UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve insanlık tarihinin bilinen en eski tapınak kompleksi olan Göbeklitepe’de, yeni bir insan heykeli keşfedildi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ve kazı başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’un açıklamaları, bu buluntunun Neolitik döneme dair yerleşik anlayışları sarsabilecek nitelikte olduğunu ortaya koyuyor. Adak amacıyla yerleştirildiği düşünülen heykel, Göbeklitepe’nin ritüel yapıları ve sanat anlayışı hakkında yeni kapılar aralıyor.
Adak Niteliğinde Eşsiz Bir Buluntu
Şanlıurfa’da bulunan ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine tarihlenen Göbeklitepe’de yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında, duvar içine yerleştirilmiş insan figürlü yeni bir heykel gün yüzüne çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, bu önemli keşfin, Neolitik döneme dair birçok algının yeniden değerlendirilmesini gerektirebileceğini ifade etti.
Yazgı, “Göbeklitepe’nin B ile D yapıları arasında yer alan bir odada, duvarın içerisine sırtüstü yatırılmış ve kırık halde bir insan heykeli bulduk. Bu heykelin yerleştiriliş biçimi ve yeri, onun adak niteliği taşıdığına işaret ediyor” diyerek eserin sembolik değerine dikkat çekti. Göbeklitepe’deki kazı çalışmalarının yoğun şekilde sürdüğünü belirten Yazgı, benzer yeni keşiflerin de yolda olduğunu vurguladı.
Sanat, Ritüel ve Bilinmezlik
Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, buluntunun boynuzsuz bir baş ve gövdeye sahip olduğunu, ayak kısmının ise eksik olduğunu belirtti. Heykelin sırtüstü yatırılmış ve kırık bir şekilde bulunmasının, bilinçli bir yerleştirme olabileceğini ifade eden Karul, bu detayın eserin ritüelistik işleviyle ilişkili olabileceğini söyledi.
“Neolitik dönemde heykellerin bu şekilde yerleştirilmiş olması çok sık karşılaştığımız bir durum değil. Duvar içine adak olarak konulmuş olması, bu yapının belirli ritüel pratiklere sahne olduğunu düşündürüyor. Estetik açıdan ise heykel, dönemin heykeltıraşlık anlayışını yansıtan dikkat çekici bir örnek” dedi.
Karul ayrıca, Göbeklitepe’deki sanatsal üretimin sadece sembolik değil, aynı zamanda sosyal hafızayı da şekillendiren bir unsur olduğunu belirtti. Heykelin işlevine dair nihai değerlendirmelerin, kazıların ilerleyen safhalarında yapılabileceğini söyledi.
Neolitik Dönem Algılarında Yeni Sayfa
Bu buluntu, Göbeklitepe’nin sadece ilk tapınak değil, aynı zamanda gelişmiş bir ritüel ve sanat anlayışına sahip topluluklara ev sahipliği yaptığını bir kez daha gösteriyor. Duvar içerisine yerleştirilen heykelin, inanç sistemleri, toplumsal yapı ve sembolik iletişim açısından yeni değerlendirmelere olanak sağlayacağı düşünülüyor.
Bakan Yardımcısı Yazgı, “Göbeklitepe yalnızca arkeolojik değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza alanıdır. Bu yeni buluntu, Neolitik dönemdeki insanın düşünsel dünyasını daha yakından anlamamıza imkan tanıyor. Ekiplerimiz her bir detay üzerinde titizlikle çalışıyor” diyerek Göbeklitepe’nin güncelliğini ve önemini vurguladı.
Göbeklitepe’nin dünya arkeoloji literatüründeki yerini daha da sağlamlaştıran bu keşif, tarih öncesi dönem insanının inanç, sanat ve sembolizmle kurduğu ilişkinin çok daha derin olduğunu ortaya koyuyor.
Rauf Maltaş - aa

Suriye'de Kayıp Ebla Arşivi İdlib Müzesi’ne Döndü
Zile’nin Çok Katmanlı Tarihi Turizmde Yeni Bir Dönem Açıyor
Gaziantep Kalesi Restorasyonu Tamamlandı
Karahantepe Ören Yeri'nde Karşılama Merkezi ve Çatı Çalışmaları Sürüyor