Bakır çağı insanları aslan saldırısına uğrayan birini tedavi etmeyi başarmış

Bakır çağı insanları aslan saldırısına uğrayan birini tedavi etmeyi başarmış

Bulgar arkeologlar, bir aslan saldırısının kurbanı olduğunu tespit ettikleri yaklaşık 5. Bin yıllık bir iskelet tespit ettiler. Aslan pençesi ve diş izlerinden doğan yaraların iyileşmiş olması, tarih öncesi insanların yaralı üyelerini tedavi ve rehabilitasyon bilgilerinin yabana atılamayacağını gözler önüne serdi.

Bakır Çağı'nda Balkanlarda Aslan Saldırısını Kanıtlayan Şahit

Bulgaristan’ın Burgas kenti yakınlarındaki Kozareva Mogila mezarlığında gerçekleştirilen arkeoji kazılarında, geç Bakır Çağı’na (MÖ 5. binyıl / günümüzden yaklaşık 6.000-7.000 yıl önce) tarihlenen bir mezarda, üzerinde olağandışı kırık ve örselenme izleri bulunan genç bir erkek iskeleti keşfedildi..

İskelet üzerinde yapılan inceleme sonuçları; Journal of Archaeological Science: Reports'ta Nadezhda Karastoyanova,Victoria Russeva, Petya Georgieva ve Veselin Danov'un imzaları ile  yayınlanan "Bones, bites, and burials: investigating a skeleton from eneolithic necropolis for evidence of probable lion attack in Bulgaria" (Kemikler, ısırıklar ve gömüler: Bulgaristan'da Eneolitik bir nekropolde bulunan bir iskeletin muhtemel aslan saldırısına dair kanıtlarını araştırmak) balıklı makalede yayınlandı.

Bulgu, Bakır Çağı toplumunda yaralı bireylere gösterilen bakım ve sosyal dayanışmaya dair çarpıcı kanıtlar sunuyor.

6 Bin Yıl Önce Yaşanan Bir Aslan Saldırının İzleri

Burgas kenti yakınlarındaki Kozareva Mogila mezarlığında, geç Bakır Çağı’na (MÖ 5. binyıl) tarihlenen bir mezarda keşfedilen genç erkek iskeletinin afatası ve uzun kemiklerdeki belirgin çukur ve delikler, büyük bir yırtıcı tarafından saldırıya uğradığını gösteriyordu. Detaylı morfolojik analizler ve yırtıcı dişlerine ait kalıplarla yapılan karşılaştırmalar, saldırgan hayvanın büyük olasılıkla bir aslan (Panthera leo) olduğunu ortaya çıkardı.

İyileşmiş Yaralar ve Tarih Öncesi Bir Hayatta Kalma Hikayesi

İskelet üzerindeki en çarpıcı bulgu, kafatasındaki derin penetran yaranın ve diğer lezyonların kenarlarında iyileşme belirtileri (kallus oluşumu) görülmesi. Bu, bireyin saldırıdan sonra aylarca, hatta yıllarca hayatta kaldığını ve yaralarının iyileştiğini kanıtlıyor. Kafatasındaki bir kemiğin iç kısmına kaynamış bir parça da dahil olmak üzere, ciddi kafa travmasına rağmen yaşamını sürdürmüş olması dikkat çekici.

Araştırmacılar, bu kadar ağır yaralarla hayatta kalabilmenin, bireyin dönemin toplumu tarafından uzun süreli bakım, koruma ve destek gördüğünün güçlü bir göstergesi olduğunu savunuyor. Bu durum, “bakımın biyoarkeolojisi” kavramına işaret ediyor ve geç Bakır Çağı topluluklarında fiziksel engelli veya yaralı bireylere yönelik sosyal sorumluluk bilincinin ve şefkat anlayışının gelişmiş olduğunu düşündürüyor.

Kazı, Doğu Bulgaristan’da, Karadeniz kıyısına yakın bir bölgede gerçekleştirildi. Aslan kalıntıları bölgede Neolitik’ten itibaren biliniyor ve yerleşimlerdeki kesik izleri, zaman zaman avlandıklarını gösteriyor. Bu olay, insanların ve aslanların aynı ekosistemi paylaştığı, nadir de olsa ölümcül karşılaşmaların yaşandığı bir döneme ışık tutuyor. Mezarda herhangi bir mezar eşyası bulunmaması, bireyin toplumsal konumu hakkında soruları gündeme getirirken, nispeten derin bir çukura gömülmüş olması da ölümünün ardından özel bir uygulamayı akla getiriyor.

Arkeolojikhaber.com


Benzer Haberler & Reklamlar