Anadolu’da Estetiğin Doğuşu: Direkli Mağarası’nda 13 Bin Yıllık Boncuklar

Anadolu’da Estetiğin Doğuşu: Direkli Mağarası’nda 13 Bin Yıllık Boncuklar

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesindeki Direkli Mağarası’nda yürütülen arkeolojik kazılar, Epipaleolitik Dönem’e ait çok sayıda süs boncuğunun gün yüzüne çıkarılmasıyla yeni bir boyut kazandı. 19 yıldır süren çalışmalar, bu alanın yalnızca yaşam değil aynı zamanda estetik ve kültürel etkileşim merkezi olduğunu gösteriyor. Buluntular, MÖ 9500-14.000 arasına tarihlenen boncukların işçilik kalitesi ve çeşitliliğiyle, Anadolu’nun süslenme tarihine dair en eski izleri barındırıyor.

Anadolu’nun Estetik Belleği Gün Yüzünde

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesine bağlı Döngel Mahallesi sınırlarında yer alan Direkli Mağarası, 2007 yılında başlayan kazı çalışmalarıyla Türkiye’nin en uzun soluklu arkeolojik projelerinden biri haline geldi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cevdet Merih Erek başkanlığındaki kazılarda, son olarak Epipaleolitik Dönem’e ait çok sayıda süs boncuğu ortaya çıkarıldı.

Yeni buluntular, daha önce bölgede bulunan ana tanrıça figürleri, tarım aletleri, mezarlar ve kemikten yapılmış iğneler gibi önemli bulguların yanı sıra, mağaranın estetik yönünün de güçlü bir şekilde vurgulanmasına olanak sağladı.

Epipaleolitik Dönem’in Estetik Merkezi: Direkli Mağarası

Kazı Başkanı Prof. Dr. Cevdet Merih Erek, bu yılki kazıların temasını “süslenme kültürü” olarak tanımlıyor. Sekiz farklı plan karede gerçekleştirilen çalışmalarda, üçüncü ve sekizinci arkeolojik seviyeler arasında taş, kemik ve deniz kabuklarından üretilmiş boncuklar bulundu. Bu boncukların bazılarının kırmızı aşı boyasıyla renklendirilmiş olması dikkat çekici.

Boncuklar, MÖ 9500 ila 14.000 yılları arasına tarihleniyor. Bu dönem, insanların yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadığı, aynı zamanda kendini ifade etme ve estetik beğeni geliştirme sürecine de girdikleri bir evre olarak tanımlanıyor. Erek’e göre bu durum, mağarada yaşayan bireylerin estetik bilince sahip olduğunu ve bu bilincin toplumsal bir değer haline geldiğini gösteriyor.

Kültürel Etkileşimin Kavşak Noktası

Prof. Dr. Erek, Direkli Mağarası’nın yalnızca yerel bir yaşam alanı değil, aynı zamanda Kafkasya, Arap Yarımadası, Doğu Akdeniz ve Anadolu arasında bir kültürel alışveriş merkezi işlevi gördüğünü vurguluyor. Kazılarda ele geçen deniz kabukluları ve egzotik ham maddeler, mağaranın farklı coğrafyalarla bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.

Bu durum, süs eşyalarının yalnızca estetik değil, aynı zamanda simgesel ve iletişimsel işlevler taşıdığına işaret ediyor. Yani Direkli Mağarası sakinleri hem kendi kimliklerini ifade ediyor, hem de dış dünyayla kültürel alışveriş içindeydiler.

Anadolu'da Süslenme Geleneğinin Derin Kökleri

Kazıların önemli sonuçlarından biri de süslenme alışkanlığının Anadolu kültür tarihinde ne denli köklü bir yere sahip olduğunu göstermesi. Prof. Dr. Erek, “Anadolu’da yaylacılık, köy ve ova kültürlerinde hayvanların bile süslenmesi bu geleneğin derinliğine işaret eder” diyerek, buluntuların yalnızca arkeolojik değil antropolojik bir boyutu olduğunu da ifade ediyor.

Boncuklar ve süs eşyaları, estetik beğeninin geliştiği, kültürel kimliğin dışa vurulduğu ve toplumsal aidiyetin sergilendiği materyaller olarak değerlendirilmekte. Kazı verileri, Direkli Mağarası’nı sadece maddi değil, aynı zamanda sembolik anlamlarla yüklü bir kültürel merkez haline getiriyor.


Benzer Haberler & Reklamlar