Yalova’nın Altınova ilçesinde, 10. ve 11. yüzyıllarda inşa edilen Çobankale’de yürütülen kazılar, kale içindeki yaşam alanlarını ortaya çıkarmaya devam ediyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öncülüğünde yürütülen çalışmaların 8. yılında, buğday işlenen işlikler, barınma mekanları, seramik parçaları ve sikkeler bulundu. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kullanılan kalede elde edilen bulgular, kale içindeki gündelik yaşamın detaylarını aydınlatıyor.
Stratejik Konumuyla Tarihi Bir Kale
Altınova’nın Ayazma köyü mevkisinde bulunan Çobankale, tarih boyunca İstanbul’a en yakın savunma noktalarından biri olarak dikkat çekti. 10. ve 11. yüzyıllarda Bizans tarafından inşa edilen, sonrasında Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kullanılan kale, Türklerin Anadolu’daki ilerleyişinde stratejik rol oynadı. Kazı Başkanı Prof. Dr. Selçuk Seçkin, Çobankale’nin yalnızca bölgesel değil, Türk ve dünya tarihi açısından da kritik bir öneme sahip olduğunu vurguluyor. İznik’in ardından İstanbul’a en yakın Selçuklu kalesi olması, yapıyı hem askeri hem de ticari açıdan değerli kılıyor.
Buğday İşlikleri ve Barınma Mekanları
Sekiz yıldır süren kazılarda bu yıl özellikle sur içinde yoğunlaşan çalışmalar önemli bulgular ortaya çıkardı. Arkeologlar, kale içerisinde buğday öğütülen işlikler ile barınma mekanlarını gün yüzüne çıkardı. Bu keşif, kalede yalnızca askeri bir yaşamın değil, aynı zamanda günlük hayatın sürdüğünü gösteriyor. Prof. Dr. Seçkin, “Buğday öğütmeye ilişkin malzemeler günümüze ulaştı. Bu da insanların kale içinde üretim ve tüketim döngüsüne sahip olduklarını kanıtlıyor. 2025 sezonundaki en önemli buluntumuz, buğday işliklerinin ortaya çıkarılması oldu” ifadelerini kullandı.
Seramik ve Sikke Bulguları
Bu yılki kazılarda, işliklerin yanı sıra çok sayıda seramik parçası ve sikkeler de bulundu. Seramiklerin bazıları daha önceki buluntularla benzerlik gösterirken, bazıları farklı özellikleriyle öne çıktı. Uzmanlar, bu parçaları kazı evinde birleştirerek bütün eserler haline getiriyor. Bulunan sikkeler ise kalenin hangi dönemlerde aktif olarak kullanıldığını anlamada kritik rol üstleniyor. Prof. Dr. Seçkin’e göre, hem seramikler hem de sikkeler, Çobankale’nin farklı dönemlerdeki işlevlerini ve kullanım sürekliliğini belgeleyen en önemli buluntular arasında yer alıyor.
Koruma ve Gelecek Planları
Kazı ekibi, yalnızca buluntuları gün yüzüne çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda kalenin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için de çalışmalar yürütüyor. Özellikle şapel ve diğer mimari alanların konservasyonu için projeler hazırlanıyor. Çobankale’de ortaya çıkan taşınabilir metal eserler, laboratuvarlarda konservasyon ve kataloglama süreçlerinden geçiriliyor. Kazıların ilerleyen yıllarda hem kalenin planının daha net ortaya çıkarılmasını hem de bölgenin Selçuklu ve Osmanlı dönemi yerleşim dokusunun daha iyi anlaşılmasını sağlayacağı öngörülüyor. Böylece, kale yalnızca bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda turizme kazandırılacak bir kültürel miras merkezi haline gelecek.
AA Sıtkı Yıldız

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor