Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kentsel kültür rotalarına ivme kazandıran Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nin ikinci edisyonu, Galataport İstanbul’un ev sahipliğinde sanat, müzik ve gastronomiyi bir araya getiriyor. 12 Haziran’a kadar sürecek festivalde, Ara Güler’in renkli fotoğraflarından Füreya Koral’ın seramiklerine, Anadolu mutfaklarından çocuk konserlerine uzanan geniş bir etkinlik yelpazesi, İstanbul’un kültürel mirasını çağdaş bir perspektifle yeniden yorumluyor.
Kültürün Limanı: Galataport İstanbul’un Dönüşen Kimliği
Galataport İstanbul, sadece bir kruvaziyer limanı olmanın ötesine geçerek son yıllarda İstanbul’un yeni kültür odağına dönüşmüştür. Bu yıl ikincisi düzenlenen Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, 12 Haziran’a kadar Paket Postanesi, Saat Kulesi Meydanı, G Blok ve O2 Blok gibi tarihî ve modern mekânlarda çok yönlü bir sanat programı sunacak.
Festivalin amacı, kentin kültürel sürekliliğini çağdaş sanatla buluşturarak, hem yerli hem de uluslararası ziyaretçilere çok katmanlı bir deneyim sunmaktır. Etkinlikler arasında sergiler, konserler, tiyatrolar ve gastronomi buluşmaları yer almakta; mekânlar İstanbul’un tarihsel dokusuna modern bir kültürel yorum kazandırmaktadır.
Ara Güler ve Füreya Koral: İki Ustanın İzinde
1911 tarihli Paket Postanesi Binası, festival süresince iki önemli etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Bunlardan ilki, fotoğraf sanatının duayeni Ara Güler’in “Kıyının Hafızası” adlı sergisidir. Güler’in arşivinden derlenen 28 renkli fotoğraf, İstanbul’un kıyı yaşamına ve Boğaz’ın gündelik ritmine odaklanarak kentin hafızasına görsel bir tanıklık sunuyor. Bu seçki, Güler’in siyah-beyaz kadrajlarından farklı olarak, kentin renkli ve yaşayan yüzünü ön plana çıkarıyor.
Aynı mekânda yer alan “United Cuisines” etkinliği ise Anadolu’nun kadim mutfak geleneklerini bir araya getiriyor. Ermeni, Rum, Musevi ve Süryani mutfaklarının özgün tariflerinin tanıtılacağı etkinlikte Levon Bağış, Umut Karakuş, Müge Akgün ve Takuhi Tovmasyan gibi alanında uzman isimler bir araya gelecek. Bu gastronomik buluşma, kültürel etkileşimin tarih boyunca İstanbul mutfağında nasıl izler bıraktığını göstermesi bakımından dikkat çekici.
Festivalin bir diğer önemli durağı olan G Blok, Türkiye’nin ilk profesyonel kadın seramik sanatçısı Füreya Koral’ın eserlerini sanatseverlerle buluşturuyor. TBMM koleksiyonundan getirilen Koral’ın eserleri, seramik sanatının Türkiye’deki modernleşme sürecine dair özgün bir okuma sunuyor.
Göbeklitepe’den Modern Sanata Uzanan Yolculuk
Festivalin tarihsel boyutunu öne çıkaran etkinliklerden biri, “Gerçekliğe Dönüş: Göbeklitepe Sergisi”. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’nin sembolik anlamını çağdaş sanatla buluşturan sergi, insanlığın yerleşik hayata geçiş sürecini görsel bir anlatıyla yeniden yorumluyor.
Bu sergi, arkeolojik bilgiyle modern sanat pratiklerini bir araya getirerek, Türkiye’nin kültürel mirasının uluslararası sanat bağlamındaki görünürlüğünü artırmayı hedefliyor. Böylece festival, geçmişin bilgisiyle günümüzün sanatsal üretimleri arasında entelektüel bir köprü kuruyor.
Müziğin ve Sahnenin Ritimleri
Festivalin müzik programı, hem klasik hem popüler müzik türlerini kapsayan geniş bir yelpazede düzenleniyor. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, 29 Mayıs’ta ünlü keman virtüözü Cihat Aşkın eşliğinde Saat Kulesi Meydanı’nda konser verecek. Programda klasik eserlerin yanı sıra Türk bestecilerinden valsler de yer alacak.
Ayrıca, festival boyunca popüler müzik sanatçıları da sahne alacak: İrem Derici, Oğuzhan Koç, Gökhan Türkmen, Murat Dalkılıç, Rafet El Roman, Simge Sağın ve Murat Boz gibi isimler müzikseverlerle buluşacak. Çocuklara yönelik Rafadan Tayfa gösterisi, Devlet Tiyatroları’nın “Müzikaller” oyunu ve Devlet Modern Folk Topluluğu konseri ise festivalin toplumsal kapsayıcılığını güçlendiren etkinlikler arasında.
Sonuç: Kültürel Süreklilik ve Kentsel Hafızanın Güncel Yorumu
Galataport İstanbul’un ev sahipliği yaptığı bu etkinlik dizisi, kültürel mirasın korunması ve güncel sanata aktarılması bakımından İstanbul’un dönüşen kimliğini yansıtıyor. Beyoğlu Kültür Yolu Festivali, sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda kentin tarihî, mimari ve toplumsal dokusunu yeniden tanımlayan bir kültürel laboratuvar işlevi görüyor.
Aişe Hümeyra Bulovalı aa

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor