Kültürün Birleştirici Gücü Diyarbakır’da: 9. Kültür Yolu Festivali Başladı

Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin 17. durağı olan Diyarbakır Kültür Yolu Festivali, zengin etkinlik programı ve kültürel çeşitliliğiyle tarihi şehri yeniden sanatın merkezine taşıdı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı’nın açılışını yaptığı festival, 9 gün boyunca 51 noktada düzenlenecek 344 etkinlikle Diyarbakır’ı kültür, sanat, gastronomi ve barışın buluşma noktası haline getiriyor.

Diyarbakır, Türkiye Kültür Yolu’nun 17. Durağı Oldu
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından beş yıl önce başlatılan Türkiye Kültür Yolu Festivalleri, ülke genelinde kültür ve sanatın yaygınlaştırılması amacıyla sürdürülen en kapsamlı organizasyonlardan biri haline geldi. Bu büyük projenin 17. durağı, tarih, kültür ve medeniyetin beşiği olan Diyarbakır oldu.

Festivalin açılışı, Sur ilçesindeki İçkale Müze Kompleksi'nde yapıldı. Törene, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, çok sayıda sanatçı, akademisyen ve vatandaş katıldı. Yazgı, Diyarbakır’ın kadim tarihine vurgu yaparak, “Bu şehir yalnızca geçmişiyle değil, kültür ve sanatın geleceğiyle de anılmalıdır,” dedi.

Kültür Yolu Festivalleri: Sanatla Birleşen Bir Türkiye Vizyonu
Bakan Yardımcısı Yazgı, konuşmasında Kültür Yolu projesinin temel amacının, sanatı toplumun her kesimine ulaştırmak ve kültürel mirası geleceğe taşımak olduğunu belirtti. Beş yıl önce yalnızca bir şehirde başlayan bu kültürel hareketin bugün 7 bölgeye yayılarak 20 şehri kapsayan dev bir festival zincirine dönüştüğünü aktardı.
“Diyarbakır’da bu yıl dördüncüsü düzenlenen festivalde, 9 gün boyunca 344 etkinlik gerçekleştirilecek. Şehir, konserler, tiyatrolar, sergiler, film gösterimleri ve gastronomi buluşmalarıyla tam anlamıyla bir kültür şölenine ev sahipliği yapacak,” diyen Yazgı, bu etkinliklerin hem iç turizmi canlandırdığını hem de yerel kimliği güçlendirdiğini vurguladı.

Sanatın Evrensel Diliyle Barış ve Dayanışma Mesajı
Festivalin yalnızca bir sanat organizasyonu olmadığını, aynı zamanda barış, kardeşlik ve dayanışma mesajı taşıdığını ifade eden Yazgı, bu yılki etkinliklerde Filistin mücadelesine saygı duruşu niteliğinde içeriklerin yer alacağını söyledi.
“Ben Yıkılmayacağım” adlı sergi ile “Filistin Hakkında Konuşmalıyız” tiyatro oyunu, festivalin vicdani ve insani boyutunu öne çıkarıyor. Yazgı, “Kültürün ve sanatın evrensel diliyle barışı savunmaya, mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Çünkü inanıyoruz ki barışın sesi Diyarbakır’dan yükselirse, yankısı tüm dünyaya ulaşır,” sözleriyle festivalin evrensel misyonunu tanımladı.

Kültür, Turizm ve Sürdürülebilir Kalkınma Bir Arada
Yazgı, konuşmasında “Türkiye Yüzyılı” vizyonu çerçevesinde kültür, turizm, doğa ve insan emeğini bir bütün olarak ele alan bir gelecek hedeflediklerini vurguladı. Diyarbakır’ın bu vizyonun merkezinde yer aldığını belirten Yazgı, “Binlerce yıllık mirasını koruyarak sanatla, bilgiyle ve üretimle geleceğe yön veren bir şehir olarak Diyarbakır, turizmin ve sürdürülebilir kalkınmanın öncü şehirlerinden biri olmaya devam edecek,” dedi.
Bu yaklaşım, yalnızca kültürel etkinlikleri değil, aynı zamanda yerel kalkınmayı ve toplumsal refahı da destekleyen bir model olarak dikkat çekiyor. Festival, kent ekonomisine doğrudan katkı sağlarken, Diyarbakır’ın kültürel markalaşma sürecine de ivme kazandırıyor.

Diyarbakır Artık Kültür ve Sanatla Anılıyor
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, törende yaptığı konuşmada, şehrin son yıllarda geçirdiği dönüşüme değinerek, “Artık Diyarbakır olaylarla, sansasyonel hadiselerle değil, kültür ve sanat etkinlikleriyle anılıyor,” dedi.
Zorluoğlu, festivalin kente kazandırdığı pozitif imajın altını çizerek, “Uzun yıllar terörle anılan bir şehirden, bugün yatırımları, festivalleri, spordaki başarılarıyla öne çıkan bir Diyarbakır’a dönüştük. Bu değişim, halkın ve devletin ortak çabasının sonucudur,” ifadelerini kullandı.

Vali, 9 gün boyunca şehirde düzenlenecek etkinliklerin yalnızca konserlerle sınırlı olmadığını, tiyatrodan gastronomiye, çocuk atölyelerinden sokak sanatlarına kadar geniş bir yelpazeye sahip olduğunu belirtti. “Bu festival, Diyarbakır’ı daha cazip bir şehir haline getirecek,” dedi.

Sanat, İnsan ve Coğrafya: Diyarbakır’ın Yükselen Kültürel Kimliği
Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi Başkanı Mehmet Mehdi Eker, festivalin Diyarbakır’da başlamasının sembolik önemine değindi. “Bu etkinlik, hem sanatsal gücümüzü hem de insanımızın derin kültürel köklerini yansıtıyor. Diyarbakır ve gastronomisi, festival aracılığıyla Türkiye’ye ve dünyaya tanıtılıyor,” diyen Eker, kentin en büyük zenginliğinin insanın yürek zenginliği olduğunu vurguladı.
Açılış programı kapsamında, Saint George Kilisesi’nde “Pablo Picasso: Yaratılış Her Şeydir” sergisi ile Arkeoloji Müzesi’nde “At Nalından Umuda” sergileri sanatseverlerle buluştu. Bu etkinlikler, Diyarbakır’ın tarihsel çeşitliliğini çağdaş sanatla birleştiren yönünü öne çıkararak, şehrin evrensel kültürel miras içindeki yerini güçlendirdi.

Aziz Aslan, Mehmet Sıddık Kaya aa


Benzer Haberler & Reklamlar