Elazığ’daki Tadım Kalesi ve Höyüğü’nde yürütülen arkeolojik kazılarda, yaklaşık 6 bin yıl öncesine tarihlenen boğa başlı sunak gün yüzüne çıkarıldı. Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemlerine ait olan bu önemli buluntu, dini ritüellerde kullanıldığı düşünülen nadir bir eser olarak dikkat çekiyor. Kazılar sırasında ortaya çıkarılan kutsal ocaklar, Karaz çömlekler ve diğer buluntular, bölgenin tarihsel ve kültürel dokusuna ışık tutuyor.
Geçmişten Günümüze Uzanan Bir Kazı Hikâyesi
Elazığ’ın Tadım köyünde yer alan Tadım Kalesi ve Höyüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında yürütülen kazı çalışmalarıyla son yıllarda önemli keşiflere sahne oluyor. Elazığ Müze Müdürlüğü koordinasyonunda başlatılan çalışmalar, kentin tarih öncesi dönemlerine dair eşsiz veriler sunuyor. Bu yıl yürütülen kazılarda en dikkat çekici buluntu, Geç Kalkolitik ve Erken Tunç dönemine tarihlenen, 160x130 santimetre ebatlarındaki boğa başlı sunak oldu.
Boğa Figürü: Gücün ve Kudretin Sembolü
Kazı ekibi tarafından yapılan değerlendirmelere göre boğa başlı sunak, dönemin dini ritüellerinde tanrılara adak sunmak amacıyla kullanılıyordu. Boğa figürü, Antik Yakın Doğu ve Anadolu kültürlerinde güç, bereket ve koruma sembolü olarak kabul ediliyordu. Tadım Kalesi kazı başkanı Ziya Kılınç, sunağın “institu” yani yerinde ve bozulmamış şekilde bulunduğunu belirterek, eserin restore edilip müzede sergileneceğini ifade etti. Kılınç, bu tür buluntuların Elazığ’ın arkeolojik zenginliğini görünür kıldığını ve kentin kültürel değerine katkı sağladığını vurguladı.
Diğer Buluntular ve Kültürel Katmanlar
Kazı çalışmalarında yalnızca boğa başlı sunak değil, aynı zamanda üç kutsal ocak, Nahçıvan tipli Karaz çömlekler, günlük yaşamda kullanılan aletler, ok uçları, stilize heykelcikler, geometrik bezemeli testiler ve dağ keçisi bezemeli çömlekler de ortaya çıkarıldı. Bu buluntular, bölgenin binlerce yıl öncesine dayanan sosyal, ekonomik ve dini yaşamına dair önemli ipuçları sunuyor. Ayrıca höyükteki stratigrafi çalışmaları Osmanlı, Selçuklu, Roma ve Bizans katmanlarına kadar inildiğini gösteriyor.
Arslantepe ile Benzerlikler ve Gelecek Perspektifi
Kılınç, Tadım Kalesi ve Höyüğü’nün bazı noktalarında 35-40 metreye ulaşan yükseklikleriyle Doğu Anadolu’nun en büyük yerleşimlerinden biri olduğunu belirtiyor. Yapı ve buluntu repertuarı ile Malatya’daki Arslantepe Höyüğü’ne benzerlikler gösterdiğini ifade eden Kılınç, kazıların uzun soluklu bir bilimsel proje olduğunun altını çiziyor. “Bu kazılar belki bizim ömrümüz yetmeyecek kadar uzun sürecek. Bizden sonraki nesiller de bu höyüğü kazmaya devam edecek” sözleriyle kazıların gelecek kuşaklara miras niteliğinde olduğunu vurguluyor.
İsmail Şen - aa

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor