Myra’da 1850 Yıllık Şifa Merkezi Yeniden Canlanıyor

Antalya’nın Demre ilçesinde, Roma dönemine ait 1850 yıllık nymphaion yapısında sürdürülen kazı ve restorasyon çalışmalarıyla antik yapı yeniden işlevsel hale getirilecek. Magnezyum, demir, kükürt ve fosfor içeren şifalı su kaynağı üzerine inşa edilen yapı, çevresindeki hamam, su kemeri ve sarnıçlarla birlikte bir sağlık kompleksi niteliği taşıyor. 2026 sonunda tamamlanması planlanan projeyle ziyaretçiler, antik şifalı suda yüzerek kalıntıları gezebilecek.

Büyük Bir “Sağlık Suyu” Kompleksi
Demre ilçesindeki Myra Antik Kenti’nde yürütülen arkeolojik çalışmalar, Roma dönemine ait nymphaion yapısının gizemini gün yüzüne çıkarıyor. Myra ile kentin antik limanı Andriake arasında, günümüzde eski sanayi alanında kalan bu anıtsal yapı, milattan sonra 2. yüzyılda Hadrian dönemi imar faaliyetleri sırasında inşa edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında sürdürülen kazılarda, yapının şifalı maden suyu kaynağı üzerine inşa edilmiş olması, onu diğer Roma su yapılarından ayırıyor.

Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, bölgenin yalnızca bir nymphaion değil, hamam, sarnıç ve su kemeri gibi yapılarla dolu olduğunu belirterek, buranın bir tür “sağlık suyu merkezi” olarak kullanıldığını vurguluyor. Günümüzde Demrelilerin “Burguç” adını verdiği ve hâlen şifa amaçlı kullanılan suyun ana kaynağı da bu yapının altında bulunuyor.

Anıtsal ve Hibrit Mimari Özellikler
Tamamen kesme taşlarla inşa edilen nymphaion, çok kapılı plan düzeniyle dikkat çekiyor. Çevik’in aktardığına göre yapı, doğu ve batı yönlerinden üçer kapıyla girilebilen, organik bağlantılara sahip bir bütünlük sergiliyor. Hem ana kayaya oyulan hem de taş bloklarla örülen hibrit tekniğin kullanılması, bu yapıyı diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri.

Kazı ekibi, suyun yoğunluğu nedeniyle her gün pompalar yardımıyla yapıyı boşaltarak çalışmalarını sürdürüyor. Bu zorlu koşullar, kazı sürecinin yavaş ilerlemesine rağmen yapının özgün mimarisini daha iyi anlamayı sağlıyor. Çevik, bu nymphaionun daha önce belgelenmiş hiçbir su yapısına benzemediğini belirterek, arkeolojik açıdan eşsiz bir buluntu olduğunu ifade ediyor.

Tarihsel ve Sosyal Önemi
Nymphaion’un işlevi, Andriake Limanı’nın alüvyonlarla dolarak kullanılmaz hale gelmesiyle, muhtemelen milattan sonra 7. yüzyılda sona erdi. Buna rağmen yapının anıtsal mimarisi ve su kaynağının varlığı, Likya toplumunun sağlık ve su kültüne verdiği önemi gösteriyor. Antik kentteki bu kompleks, yalnızca bir su kaynağı değil, toplumsal buluşma ve ritüel alanı olarak da işlev görmüş olabilir.

2026 sonunda tamamlanması planlanan restorasyonun ardından, ziyaretçilerin antik şifalı suda yüzerek kalıntılar arasında dolaşabilecek olması, hem arkeoturizm hem de kültürel miras bilinci açısından büyük önem taşıyor. Çevik, projenin yalnızca bir kazı değil, “geleceğe miras” bırakma hedefi taşıyan bir kültürel girişim olduğunu vurguluyor.

Arkeopark Projesi ve Gelecek Planları
Sanayi alanının temizlenmesinin ardından bölge bir arkeopark haline getirilecek. Böylece Myra ve Andriake kazılarıyla entegre bir şekilde ziyaretçilere sunulacak. Bu proje tamamlandığında, antik dönemden günümüze uzanan bir “şifa rotası” oluşturulmuş olacak.

Prof. Dr. Çevik, bu çalışmanın Myra’yı yalnızca bir arkeolojik alan değil, yaşayan bir kültürel miras mekânına dönüştüreceğini belirtiyor. “1850 yıl önceki fonksiyonuna, 21. yüzyılda tekrar kavuşacak. Bu düşünce bile heyecan verici.” sözleriyle projeye olan inancını dile getiriyor.


 

Bekir Bektaş - aa

İlgili Haberler


Benzer Haberler & Reklamlar