Kırsal Manastır Yaşamının İzinde: Aksu’daki Bizans Bazilikası

Isparta’nın Aksu ilçesinde, Zindan Mağarası önünde yer alan Bizans dönemi bazilikası ve manastır kompleksi, hem dini hem de üretim faaliyetlerini aynı çatı altında barındırmasıyla dikkat çekiyor. 5. yüzyılın sonlarına tarihlenen yapı, keşişlerin gündelik yaşamına ışık tutan atölye ve şarap işlikleriyle öne çıkıyor. Fresko izleri, küçük şapel uygulamaları ve özgün trikonkhos planıyla bu kutsal alan, Bizans kırsal manastır yaşamının nadir örneklerinden biri olarak günümüze ulaşıyor..

Bizans Döneminden Günümüze Uzanan İzler
Isparta’nın Aksu ilçesinde bulunan tarihi alan, Bizans dönemine ait mimari ve kültürel izleriyle arkeoloji dünyasının dikkatini çekiyor. Zindan Mağarası önünde konumlanan yapı, uzunlamasına dikdörtgen planıyla tipik bir bazilika örneği sunarken, aynı zamanda geniş bir manastır kompleksinin merkezinde yer alıyor. Asırlara meydan okuyan bu kutsal mekân, kırsal alandaki dini, kültürel ve sosyal yaşamı yansıtan çok katmanlı yapısıyla öne çıkıyor.

Araştırmalara göre milattan sonra 5. yüzyılın sonlarında inşa edilen yapı, Bizans dünyasında kırsal manastır yaşamını anlamak açısından büyük önem taşıyor. Kilisenin yalnızca ibadet için değil, aynı zamanda üretim ve gündelik faaliyetler için de kullanıldığı anlaşılıyor.

İbadet ve Üretimin Bir Arada Olduğu Mekânlar
Süleyman Demirel Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Dr. İbrahim Acuce’nin aktardığı bilgilere göre, kilise ve manastır kompleksi içinde keşişlerin gündelik üretim yaptıkları işlikler bulunuyor. Demirci atölyeleri ve şarap üretim alanları, dini yaşamın yanı sıra ekonomik faaliyetlerin de bu kutsal mekânın parçası olduğunu ortaya koyuyor.

Zamanla tahrip olan yapı, bir yangın sonrası kısmen kullanılmaz hale gelse de kutsallığını yitirmedi. Ana kilisenin naos kısmına inşa edilen küçük bir şapel, daha küçük topluluklara hizmet etmek üzere tasarlandı. Bu durum, yapının farklı dönemlerde yeniden işlev kazandığını ve ibadetin hiç kesintiye uğramadığını gösteriyor.

Freskolar ve Keşiş Hücreleri
Komplekste yer alan keşiş hücreleri, inziva yaşamının mekânsal karşılıklarını sunarken, duvarlarda bulunan fresko kalıntıları dini sembolizmin yüzyıllar boyunca sürdüğünü kanıtlıyor. Aziz tasvirleri ve kutsal sahnelerle süslenen bu freskolar, yapının işlevsel dönüşümünü ve kutsallığın sürekliliğini belgeleyen en önemli kalıntılar arasında yer alıyor.

Dr. Acuce, hem ibadetin hem de üretimin bir arada yürütülmesinin, Bizans dünyasında kırsal manastır yaşamını anlamak açısından eşsiz bir veri sunduğunu vurguluyor. Bu yönüyle Aksu’daki yapı, klasik şehir merkezli Bizans mimarisinden farklı bir karakter taşıyor.

Nadir Bir Mimari Tasarım: Trikonkhos Apsis
Yapının mimari açıdan en dikkat çekici unsurlarından biri trikonkhos planlı apsisi. Üç yapraklı yonca formundaki bu özel tasarım, Erken Hristiyanlık mimarisinde nadiren görülen örnekler arasında yer alıyor. Kilisenin bu özelliği, onu yalnızca kırsal bir dini merkez olmaktan çıkarıp Bizans mimari çeşitliliği açısından önemli bir inceleme alanına dönüştürüyor.

2002 ile 2021 yılları arasında dönemsel olarak yapılan sondaj kazıları, yapının kutsallığının antik dönemlere kadar uzandığını da ortaya koydu. Böylelikle Aksu’daki bu alan, yalnızca Bizans dönemine değil, aynı zamanda öncesine dair de önemli ipuçları sunuyor.

AA Bahadır Arıcı


Benzer Haberler & Reklamlar