İstanbul’un Mekanları Sahneye Dönüşüyor: 29. Tiyatro Festivali 20 Ekim'de Başlıyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği 29. İstanbul Tiyatro Festivali, 20 Ekim – 22 Kasım tarihleri arasında sahne sanatlarının güncel örneklerini seyirciyle buluşturacak. Koç Holding Enerji Grubu Şirketlerinin sponsorluğunda gerçekleştirilen festival, bu yıl 6’sı uluslararası olmak üzere toplam 16 tiyatro, performans ve dans yapımına ev sahipliği yapacak.

Festivalin Açılışından İlk Detaylar
İstanbul Tiyatro Festivali, 20 Ekim’de başlıyor ve 22 Kasım’a kadar devam edecek. İKSV tarafından 1989’dan bu yana düzenlenen festivalin bu yılki küratörü tiyatro insanı Mehmet Birkiye. Festivalin açılış oyunu, Hollanda’nın köklü topluluklarından Scapino Ballet Rotterdam’ın, koreograf Marcos Morau imzasıyla sahneye taşıdığı ve Arvo Pärt’in müzikleriyle buluşturduğu “Katedral” olacak. Programda ayrıca Fransız-Katalan topluluk Baro d’evel’in dans, sirk ve tiyatroyu harmanlayan “Biz Kimiz?” adlı gösterisi yer alacak. Festival boyunca İstanbul’un farklı kültürel ve tarihi mekanları da birer sahneye dönüştürülecek.

“Benim Kahramanım Seyircidir”
Festivalin küratörü Mehmet Birkiye, tiyatronun unutmaya izin vermediğini vurgulayarak, sahnenin seyirciyle kurduğu güçlü bağa dikkat çekti. Birkiye, tiyatronun geçmişi mezardan çıkaran bir kazıcı gibi işlediğini, seyirciyi ise bu yolculukta en önemli kahraman olarak gördüğünü dile getirdi:
“Tiyatronun kırbacına dayanabilen düşünce, duygu ve inanç ayakta kalabilir. Seyirci her oyunda kendi kahramanlarını, inançlarını ve ruhunu kaybetme tehlikesiyle yüzleşir. Böyle bir yolculukta kahraman bulmak mümkün mü? Benim kahramanım seyircidir.”
Birkiye’nin bu yorumu, festivalin yalnızca oyunların değil, seyircinin de merkezde olduğu bir deneyim tasarladığını gösteriyor.

Çokseslilik, Eleştiri ve Yeni Anlatılar
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, festivalin bu yıl çoksesli anlatım biçimleri ve özgün üslupları öne çıkaracağını belirtti. Programın, genç sanatçılara alan açmayı, çocukları tiyatro evreniyle tanıştırmayı ve kadın sanatçıların görünürlüğünü artırmayı hedeflediğini vurguladı.
Festival Programlama Yöneticisi Handan Uzal Dündar ise bu yılın temasını “eleştiri ve eleştirel düşüncenin tiyatro ve dansın vazgeçilmez yoldaşı” olması üzerine kurduklarını aktardı. Dündar, “Festival hızlı tepkiler çağında acele yanıtlar yerine, düşünmeye ve hissetmeye alan açmak istiyor” sözleriyle tiyatronun dönüştürücü potansiyeline işaret etti.

Onur Ödülü Seçkin Selvi’ye
Festivalin en anlamlı anlarından biri, tiyatro eleştirmeni, çevirmen ve yazar Seçkin Selvi’ye verilen “Onur Ödülü” oldu. Selvi, konuşmasında eleştirinin sanatın doğal bir parçası olduğunu, tiyatroya yalnızca eşlik eden değil, aynı zamanda onu dönüştüren bir güç taşıdığını vurguladı. Eleştirinin günümüzde sosyal ve siyasal yaşamda riskli bir alan haline geldiğini belirten Selvi, ödülün bu bağlamda ayrıca anlamlı olduğunu dile getirdi:
“Eleştiri tiyatronun omuzdaşı, yoldaşı ve öncelikle kışkırtıcısıdır. Bu ödül, eleştirmenin onurlandırılması açısından büyük bir değer taşıyor.”

Kapsayıcılık ve Yeni Bölümler
Festivalde bu yıl farklı kapsayıcı projeler dikkat çekiyor. İKSV ve DenizBank iş birliğiyle hayata geçirilen “Erişilebilir Sanat Partnerliği”, engellenen bireylerin sahne sanatlarına katılımını artırmayı hedefliyor. Bu kapsamda, Teatro La Plaza’nın down sendromlu sekiz oyuncusuyla sahnelediği “Hamlet” büyük ilgi görmesi beklenen yapımlardan biri.

Kadın sanatçıların üretimlerini görünür kılmayı amaçlayan “Bu İşte Bir Kadın Var” bölümü ise İlyas Özçakır rejisiyle “Aşağıdaki Pencere” ve Belçika’dan “Bovary” yapımlarını kapsıyor. Ayrıca “Yeni Arayışlar” bölümü genç toplulukların deneysel çalışmalarına sahne olacak.

İstanbul’un Mekanlarıyla Bütünleşen Oyunlar
Festival yalnızca tiyatro sahneleriyle sınırlı kalmayacak. İstanbul’un tarihi ve kültürel mekanları da oyunlara ev sahipliği yapacak. Kumbaracı50’nin “İstanbul Mon Amour: Pera’nın Karanlık Odası”, İMÇ’de Barış Arman’ın rejisiyle “Açık Mülk” ve Reşad Ekrem Koçu’nun anlatılarından uyarlanan “Aşk Yolunda İstanbul’da Neler Olmuş:

Çerkes Rıdvan’ın Dolabı” bu özel projelerden bazıları.
Çocuklara yönelik programda ise Ceren Oran’ın “Oyun İçinde Oyun” eseri, doğaçlamayı ve hayal gücünün sınırsızlığını sahneye taşıyacak. Festival, böylece her yaş grubuna hitap eden kapsayıcı bir içerik sunmayı amaçlıyor.
 

AA Aişe Hümeyra Akgün


Benzer Haberler & Reklamlar