Ural dağlarında  iki kurgan arasında 2400 yıllık adak çukuru bulundu

Ural dağlarında iki kurgan arasında 2400 yıllık adak çukuru bulundu

Rusya’nın Güney Ural bölgesinde iki kurgan arasında keşfedilen oldukça zengin arkeolojik bulgu ortaya çıkaran adak çukuru, eski göçebe toplulukların cenaze ritüellerine dair şimdiye değin en kapsamlı bilgileri içeriyor.

2.400 Yıllık Adak Kompleksi Türünün En Zengini

Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü araştırmacıları, yaz aylarında Güney Ural Dağları’ndaki Vysokaya Mogila nekropolünde iki kurgan arasında olağanüstü bir “adak kompleksi” gün yüzüne çıkardı. MÖ 4–3. yüzyıllar arasında kullanıldığı bilinen ve 6 kilometrelik alana yayılmış yüksek statülü kurganlardan oluşan nekropol, yeni keşifle birlikte göçebe toplumların ritüellerine dair önemli bir pencere sundu.

500'Ü AŞKIN BRONZ BONCUK BULUNDU

Kazılarda kurganlar arasındaki alanda birden fazla eser yığını tespit edildi. Kazı ekibi liderlerinden arkeolog Sergey Sirotin’e göre, toplamda 100’ü aşkın obje gün ışığına çıkarıldı; bunların büyük çoğunluğu at koşum takımlarına ait parçalar ve 500’den fazla bronz boncuktan oluşuyor. 1970 doğumlu bilim insanı Sergiy Viktoroviç Sirotin, ömrünü İskit ve Sarmat dönemi erken göçebelerinin gizemini çözmeye adadı. 30 yılı aşkın saha çalışması ve 90’dan fazla bilimsel yayınla, Güney Ural’ın tarihi coğrafyasını aydınlatan önemli bir isim.

Güneydoğu kısmında altın bir aplike –kaplan başı ve ön ayağını betimleyen– bulunurken, batıda bronz bir kepçe ve kazan parçalarına rastlandı.

kurganın batısındaki sığ, yuvarlak bir çukura gizlenmiş “zengin adak kompleksi”nde en az bir düzine at gemine ait bronz alınlıklar, yanaklık parçaları ve demir gemler ele geçirildi. Süslemelerde kuş, mitolojik yaratık, geometrik motif ve insan yüzü betimleri dikkat çekiyor.

DOMUZ ÇENESİ DE ADANMIŞ

Komplekste ayrıca hayvan motifleriyle süslü gümüş kaplamalı ahşap bir kase ve bir domuz çenesinin özenle yerleştirilmiş kalıntıları bulundu. Araştırmacılar, bu nesnelerin ritüel amaçlı adak sunularının bir parçası olduğunu, bölgedeki göçebe toplumların ölüm kültürü ve tören geleneklerine dair yeni bilgiler sunduğunu belirtiyor.


Benzer Haberler & Reklamlar