Olympos Antik Kenti’nde Piskoposa Ait Geç Antik Çağ Hamamı Gün Yüzüne Çıkarıldı

Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Olympos Antik Kenti’nde 2025 yılı kazı sezonunda Geç Antik Çağ’a tarihlenen, piskoposa ait olduğu değerlendirilen yaklaşık 200 metrekarelik bir hamam yapısı ortaya çıkarıldı. Bizans dönemine tarihlenen bu yapı, boyutu ve mimari detaylarıyla dikkat çekiyor. Aynı sezonda 370 parçadan oluşan lahitlerin restorasyonu da tamamlanarak yerinde sergilenmeye başlandı.

Likya Uygarlığının Mirasında Yeni Katmanlar

Beydağları Sahil Milli Parkı içerisinde yer alan ve Helenistik, Roma ile Bizans dönemlerine ait zengin kültürel katmanları barındıran Olympos Antik Kenti’nde yürütülen 2025 yılı kazı çalışmaları, önemli yapısal bulguları gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.

Pamukkale Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gökçen Kurtuluş Öztaşkın’ın bilimsel başkanlığında sürdürülen kazılarda, bu yıl Bizans dönemine tarihlenen ve piskoposluk konutuna ait olduğu düşünülen büyük ölçekli bir hamam yapısı ortaya çıkarıldı. Bu bulgu, geç antik dönemin kent içi sosyal yapısı ve dini otoritelerin gündelik yaşamdaki etkileri açısından önemli bir örnek sunuyor.

Kentin Altı Farklı Bölgesinde Sürdürülen Kazılar

Doç. Dr. Öztaşkın’ın aktardığına göre, Olympos Antik Kenti'nin doğusunda Likya Birliği'nin üç oy hakkına sahip önemli şehirlerinden biri olarak stratejik ve politik anlamda özel bir konuma sahip olduğu bilinmektedir. Kazıların bu yılki etabı, kentin altı farklı noktasında eş zamanlı olarak yürütüldü.

Bu alanlar arasında nekropol bölgeleri, sivil konutlar, kiliseler ve hamamlar yer aldı. Özellikle “1 No’lu kilise” olarak tanımlanan yapının giriş zemininde opus tessellatum mozaik tekniğiyle oluşturulmuş geniş geometrik desenli döşemeler açığa çıkarıldı. Bu teknik, taşların işlenerek değil, doğal haliyle kullanılması bakımından erken dönem mozaik sanatının ileri bir evresini temsil ediyor.

Piskoposun Kamuya Açık Hamamı: Geç Antik Çağ’dan Özgün Bir Örnek

Ortaya çıkarılan hamam yapısının 200 metrekareye yakın büyüklüğüyle, bu tür sivil yapılara bağlı hamamlardan beklenen ölçünün oldukça üzerinde olduğu belirtiliyor. Isıtma sistemi, külhan, duvar panelleri ve ısıtma kanalları gibi detaylarıyla dikkat çeken yapı, dönemin kentli elitlerinin yaşam standartlarına da ışık tutuyor.

Doç. Dr. Öztaşkın, söz konusu konutun ve bağlı hamamın bir piskoposa ait olduğunun mimari ve konumsal verilere dayanarak değerlendirildiğini aktarıyor:

“Piskoposlar bu dönemde sadece dini lider değil, aynı zamanda kent yöneticisidir. Bu hamamın hem konuta hem de caddeye açılan kapıları var. Belirli günlerde halkın ücretsiz kullanımına sunulmuş. Bu, temizlik ve sağlık açısından bir kamu hizmeti olarak değerlendirilmeli.”

Bu bulgu, Geç Antik Çağ kent yapılarında dini otoritenin fiziksel mekânlar üzerinden toplumla nasıl etkileşim kurduğunu gösteren nadir örneklerden biri olarak değerlendiriliyor.

Lahit Restorasyonunda Arkeolojik Ustalık

Bu sezonun dikkat çeken bir diğer çalışması ise daha önce ortaya çıkarılan ve 370 parçaya bölünmüş iki lahitin restorasyon süreci oldu. Kazı ekibi tarafından titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda bu lahitler yerinde sergilenmek üzere ayağa kaldırıldı.

Doç. Dr. Öztaşkın, yıl sonuna kadar toplam dört lahitin sergilenmeye hazır hâle getirileceğini belirtiyor. Bu tür restorasyon çalışmaları, sadece buluntuların korunması değil, aynı zamanda ziyaretçilere arkeolojik süreçlerin anlaşılabilir hâle getirilmesi açısından da önem taşıyor.

Süleyman Elçin aa

 


Benzer Haberler & Reklamlar