Taş Tepeler Projesi kapsamında Sefertepe’de yürütülen kazılarda, 10 bin 500 yıl önce yaşamış toplulukların süs eşyası üretimindeki ileri teknik becerileri gün yüzüne çıkarıldı. Boncuk, idol ve çift yüzlü insan betimli heykelcikler, bölgedeki ortak sembol repertuvarını ortaya koyarken; yeşim ve labradorit gibi zor işlenen taşların ustalıkla şekillendirilmesi, Neolitik dönemin beklenmedik zanaatkârlık düzeyine işaret ediyor.

10 Bin 500 Yıllık Süs Eşyaları ve Ortak Semboller
Şanlıurfa’da Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde sürdürülen “Taş Tepeler Projesi”nin Sefertepe ayağında bu yılki kazılar tamamlandı. Kazı Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan, çalışmalarda süs ve takı eşyalarına dair olağanüstü zengin bir malzeme repertuvarına ulaştıklarını belirtiyor. Boncuklar, insan betimli idoller ve özellikle çift yüzlü insan tasvirli küçük heykelcik, Karahantepe ve Sayburç’ta bilinen örneklerle kültürel süreklilik içinde değerlendiriliyor. Bu buluntular, Taş Tepeler bölgesinin sembolik dilinin ortak bir estetik ve inanç sistemine dayandığını gösteriyor. Ayrıca Dicle Havzası’nda bilinen kakma boncuk tiplerinin de Sefertepe’de ortaya çıkarılması, bölgesel etkileşim ağlarını güçlendiren bir veri sunuyor.
Doç. Dr. Emre Güldoğan
Hayvan Betimlemeleri ve Dış Dünya Algısı
Kazılar sırasında meydana çıkarılan bir taş üzerine kazınmış yavru domuz betimlemesi, dönemin insan topluluklarının çevreyle ilişkisine yönelik önemli ipuçları sağlıyor. Bu tarz çizimler, yalnızca sanatsal ifade değil, aynı zamanda erken toplulukların ritüel pratiklerini, avcılık bilgilerini ve doğaya dair sembolik okumalarını da yansıtıyor. Sefertepe’nin ikonografik çeşitliliği, Neolitik çağın sosyal hafızasına ışık tutan nadir örnekler arasında yer alıyor.

Eksotik Taşlar, Zor Teknikler: Neolitik Ustalığın İzleri
Doç. Dr. Güldoğan, süs eşyalarında kullanılan malzemelerin işleme tekniklerinin dönemin ustalığını anlamada kritik olduğunu vurguluyor. Kireç taşının dış kabuğu kırıldığında kolay işlenebilir hale geldiğini belirten Güldoğan, buna karşın boncuklarda kullanılan yeşim ve labradorit gibi egzotik taşların yüksek beceri gerektirdiğini ifade ediyor. Metal aletlerin bulunmadığı bu dönemde, delik açma süreçlerinde kum ve suyun aşındırıcı etkisinden yararlanıldığını, betimlemelerde ise kullanılan ham maddeden daha sert kayaçlarla şekillendirme yapıldığını aktarıyor. Basit tipte yaylı matkap türü mekanizmaların kullanımına ilişkin bulgular ise Neolitik toplulukların teknolojik yaratıcılığını güçlendiren önemli bir gösterge olarak değerlendiriliyor.

Eşber Ayaydın aa

Kayseri’de Keşfedilen Neolitik Dönem Kaya Resimleri Yeni Bir Dönüm Noktasına İşaret Ediyor
Sefertepe Kazıları Neolitik Zanaatkârlığın İnceliğini Ortaya Koyuyor
Seyfe Gölü’nde Çevresel Çöküş: 65 Yılın En Büyük Kuraklığı
Adıyaman'ın Tarihî Hanı Turizme Güçlü Bir Dönüşe Hazırlanıyor