Selimiye’de Betonarme İzler Siliniyor: Edirne’de Osmanlı Mirası Aslına Dönüyor

Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Selimiye Camisi başta olmak üzere bölgedeki tescilli Osmanlı yapılarında yürütülen restorasyonlarda, geçmiş dönemlerde yapılan betonarme müdahaleleri temizliyor. Çimento yerine orijinal harçla yenilenen sıvalar, minarelerdeki özgün çiniler ve kubbe güçlendirmeleriyle Selimiye yeniden Mimar Sinan’ın elinden çıkmış haline yaklaşıyor. Kentte altı önemli eser restorasyon sürecinde.

Selimiye’de Aslına Dönüş Başladı
Edirne Vakıflar Bölge Müdürü Ahmet Saraç, Selimiye Camisi’nde yürütülen kapsamlı restorasyon çalışmalarıyla geçmişte yapılan betonarme müdahalelerin tamamen kaldırıldığını açıkladı. Saraç, Edirne İl Genel Meclisi’nde yaptığı bilgilendirmede, bölge genelinde 192 tescilli kültür varlığının bulunduğunu, bunlardan altısında aktif restorasyonun sürdüğünü söyledi. Bu eserlerin en önemlisinin kuşkusuz Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” Selimiye Camisi olduğunu belirten Saraç, restorasyonun temel nedeninin minarelerdeki ciddi hasarlar olduğunu ifade etti.
Kubbe güçlendirmeleri, kurşun kaplamaların yenilenmesi ve minarelerin onarımıyla yapının dış görünümünde önemli bir iyileşme sağlandığını belirten Saraç, caminin minarelerindeki orijinal çinilerin analiz edilerek aynı ebat ve renkte yeniden üretildiğini kaydetti. Böylece Selimiye’nin tarihi dokusu, aslına en uygun biçimde korunmuş oldu.

Çimentolu Sıvalar Tarihe Karışıyor
Saraç, 1983 yılında yapılan son kapsamlı onarımda kullanılan çimentolu sıvaların, restorasyon kapsamında tamamen uzaklaştırıldığını vurguladı. O dönemde birçok tarihi yapıda yaygın olarak kullanılan çimentonun, içerdiği tuz nedeniyle taş ve tuğla gibi doğal malzemelere zarar verdiğini anlatan Saraç, “Tuz, sert betonarme yüzeyden çıkamadığı için gözenekli taş yapıyı yıllar içinde patlatarak tahrip ediyor. Bu yüzden çimentolu yüzeyleri temizledik ve orijinal harç analizlerine göre sıvaları yeniden yaptık” dedi.

Bu çalışmalarla birlikte Selimiye, Mimar Sinan’ın döneminde kullanılan malzeme ve tekniklere mümkün olan en yüksek düzeyde yaklaştırıldı. Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü, bu yaklaşımı bölgedeki diğer Osmanlı yapılarında da standart hale getirmeyi hedefliyor.

Tarihe Işık Tutan Bir Başka Eser: Evliya Kasımpaşa Camisi
Saraç, Tunca Nehri kıyısında yer alan ve uzun yıllar taşkınlar nedeniyle ibadete kapalı kalan Evliya Kasımpaşa Camisi’nde de restorasyon çalışmalarının sürdüğünü aktardı. “Yalı camisi” örneklerinin Türkiye’de nadir olduğunu belirten Saraç, yapının minaresinin kısmen söküldüğünü ve restorasyonun tamamlanmasının ardından nehirle yeniden ilişkilendirileceğini ifade etti.

Caminin haziresinde 1,5 metrelik toprak dolgu bulunduğunu, yapılan bilimsel kazılarda önemli mezar taşlarının ortaya çıkarıldığını kaydeden Saraç, “Bu taşların tek tek okunması ve belgelenmesi, Edirne’nin sosyal tarihine önemli katkı sağlayacak. Haziresi ve rıhtımıyla birlikte camiyi tamamlayacağız” diye konuştu.

Hamam ve Camilerde Restorasyon Zinciri
Edirne’de restorasyon süreci yalnızca Selimiye ve Evliya Kasımpaşa Camisi ile sınırlı değil. İl Özel İdaresi ve Edirne Çevre Koruma Vakfı katkılarıyla yürütülen Gazi Mihal Hamamı restorasyonunda da titiz bir çalışma yürütülüyor. Saraç, hamamın kubbe geçişlerindeki “mukarnas” bezemelerin Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olduğunu belirterek, “Hamam başlı başına bir müze gibi. Burada kubbe geçiş motifleri, Osmanlı mimarisinin estetik zenginliğini gözler önüne seriyor” dedi.

Ayrıca Uzunköprü Muradiye Camisi’nin yıl bitmeden ibadete açılacağı, Çokalca ve Şeyh Şüceaddin camilerindeki çalışmaların da sürdüğü bildirildi. Bu kapsamda Edirne genelinde yürütülen restorasyon projeleri, hem dini mimarinin korunmasına hem de kentin kültürel mirasının gelecek kuşaklara aktarılmasına katkı sağlıyor.

Gökhan Balcı aa


Benzer Haberler & Reklamlar