Pergamon’un Kızıl Avlusu Ziyarete Açılıyor

Pergamon’un Kızıl Avlusu Ziyarete Açılıyor

İzmir’in Bergama ilçesindeki Pergamon Antik Kenti’nde yer alan ve mimari yapısıyla antik dünyanın eşsiz kutsal alanlarından biri olan Kızıl Avlu, kapsamlı koruma, onarım ve çevre düzenleme çalışmaları sonrası 2026’da ziyarete açılıyor. Roma İmparatoru Hadrianus döneminde inşa edilen yapı, tarih boyunca Pagan, Hristiyan ve Musevi inançlarına ev sahipliği yaptı. Yapılan çalışmalarla bu çok katmanlı dini miras, modern ziyaretçi deneyimleriyle buluşmaya hazırlanıyor.

Tarihi Mirasın Kalbinde: Kızıl Avlu

UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı’nın en dikkat çeken yapılarından biri olan Kızıl Avlu (Serapeion), arkeolojik, dini ve mimari değerleriyle antik çağın izlerini günümüze taşıyor. Roma İmparatoru Hadrianus döneminde, MS 2. yüzyılda inşa edilen tapınak, adını karakteristik kırmızı tuğlalarından alıyor. Ancak antik dönemde yapı, dış yüzeyi ve çatısı tamamen mermerle kaplı devasa bir kompleks olarak inşa edilmişti.

Tapınak, Selinus Nehri üzerine kurulmuş olması ve benzersiz mimari düzenlemesiyle dikkat çekiyor. Roma dünyasında eşi benzeri bulunmayan bu kutsal alan, dönemin dini çeşitliliğini ve mimarlık anlayışını yansıtan çarpıcı bir örnek olarak kabul ediliyor.

Çok Katmanlı İnanç Tarihi

Kızıl Avlu, sadece mimari değil, aynı zamanda dini tarih açısından da çok katmanlı bir geçmişe sahip. İlk olarak Mısır tanrılarına adanmış Pagan bir tapınak olarak kullanılan yapı, 5. yüzyılda Hristiyanlığın Anadolu’da yaygınlaşmasıyla kiliseye dönüştürüldü. Bergama, İncil’de adı geçen yedi Hristiyan cemaatten birine ev sahipliği yaparken, Kızıl Avlu'nun da bu cemaatin ibadet yeri olduğu düşünülüyor.

Alan yalnızca Hristiyanlar için değil, Museviler için de kutsal kabul ediliyor. Yapı kompleksinin bir ucunda yer alan sinagog kalıntısı, bölgenin çok dinli yapısını gözler önüne seriyor. Ayrıca, tapınağın iki yanında yer alan yuvarlak kulelerden biri, Cumhuriyet'in ilk yıllarından bu yana Kurtuluş Camisi olarak kullanılmakta. Bu durum, yapının tarih boyunca kesintisiz dini işlevini sürdürdüğünü gösteriyor.

Bilimsel Kazı ve Restorasyon Süreci

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı ve kazı projesinin koordinatörü Prof. Dr. Yusuf Sezgin, Kızıl Avlu’da 2025 yılı Mart ayında başlatılan koruma ve çevre düzenleme çalışmalarının, 2026 yılında tamamlanarak yapının ziyarete açılmasının planlandığını belirtti.

Çalışmalar kapsamında, kutsal alanın etrafında yürüyüş yolları, karşılama merkezi, çevre düzenlemesi, koruma ve gece müzeciliği altyapısı kuruluyor. Sezgin, yapının özgünlüğünü bozmadan, çağdaş müzecilik anlayışına uygun biçimde yeniden işlevlendirilmesinin hedeflendiğini ifade etti.

Eşsiz Mimari, Kültürel Sürdürülebilirlik

Yaklaşık 270 metre uzunluğunda ve 100 metre genişliğindeki bu devasa kompleksin merkez tapınağı 60 metre uzunluğunda ve 10 metre genişliğinde. Duvar yüksekliği ise 25 metreyi buluyor. Sezgin’e göre, tuğla yapı tekniği o dönemde Anadolu'da yaygın olmadığından, hem mimarların hem de işçilerin Roma’dan getirilmiş olması olası. Bu yönüyle Kızıl Avlu, mimari ve teknik açıdan da benzersiz bir örnek teşkil ediyor.

Tüm bu çabaların ortak amacı, Bergama’nın en önemli simgelerinden biri olan Kızıl Avlu’yu yalnızca korumak değil; aynı zamanda geçmişten geleceğe aktarılan bir kültürel hafıza mekânı haline getirmek. Bu yönüyle proje, arkeolojik korumanın yanı sıra kültürel sürdürülebilirliğe de katkı sağlıyor.

 

Hüseyin Bağış - aa


Benzer Haberler & Reklamlar