DNA analizleri, Kuzey Avrupa dillerinin Sibirya'dan geldiği tezini doğruladı

DNA analizleri, Kuzey Avrupa dillerinin Sibirya'dan geldiği tezini doğruladı

Genetik, arkeolojik ve dilbilimsel yöntemlerle elde edilen bilgiler, Estonca ve Fince gibi Uralik dillerin Kuzey Avrupa’da evrilmediğini, doğrudan Sibirya'dan geldiğini gösteriyor.

Kuzey Avrupa'daki Baltık devletlerinden Estonya Cumhuriyeti'ndeki DNA araştırmalarına göre; Avrupalıların çoğunun kökeni; Anadolu'dan gelen erken dönem çiftçileri, Asya'dan gelen Bozkır çobanları ve Avrupalı avcı-toplayıcıların kombinasyonuna dayanıyor. Estonca ve Fince gibi Avrupalı Uralik dilleri konuşanlar ise aynı zamanda Sibiryadan gelenlerin genlerini bünyesinde taşıyor.

Genetik Arkeoloji (Arkeogenetik) yöntemiyle, DNA analizlerine dayanılarak, Estonca ve Fince gibi Avrupalı Uralik dilleri konuşanların 2.500 yıl önce Avrupa Demir Çağı’nın başında Sibirya’dan geldiği tespit edildi.

Genetik, arkeolojik ve dilbilimsel yöntemlerle elde edilen bilgilerin kombinasyonunun söz konusu alanlar için uzak geçmişe dair benzer sonuçlar ortaya koyduğuna dikkar çeken Arkeolog ve antropologlara göre bu diller Kuzey Avrupa’da evrilmedi, doğrudan Sibirya'dan geldi.

Doğu Baltık ve daha doğudaki Uralik lisanların kökeni Sibirya'ya dayanıyor (The Arrival of Siberian Ancestry Connecting the Eastern Baltic to Uralic Speakers further East) başlıklı makale, Current Biology (Güncel Biyoloji) dergisinde 9 Mayıs tarihinde Lehti Saag, Margot Laneman, Liivi Varul, Martin Malve, Heiki Valk Maria A. Razzak, Ivan G. Shirobokov, Valeri I. Khartanovich, Elena R. Mikhaylova, Alena Kushniarevich, Christiana Lyn Scheib, Anu Solnik, Tuuli Reisberg, Jüri Parik, Lauri Saag, Ene Metspalu, Siiri Rootsi, Francesco Montinaro, Maido Remm, Reedik Mägi, Eugenia D’Atanasio, Enrico Ryunosuke Crema, David Díez-del-Molino, Mark G. Thomas, Aivar Kriiska, Toomas Kivisild, Richard Villems, Valter Lang, Mait Metspalu, Kristiina Tambets imzaları ile yayınlandı.

Makaleye göre; 15 tanesi Geç Bron Devri (M.Ö. 1200–400 ) 6 tanesi Roma öncesi demir çağı tarand, (M.Ö. 800/500 - M.S. 50) 5 tanesi Roma Öncesi ve Roma Dönemi (M.Ö 500 - M.S 450) 7 tanesi Orta Çağ (M.S. 1200–1600) olmak üzere çeşitli türdeki mezarlardan çıkan 56 kişiden alınan diş köklerinden elde edilen 33 DNA'yı analiz ettikler.

Araştırmada öne çıkan bilgilere göre;

* Tunç Çağı Doğu Baltık bölgesinde avcı-toplayıcı soylarda artış söz konusu.

* Demir Çağı'na geçiş sırasında Sibirya'dan Doğu Baltık'a göçenler çoğaldı.

* Sibiryalıların Demir Çağında bölgeye gelmesi, Uralik dillerinin Sibirya kökenli olduğu tezini destekliyor.

* Tunç Çağı'nda renkli göz, saç ve cilt sayısı artıyor, laktoz toleransı daha sık görülüyor.

* DNA verilei bazı Kuzey Avrupalıların dillerini Sibirya'dan aldığını öne süren tezleri doğruluyor.

Cell Press'in haberine göre; Estonya'daki Tartu Üniversitesi'nden Lehti Saag; "Sibirya'dan bölgeye gelen insanların aynı zamanda Uralik dillerini de yanlarında getirmeleri olasıdır.  Bronzdan çağından Demir Çağı'na geçiş aşamasındaki mezarlardan elde edilen DNA verileri ile Dilbilimcilerin Doğu Baltık'taki Finik dillerinin kökeni ve geliş zamanı konusundaki teorileri, birbiri ile örtüşüyor" dedi.

Araştırmacılar, Uralca konuşan insanların Sibirya'dan gelenlerin genetik özelliklerini taşıdığını zaten bildiklerini ama onların daha önce Doğu Baltık bölgesine geliş zamanının belirsizlik içerdiğini belirtiyorlar.

Lehti Saag ve Kristiina Tambets ve meslektaşlarından oluşan ekip, İnsanların genetik kökenlerini henüz araştırılmamış kültürel katmanlardan karakterize etmek amacıyla  mezarlarda bulunan 56 kişiden alınan diş köklerinden elde edilen 33 DNA'yı analiz ettiklerini belirtiyorlar.

Saag, "Modern genomlar üzerinden geçmişe dair tahminler yürütmek yerine, geçmişteki belirli zamanlarda yaşayan bireylerin DNA'larını analizlerinden bugüne dair bilgiler elde ediyoruz. Eski DNA'yı inceleyerek, modern popülasyonlarda gördüğümüz genetik bileşenlerin o zamandan bu yana bölgeye ulaştığı anın belirlenmesini mümkün kılıyor" diyor.e

Araştımanın sonuçlarıda göre Doğu Baltık bölgesinde Tunç Çağı bireylerinde avcı-toplayıcı soyu daha baskın ama Geç Neolitik insanlara göre renkli gözlü ile açık renkli saç ve cilde sahip insan sayıs artıyor ki bu özellikler günümüz Kuzey Avrupalıları arasında devam ediyor.

Araştırmacılar şimdi Avrupa'daki Demir Çağı göç süreçlerini daha iyi anlamak için çalışmalarını genişletmeyi planlıyor ve zamanda ileriye doğru hareket ederek,orta çağ zamanının genetik yapısına odaklanacaklarını söylüyorlar.

arkeolojikhaber.com


Benzer Haberler & Reklamlar