisinde ağaçlar çıkmıştır. Birinci ve ikinci katların güney ve batı duvarları ile kısmen doğu duvarı sağlam kalmış, kuzey duvarına bitişik, kuzey batı köşeye dıştan bir ahır yapılmıştır.

Kule tipli bir özellik taşıyan konak, Çukurca’nın önemli sivil mimari örneklerinden bi- rini teşkil etmektedir

Çukurca Enver Parlak Evi: Çukurca’nın Cumhuriyet Mahallesi’nde yer almaktadır. Doğu batı doğrultusunda, 17.70 m x 14.70 m dış ölçülere sahip, dikdörtgen bir alana oturmaktadır. Ev üç katlı olarak İnşa edil- miş olup, zeminin üzerinde iki kat daha yer al- maktadır Bunlardan en üstü köşk katıdır.

1999 yılında büyük ölçüde sağlam olan ve kullanılan evin 2002 yılında tamamına yakını yeni ev yapmak maksadıyla yıkılmıştır. Tescil edilemediği için evin yıkımına herhangi bir müdahale edilememiştir. Yapının tarihlendirilmesi konusunda kesin bir veri yoktur. Edinilen izlenim ve genel durumu 18-19 yüzyıllardan kalabileceği şeklindedir.

Şemdinli Bağlar (Nehri) Kayme Sarayı: Bugünkü ilçe merkezine 15 km uzaklıkta, stabilize bir yol ile Bağlar köyüne ulaşılmaktadır. Yöre için dini turizm açısından önemli bir ziyaret yeridir. Eski ilçe merkezi olan Nehri burasıdır. Osmanlı Devleti’nin son döneminde Şemdinli Şeyhleri tarafından idare edilmiştir. Bunlardan Seyyid Taha ve Seyyid Abdullah gibi zatların mezarları buradadır. Günümüzde bir iki hane ikamet etmektedir.

Saray, Köyün evlerinin batısında, eski yerleşim yerinin kuzeyinde kalmaktadır. Kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Kuzey cephenin ortasından sivri kemerli bir kapı açıklığı ile yapıya girilmektedir. Kapının iki yanında birer kitabe bulunmaktadır. İçerisi büyük ölçüde yıkılmış, sadece batı ve kuzey du- varları ile güney cephesinin bir kısmı kalmıştır. Gerek içerisi ve gerekse dışarısında çıkan çalı ve ağaçlar yapıyı büyük ölçüde kapatmıştır.

Yıkılmış olmasına rağmen yörenin önemli sivil mimarlık örneklerindendir. Tescilli bir yapıdır.

Tarihi Mezarlıklar ve Mezar Taşları

Kızıl Kümbet Mezarlığı: Gülereş Baba Mahallesi’nde, kuzeyden güneye doğru eğimli bir sırtta yer alan mezarlık halk tarafından ziyaret edilen ve kutsal bilinen yerlerden birisidir. Zaviye kalıntısının kuzey ta- rafındaki düzlük kesimde Osmanlı Dönemi’n- den kalma üzerleri kitabeli, zengin bitkisel ve geometrik desenli mezar taşları mevcuttur, Mezarlık alanında çoğu yerlerinden sökülmüş ve kırılmış 39 mezar taşı tespit edilmiş olup, bunlardan sadece 17 adedi durumunu korumaktadır. Etrafa dağılmış ve yerlerinden sökülmüş olanların tamamı Meydan Medresesi’ne kaldı- rılmış ve koruma altına alınmıştır.

Zaviyeyi de içine alacak biçimde mezarlık alanı ihata duvarı ve tel örgü ile çevrilerek, valilikçe çevre düzenlemesi yapılmıştır.

Abdullah Han’ın Baş Şahidesi: Kızıl Kümbet Mezarlığı’nın ortaya ya- kın bir yerinde, zaviyenin kuzey batısında bu- lunmaktadır. Abdullah Han’a ait olup, ayakucu şahidesine göre 1194 h.1780 m. tarihlidir. Us- tası "Amile Muhammed" şeklinde şahide üzeri- ne yazılmıştır. Kitabesi Arapça olarak, dört sıra ve sekiz satır halinde celi sülüs hatla gerçekleştirilmiştir.

Abdullah Han’ın Ayakucu Şahidesi: Kızıl Kümbet Mezarlığı’nda zaviyenin kuzey batısında, baş şahidesinin karşısında yer almaktadır. Abdullah Han’a, ait olup, 1194 h. 1780 m. tarihlidir. Abdullah Han bin İbrahim Han bin Muhammed Han El-Abbasi şeklinde şeceresi yazılmıştır. Üslup benzerliği nedeniyle ustası baş şahidesinde yer alan Amile Muhammed’dir. Kitabesi Arapça olarak, üç sıra ve beş satır şeklinde celi sülüs hatla yazılmıştır.
 

Şemsi Hanım’ın Baş Şahidesi: Kızıl Kümbet Mezarlığı’nda zaviyenin hemen kuzeyinde yer almaktadır. Şemsi Ha- nım’a. ait olup, 1202 h. 1788 m. tarihlidir. Şemsi Hanım, Behram Paşa’nın kızı ve Abdullah Han oğlu Emir Şerifin haremi (hanımı)’dır. Ayakucu şahidesinde “Amelün min Ali”şeklinde imzası bulunan Ali Usta’nın eseridir.
 

Şemsi Hanımın Ayakucu Şahidesi: Kızıl Kümbet Mezarlığı’nda baş şahide- sinin karşısında yer almaktadır. Şemsi Hanım için yapılmıştır. Şemsi Hanım’a ait olup, baş şa- hidesine göre, 1202 h.1788 m. tarihinde yapıl- mıştır. Mezar taşının kitabesinden Emir Şerif’in tanzim ettirdiği bir vakfiye olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca sağ alt köşede Amelûn min Ali şeklinde usta yazıtı bulunmaktadır.
 

Hazreti Rabia Sultan’ın Baş Şahidesi: Kızıl Kümbet Mezarlığı’nda olup, za- viyenin kuzeyinde yer almaktadır. 1182 h. 1768 m. tarihinde Rabia Sultan için yapılmış- tır. Rabia Sultan, Abdullah Han’ın annesi ve İbrahim Bey\n kızıdır. Taşın ustası belli değil- dir. Her iki yüzünde Arapça kitabeler bulun- maktadır.
 

Abdülaziz’in Pederi’nin Baş Şahidesi: Kızıl Kümbet Mezarlığı’nda iken bura- dan alınarak koruma altına almak maksadıyla Meydan Medresesi’ne kaldırılmıştır. 1214/1788 tarihlidir. Farsça kitabesine göre Abdülaziz’in Pederine ait bir şahidedir.

Melik Eset Mezarlığı: Biçer Mahallesi’nde Melik Esed Camisi’nin batı tarafında haziresi şeklindedir. Burada ve civarında 17 tanesi yerinde dikili diğerleri etrafa dağılmış 25 adet mezar taşı tespit edil- miştir. Bu mezar taşları da Osmanlı devrinden kalma kitabeli, bitkisel ve geometrik süslemeleriyle dikkat çekmektedir.

Burasının da etrafı valilikçe ihata duvarı ve tel örgü ile kapatılarak kapısı ve çevre düzen- lemesi yapılarak ziyarete açılmıştır. 

Muhammed Nasır’ın Baş Şahidesi: Melik Esed Mezarlığı’nın batı tarafında bulunmaktadır. Kitabesine göre mezar taşı, Emir Muham- med Nasır’a ait olup, ayakucu şahidesine göre 1038 H. (1629 M.) tarihlidir. Ustası “Amile Muhammed” şeklinde ayakucu şahidesinin arkasına yazılmıştır. Kitabesi beş satır halinde gerçekleştirilmiştir.

Muhammed Nasır’ın Ayakucu Şahidesi: Mezarlığın batı tarafında mezarın ayakucunda yer alan taş, baş şahidesine göre Emir Muhammed Nasır’a aittir. Üzerinde 1038 H. (1629 M.) tarihi yer almaktadır. Usta kitabesi taşın arka yüzünde orta tarafa bir kartuş içeri- sine “Amile Muhammed” şeklinde işlenmiştir. Taşın üst alınlık kısmı kısmen tahrip görmüştür. Arapça kitabesi 6 satır halinde yazılmıştır.

Emine Hanım’ın Baş Şahidesi: Melik Esed Mezarlığı’nın doğu tarafında bulunmaktadır. Kitabesine göre, Emir Mustafa Han’ın incisi (eşi) Emine Hanım’a aittir. Diğer yüzündeki kitabesinde de ebcetle düşülmüş 1055 h. (1644 m.) tarihi belirlenebilmektedir. Arka yüzü 10 satır halinde celi sülüs yazılarla doldurulmuştur.

Behram Bey’in Baş Şahidesi: Melik Esed Mezarlığı’nın doğu tarafında yer almaktadır. Yerinde dikili vaziyette bulunan şahidenin üzerinde tarih bulunmamaktadır. Arapça kitabesinden Abbasi Muhammed Bey’in oğlu Behram Bey’e ait olduğu anlaşılmaktadır. Genel özellikleri taşın 18. Yüzyıl içerisinde ya- pılmış olabileceğini ortaya koymaktadır.

Kale Altı Mezarlığı: Biçer mahallesinde kalenin doğu kesi- minde kalan genişçe bir alanı kapsayan ve gü- nümüzde gömünün devam ettiği bir mezarlıktır. Bu nedenle tarihi özelliğini kaybetmiş durum- dadır. Mezarlığın muhtelif yerlerinde çoğu yer- lerinden sökülüp gelişi güzel dağılmış vaziyette mezar taşlarına rastlanmıştır, Bunların sanatsal niteliğe sahip, 18 ve 19. yüzyıllardan kalma ol- dukları görülmektedir. 20’nin üzerinde mezar taşı tespit edilmiştir.

Bunlar korumasız olduğundan yerlerin- den alınarak Meydan Medresesi’ne kaldırılmıştır.

Üzeyir Ağa’nın oğlu Harun’un Baş Şahidesi: Kale Altı Mezarlığı’nın kuzeydoğu üst tepe kesiminde yerinden sökülmüş vaziyette mezar taşı bulunmuştur. Yerinde korumasız olduğundan taş, Meydan Medresesine kaldırıl- mıştır. Üzerinde yer alan 3 satırlık kitabeden kime ait olduğu ve tarihi belirlenebilmektedir. Buna göre, Üzeyir Ağa’nın oğlu Harun’a ait şahide, 1195 h. (1781 m) tarihlidir. Ayrıca üzerinde “Amile Mahmud” şeklinde usta kitabesi mevcuttur.

Hasan Bey’in Baş Şahidesi: Kale Altı Mezarlığı’nın kuzeydoğu tarafında, günümüzde mezarlıktan ayrılan bir kısımda tek başına kalmış ve yerinde dikili vaziyettedir. Kitabesine göre, Abbasi İbrahim Bey’in oğlu Hasan Bey’e ait şahide 1211 h. (1797 m.) tarihlidir.

Serpantin taşından kaş kemer formundaki şahide, 0.85 m yüksekliğinde, 0.42 m genişliğinde ve 0.07 m kalınlığında tutulmuştur.

Hasan Kızı Ayşe’nin Baş Şahidesi: Kale Altı Mezarlığında, mezarlığın güney doğu kesiminde bulunan şahide, yerinden sökülmüş vaziyettedir. Bu nedenle Meydan Medresesine kaldırılarak koruma altına alınmıştır. Şahidenin üzerinde bulunan kitabeden Hasan kızı Aişe’ye ait olduğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda Aişe’nin Hasan oğlu Ahmed’in eşi olduğu belirlenebilmektedir. Vefat tarihi ise, 1211 h. (1797 m)’dir.

Yüksekova Güçlü (Peylan) Köyü Tarihi Mezarlığı: Köy Yüksekova-Şemdinli karayolu üzerinde anayola 1 km uzaklıktadır. Burada köyün içeri- sinde kalan iki tane koç-koyun heykeli ile mezarlığında hazireler içinde tarihi mezar taşları tespit edilmiştir.

Mezarlık köyün kuzeydoğusunda bir tepe üzerindedir. Hemen hemen tepenin en üst seviyesindeki düzlük kesimde mezarlar yoğunlaşmıştır. Buradan üç tane etrafı duvarlarla çevrili hazire bulunmaktır.

Koç Heykeli: Köy halkından Hurşit Öner’in evinin önünde yer almaktadır. Buraya nereden getirildiği bilinmemektedir. Hangi döneme ait olduğu ve kimin yaptırdığına dair üzerinde herhangi bir yazı yoktur. Orijinal şek- lini koruyarak günümüze ulaşmıştır. Baş kısmı spiral kıvrımlarla hareketlendirilmiştir. Heykelin ön yüzünde at üzerinde ayakta duran ve kollarını iki yana açmış basit bir insan figürü stilize edilmiştir. Yan tarafına da hançer motifi yapılmıştır. Arka yüzüne kılıç motifi işlenmiştir. Arkasında hafif taşıntılı yuvarlak kuyruğu vardır. Kumtaşından yapılmıştır.

Koyun Heykeli: Köy halkından Hurşit Öner’in evinin önünde bulunmaktadır. Diğeri gibi nereden getirildiği belli değildir. Üzerinde hangi döneme ait olduğunu bildiren bir yazı bulunmamaktadır. Orijinal şeklini koruyarak günümüze gelmiştir. Baş kısmı spiral kıvrımlarla hareketlendirilmiştir. Ön yüzünde kısmen tah- rip olmuş at üzerinde insan figürü vardır. İnsan figürü ayakta ve kollarını iki yana açmış şekilde stilize edilmiştir. Arka yüzüne hançer ve kılıç motifleri işlenmiştir. Arkasında yuvarlak hafif taşıntılı ile belirginleştirilmiş kuyruğu vardır. Kumtaşından yapılmıştır.

Demirkonak Köyü Çukurca Mezrası Tarihi Mezarlığı: Köyün doğusunda kalan mezarlık daha sonra ortasından açılan yol ile iki kesime ayrılmıştır. Her iki tarafta çoğunluğu yerinden sökülmüş ve etrafa dağılmış mezar taşları bulunmaktadır.

Yolun Alt Kesimindeki Mezar Taşları

I Nolu Mezar Taşı: Toprak üzerine çıkarılmıştır. Şahide dikdörtgen gövde ve dairesel başlıktan oluşmaktadır. Yüksekliği 1.75 m, ge- nişliği 0.25 m ve kalınlığı 0.12 m dir. Baş kısmı 0.34 m. dir. Başlık ikinci bir başlıkla taçlandırılmıştır. Başlığın hemen altında gövde yüzeyinde sağda tüfek, solda iki ucu sivriltilmiş kesici bir alet işlenmiştir. Alt kısmında dağ keçisi figürü stilize edilmiştir. Figürler kabartma şeklinde yapılmışlardır. Arka yüzü boş bırakılmıştır. Kum taşından yapılmıştır.

II Nolu Mezar Taşı: Bulunduğu yerden toprak üzerine çıkarılmıştır. Alt kısmı kırılmıştır. Yüksekliği 1.28 m, genişliği 0.23 m ve kalınlığı 0.11 m’dir. Ön yüzünde başlığın altında kılıç figürü kabartma şeklinde yapılmıştır. Başlığı yuvarlak şekildedir. 0.32 m. boyundadır. 0.15 m’lik bir tepeliği vardır. Taşın arka yüzünde gövdenin ortasına yakın yerde dairesel kabart- ma rozet vardır. Kum taşından yapılmıştır.

III Nolu Mezar Taşı: Yarıya kadar top- rağa gömülüdür. Yüksekliği 0.76 m, genişliği 0.25 m, kalınlığı ise 0.09 m’dir. Başlık kısmı 0.26 m boyundadır. Başlık ikinci bir tepelikle taçlandırılmıştır. Ön yüzünde iki tane kabart- ma kılıç figürü vardır. Arka yüzünde dairesel bir kurs, tüfek ve küçük dairesel rozet vardır. Kumtaşından yapılmıştır.

Yolun Üst Kesimindeki Mezar Taşları

I Nolu Mezar Taşı: Toprak üzerine çıkarılmıştır. Alt kısmı kırılmıştır. Yüksekliği 0.90 m, genişliği 0.25 m, kalınlığı 0.07 m’dir. Başlık kısmı 0.20m boyunda ve yuvarlaktır. Boyun kısmı 0.08 m’dir. Ön yüzünde boyun kısmından başlayan ve tamamlanmamış bir kılıç motifi vardır. Kumtaşından yapılmıştır.

II Nolu Mezar Taşı: Toprak üzerinde bulunmaktadır. Yüksekliği 1.30 m, genişliği 0.25 m, kalın lığı 0.11 m’dir. Başlık kısmı 0.25 m’dir. Başlığın hemen altından başlayan küçük bir kama ve hafif kavisli kabzalı bir kılıç motifi kabartma olarak yapılmıştır. Dairesel başlığın tepesinde küçük bir çıkıntısı vardır. Kum taşın- dan yapılmıştır.

III Nolu Mezar Taşı: Toprak üzerine çıkarılmıştır. Yüksekliği 1.18 m, genişliği 0.28 m, kalınlığı 0.09 m.’dir. Başlık kısmı 0.22 x 0.28 m. ölçülerindedir. Boyun kısmı ise 0.06 m.’dir. Çıkıntılı küçük bir tepeliği vardır. Ön yüzünde kama, mızrak ve dağ keçisi kabartma olarak iş- lenmiştir. Malzemesi kum taşıdır.

IV Nolu Mezar Taşı: Yarıya kadar toprağa gömülüdür. Yüksekliği 0.78 m, genişliği 0.25 m, kalınlığı 0.10 m’dir. Başlık kısmı 0.20 x 0.24 m. ölçülerinde ve 0.10 m’lik bir boyun kıs- mı ile gövdeden ayrılmaktadır. Başlık kısmında küçük bir tepeliği vardır. Gövde kısmında ise kabartma şeklinde kılıç motifi işlenmiştir. Kum taşı malzemesinden yapılmıştır.

V Nolu Mezar Taşı: Yerinden çıka- rılmış olan mezar taşı, yerde boylu boyunca uzanmaktadır. Yüksekliği 0.55 m, genişliği 0.22 m, kalınlığı 0.10 m’dir. Başlık kısmı 0.22 x 0,2 ölçülerinde olup, üzerinde çıkıntılı bir tepeliği vardır. Ön yüzünde kabartma şeklinde at figürü işlenmiştir. Kum taşından yapılmıştır.

Yüksekova Serdeşt (Karabey) Köyü Tarihi Mezarlığı: Mezarlık, Şemdinli-Yüksekova karayo- lunun üzerinde bulanan köyün batısında yer almaktadır. Kuzeyden güneye doğru uzanan anayola kadar inen bir sırt üzerindedir. Etrafı tel örgülerle çevrili olup, tarihi mezarlar mezarlığın ortasına yakın bir yerindedir. Bazıları kırık ve yerinden sökülmüş, bazıları da yerinde dikili vaziyette altı adet mezar taşı tespit edilmiştir.

I Nolu Mezar Taşı: Toprağa dikilidir. Yuvarlak kemer formundadır. Yüksekliği 0.88 m, genişliği 0.32m, kalınlığı0.08 m.’dir. Üzerine tüfek ve asa motifleri kabartma olarak işlenmiştir. Yöreye ait gözenekli taştan yapılmıştır.

II Nolu Mezar Taşı: Toprağa dikilidir. Sivri kemer formundadır. Yüksekliği 0.65 m, ge- nişliği 0.40 m, kalınlığı 0.08 m.’dir. Üzerine iki tane tüfek motifi ile asa motifi işlenmiştir. Asa- nın alt kısmına basit şekilde bir hayvan stilize edilmiştir.

III Nolu Mezar Taşı: Toprağa dikilidir. Sivri kemerlidir. Yüksekliği 0.70 m, genişliği 0.28 m, kalınlığı 0.07 m.’dir. Orta kısmından kırıl- mıştır. Üzerinde kabartma yaba, dirgen ve tam olarak belirlenemeyen bir silah vardır. Ayrıca da- iresel bir kabartı ve ortasında çubuk motifi işlen- miştir. Yöreye ait gözenekli taştan yapılmıştır.

IV Nolu Mezar Taşı: Sivri kemer formunda ve toprağa dikilidir. İnce bir olukla ha- reketlilik verilmiştir. Yüksekliği 0.56 m, genişliği 0.30 m, kalınlığı 0.08 m.’dir. Üzerinde topuzlu bir anahtar motifi vardır. Yöreye ait gözenekli taştan yapılmıştır.

V Nolu Mezar Taşı: Yerinden sökülmüş ve alt kısmı kırılmıştır. Gövde kısmı kırık iki parçadan oluşur. Sivri kemer formu verilmiştir. Yüksekliği 0.45 m, genişliği 0.35 m, kalınlığı 0.07 m.’dir. Üzerinde taşın en üst kısmında kare bir süsleme iki yanında iki kılıç ve taş kırıldığından dolayı belirlenemeyen bir motif daha işlenmiştir. Süslemeleri kabartma şeklinde olup yöreye ait gözenekli taştan yapılmıştır.





 


Benzer Haberler & Reklamlar