Çankırı’daki Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde yürütülen kazılarda, 9 milyon yıllık olduğu değerlendirilen ve bütünlüğünü koruyan bir zürafa kafatası bulundu. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığındaki ekip, keşfin Anadolu’da şimdiye kadar bulunan en bütün zürafa kafatası olduğunu belirtti. Fosilin yeni bir türe ait olabileceği ihtimali, bilim dünyasında büyük heyecan yarattı.
Anadolu’nun Milyonlarca Yıllık Tanığı: Çorakyerler
Çankırı’nın Yapraklı ilçesi yakınlarında, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü tarafından yürütülen Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi kazıları, Türkiye’nin en önemli paleontolojik merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Prof. Dr. Ayla Sevim Erol başkanlığında 24 yıldır devam eden çalışmalar, Anadolu’nun milyonlarca yıl önceki ekosistemine dair benzersiz bulgular sunuyor. Bu yıl temmuz ayında başlayan yeni kazı sezonunda, 43 farklı türe ait binlerce fosil parçasına ulaşıldı. Ekip, bugüne kadar atlar, filler, zürafalar, kılıç dişli kediler, su samurları, gergedanlar ve ayılara ait fosiller ortaya çıkardı.
Son bulgular arasında yer alan zürafaya ait bütünlüğünü koruyan kafatası, kazı tarihinin en dikkat çekici örneklerinden biri oldu. Erol, “Şimdiye kadar Anadolu’da bu kadar bütün bir zürafa kafatası bulunmadı” diyerek keşfin önemine vurgu yaptı.
9 Milyon Yıl Öncesine Uzanan İzler
Yeni keşfedilen zürafa kafatasının, 7 ile 9 milyon yıl arasına tarihlendirilen bir tabakadan çıkarıldığı belirtildi. Prof. Dr. Erol, “Muhtemelen 9 milyon yıla doğru giden bir tarihlendirme yapılabileceğini düşünüyoruz. Daha ayrıntılı laboratuvar çalışmaları sonrasında net sonuçlara ulaşacağız” dedi.
Bu dönem, Miyosen Çağı’nın geç evresi olarak biliniyor ve Anadolu coğrafyasının Afrika ile bağlantılı zengin faunasını anlamak açısından büyük önem taşıyor.
Elde edilen bulgular, yalnızca Anadolu’nun değil, Avrasya kara köprüsü üzerinden gerçekleşen memeli göçlerinin evrimsel izlerini de aydınlatabilecek nitelikte.
Erol’un açıklamalarına göre, söz konusu zürafa kafatası, şimdiye kadar Çorakyerler’de tespit edilen dört farklı zürafa türünden hiçbirine tam olarak benzemiyor. Bu durum, yeni bir türün tanımlanabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Araştırma ekibi, fosilin temizleme ve onarım işlemlerinin ardından detaylı morfolojik analizlere geçmeyi planlıyor.
Yaban Domuzları ve Gergedanlar: Yeni Bulgular
Bu sezon zürafa kafatasının yanı sıra, yaban domuzu türüne ait çok sayıda fosil ve muhtemelen yeni bir türe ait gergedan kafatası da keşfedildi. Bu buluntular, bölgedeki biyolojik çeşitliliğin sanılandan çok daha zengin olduğunu gösteriyor.
Erol, “Çorakyerler her sezon yeni sürprizlerle dolu. Her kazı döneminde yepyeni bir türle karşılaşmamız artık bizi şaşırtmıyor,” diyerek alanın bilimsel potansiyeline dikkat çekti.
Bu fosiller, sadece yeni türlerin tanımlanmasına değil, aynı zamanda geçmiş iklim koşullarının ve habitat değişimlerinin de anlaşılmasına katkı sağlıyor.
Antropolojinin 100. Yılında Uluslararası İlgi
2025 yılı, Türkiye’de antropoloji çalışmalarının 100. yılı olarak kutlanıyor. Bu kapsamda, 24–26 Ekim tarihleri arasında Ankara Üniversitesi’nde uluslararası bir kongre düzenlenecek.
Kongrede, 100’ün üzerinde sözlü sunum yapılacak; bunlardan birkaçının Çorakyerler kazıları ve yeni tür keşifleri üzerine olacağı açıklandı.
Erol, “Bu tür çalışmalar, Anadolu’nun paleobiyolojik geçmişini yeniden yazmamızı sağlıyor. Her yeni bulgu, sadece Türkiye’nin değil, insanlığın doğa tarihine dair ortak hafızasına da katkıda bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Çorakyerler kazı alanı, bu yönüyle Türkiye’nin paleontolojik araştırma üslerinden biri olarak değerlendiriliyor. Her yeni fosil, yalnızca geçmişin canlı çeşitliliğini değil, Anadolu’nun evrimsel coğrafyasını da aydınlatmaya devam ediyor.
Muhammed Kaygın aa

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor