Akseki'de kültür varlığı yok denilen alan tarihi eserden geçilmiyor

Akseki'de kültür varlığı yok denilen alan tarihi eserden geçilmiyor

Antalya’nın Akseki ilçesinde mermer ocağı açılması plannanlan alan için ÇED, tescilli kalıntı yok dedi ama köylülerin başvurusuyla alanda yapılan incelemede 17 arkeolojik kalıntı tescil edildi, 11 ayrı tarihi kalıntı için de tescil başvurusu yapıldı.

Antalya’nın Akseki ilçesinde mermer ocağı ruhsatı verilen iki ayrı sahada yöre halkının yaptığı başvuru sonucu toplam 17 tane arkeolojik kalıntı tescil edildi. İlçeye bağlı Güzelsu, Pınarbaşı, Çaltılıçukur, Çukurköy ve Taşlıca köylerinde TEKNOMER adlı özel bir madencilik firmasının mermer ocağı açmak istediği bölgenin tarihi kalıntılarla dolu olduğunu belirten yöre halkının 11 ayrı tarihi kalıntı için de tescil başvurusu yaptı.

Antik yerleşkelerle dolu olduğu kaydedilen bölgedeki 1. derece arkeolojik sit alanlarını madencilik ve diğer olumsuz etkilerden korumak için harekete geçen Akseki Belediyesi Etkileme Geçiş Planı hazırlayarak Bölge Koruma Kurulu’na başvurdu. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden gelen bir heyet, 17-21 Mayıs tarihleri arasında mermer ocağı açılmak istenen iki ayrı sahada incelemelerde bulundu. Akseki halkı tarihi ve doğal varlıklarını korumak için çaba harcarken gözler şimdi Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün hazırlayacağı rapora çevrilmiş durumda. Mermer ocağı için hazırlanan ÇED raporunda faaliyet sahasında kültür varlığı bulunmadığı öne sürülmüştü.

Antalya’nın saklı cennetlerinden biri olan Akseki ilçesi, bozulmamış doğası, zengin kültürel dokusu ve otantik yaşamıyla son yıllarda kırsal turizmin yeni gözdelerinden biri. Antik çağdan günümüze Akdeniz Bölgesi ile İç Anadolu arasındaki önemli geçiş noktalarından biri olan Akseki ve çevresinde çok sayıda antik yerleşim de bulunuyor. Yöreye özgü geleneksel sivil mimari örneği olan düğmeli evler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da desteğiyle birer birer restore edilerek kültür turizminin hizmetine sunuluyor.

Ancak bütün bunlar son yıllarda göz göre göre vahşi madenciliğe kurban ediliyor. Bir yandan kırsal turizmi ve iyi tarım uygulamalarını desteklemek için milyonlarca lira bütçe ayıran kamu kuruluşları, diğer yandan ise kısa vadeli kazançlar uğruna doğayı, tarihi ve kültürü yok eden mermer ocaklarına izin veriyor. Akseki çevresinde açılan mermer ocakları, ormanları, su kaynaklarını, tarihi ve doğayı tahrip etmesinin yanında zengin kültür birikiminin izlerini taşıyan yaşam alanlarını da olumsuz etkiliyor.

Bölgeden çıkartılacak ham maddenin yalnızca yüzde 7’si mermer olarak değerlendirilebiliyor

Bunun en son örneği ise Akseki’ye bağlı Güzelsu, Pınarbaşı, Çaltılıçukur, Çukurköy ve Taşlıca köylerini etkileyecek olan mermer ocağı ruhsatı. TEKNOMER adlı özel bir madencilik firmasına iki ayrı alanda yaklaşık 200 hektarlık arazide mermer ocağı ruhsatı verildi. İlk etapta 520 dönüme tekabül eden 52 hektarlık ruhsat sahasında mermer çıkarmak için ÇED başvurusu yapan firmanın talebi uygun bulunarak Haziran 2018’de ÇED süreci başlatıldı. Projeyle ilgili hazırlanan ÇED raporunda yer verilen bilgilere göre alandan yılda 1 milyon 200 bin metreküp ham mermer çıkarılması planlanırken bunun yalnızca 84 bin metreküpünün mermer, geriye kalan 1 milyon 116 bin metreküplük kısmının ise pasa (moloz) olarak ayrılacağı belirtiliyor. Bu rakamlara göre bölgeden çıkartılacak ham maddenin yalnızca yüzde 7’si mermer olarak değerlendirilirken, geri kalanı ise adeta çöp olacak.

Yöre halkı mermer ocağı açılmak istenen arazide arkeolojik kalıntılar olduğu için kurumlara itiraz etti

Ancak yöre halkı mermer ocağı açılmak istenen arazide arkeolojik kalıntılar ve korunması gereken nesli tehlike altındaki bitki ve canlı türleri bulunduğunu belirterek ilgili kurumlara itiraz etti. Önce 14 Ocak 2019, ardından ise 11 Nisan 2019 tarihlerinde Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda gerçekleştirilen İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantılarına katılan yöre halkı, mermer ocağı projesinin tarihi ve doğal varlıklara vereceği zararlara yönelik bilgi ve belgeleri de komisyona sundu. Açılmak istenen mermer ocağıyla ilgili ÇED dosyasındaki eksikliklerin giderilmesi için firmaya süre verildiği öğrenilirken Aksekili vatandaşlar ise yaşam alanlarını koruma çabalarını sürdürüyor.

17 adet arkeolojik alan tescil edilerek koruma altına alındı

Mermer firmasının talebi doğrultusunda Antalya merkezli ‘Özdemir Çevre Arıtma Müh. Müş. Orman Mad. İnş. Taş. Tem. Hiz. Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ adlı özel kuruluş tarafından hazırlanan ÇED raporunda, faaliyet alanında 2863 sayılı yasa kapsamına giren kültür varlığı ve tescilli sit alanı bulunmadığı iddia edilerek, çalışmalar sırasında kültür varlığına rastlanması durumunda ilgili kurumlara haber verileceği kaydedilmişti. Ancak yöre halkının yaptığı başvurular üzerine mermer ocağı açılmak istenen alanda yapılan incelemelerde toplam 17 adet arkeolojik alan tescil edilerek koruma altına alındı. 11 ayrı alan için de tescil başvurusunun yapıldığı belirtilirken, mermer ocağı ruhsatı verilen sahanın neredeyse tamamının antik yerleşimlerle dolu olduğu ortaya çıktı.

Akseki Belediyesi, arkeolojik sit alanlarının korunması için Etkileme Geçiş Planı hazırladı

Bu gelişme üzerine Akseki Belediyesi ise tescil edilen arkeolojik sit alanlarının korunması için meclis kararıyla bir ‘Etkileme Geçiş Planı’ hazırladı. Korunan alanlar ile dış etkenler arasında bir tampon bölge oluşturmayı amaçlayan rapor, ekli haritasıyla birlikte 22 Mart tarihinde Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’ne sunuldu. Bu kapsamda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanlarından oluşan bir heyet, 17-21 Mayıs tarihleri arasında Akseki’ye gelerek mermer ocağı açılmak istenen arazide inceleme yaptı. Edindiğimiz bilgilere göre heyetin incelemesi sırasında ÇED-2 alanı olarak belirtilen ruhsat sahasında daha önce bilinmeyen kültür varlıklarına rastlandı.

Gözler Ankara'dan gelecek raporda

Gözler şimdi Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanlarının mermer ocağı açılmak üstenen araziyle ilgili hazırlayacağı raporda. Konuyla ilgili görüş ve endişelerini aktaran yöre halkı ise çekincelerini şu sözlerle özetliyor: “Şimdi bu ekip gördükleri üzerine bir rapor yazacak. Belki yeniden bölgeye gelecekler. Objektif olurlarsa ÇED’lerin iptali yönünde ve Akseki Belediyesinin sunduğu Etkileme Geçiş Planının onayı yönünde görüş vermeleri yüksek olasılık. Fakat mermerci firma TEKNOMER’in sahipleri de Ankara’da lobi yapıyorlar: Üst düzey yöneticilerden alana gelen ekibe mermerci lehinde bir rapor için direktif gelirse her şey tersine dönebilir. Çünkü benzer olayları daha önce DSİ, Orman Bölge Müdürlüğü ve İl Tarım ve Orman Müdürlüklerinde yaşadık. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanımızın bu konu hakkında bilgilendirilmesi gerekiyor. Arkeolojik eserlere ve nadir güzelliklerle dolu doğaya geri dönüşü olmayacak tahribatın verilmemesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın objektif ve uzun vadeli bakışa dayalı karar alması gerekiyor. Bir mermerci firmanın beş köyün yaşam alanı olan ender ekosistemin bulunduğu bu bölgeyi bozmasına izin verilmemeli.

Bakan Ersoy,  Aksekililere, burası benim baba ocağım, demişti

Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un “Baba ocağım” diye andığı Akseki’de, kültür turizminin en önemli değerlerinin vahşi madenciliğe kurban edilmesi de tepki çekiyor. Bakan Ersoy, geçtiğimiz Mart ayında bölgeye yaptığı ziyarette Aksekililere “Burası benim baba ocağım. Her fırsatta buraya geleceğim. Buraya üçüncü gelişim. Sizleri sık, sık ziyaret edeceğim” diye seslenerek şu ifadeleri kullanmıştı: “Akseki'de tarım kadar turizmi de ön planda tutacağız. Akseki, İbradı ve Ormana’da turizmi canlandırmak için çalışmalar sürdüreceğiz. Önemli olan Akseki'nin turizminde bir sektör olması.”

Yusuf Yavuz - Odatv.com

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar