Bilinen tarihi değiştirecek bir bulgu mu?

Bilinen tarihi değiştirecek bir bulgu mu?

Bilim adamları şaşkın! Bilinen tarihi değiştirecek bir bulgu mu yoksa tarihsel gösterilen bir kurgu mu?

Tarih 3 Mayıs 2016... 

Elazığ’ın Harput mahallesinde ağaçlandırma yapılıyor...
Tarihi Harput Kalesinin 250 metre Doğusundayız...
Dozer kepçesi 5 metrekarelik devasa taşa çarpıyor...
Yaklaşık bir buçuk metre derinlikteki taş çarpmanın etkisi ile hasar görüyor... Buna rağmen üzerindeki figürler net olarak seçilebiliyor...
Muhtelif insan, hayvan ve hayali yaratıklara ait figürler var rölyefte...
Bir kale savunması, savaş sahneleri, ticaret ve nehir yolculuğu canlandırılmış...

İşçiler hemen İl Kültür Müdürlüğünü arıyorlar...
Kültür Müdürlüğü yetkileri gelip itinalı inceleme yapıyor...

Yerel kalker taşından oyulmuş, 277x242 ebatlarında, yaklaşık 15x20 santimetre kalınlığında kabartmalı kaya bloğu yaklaşık 4 ton ağırlığındaydı.

Yerinde inceleme sonrası taşın tarihi kalıntı olduğuna kanaat getirilerek, taş müzeye götürülüyor...

Şu anda Kültür Bakanlığı’nın incelemeleri sürüyor... İncelemeler sonrası taş hakkında resmi açıklama yapılması bekleniyor..

Arkeoloji TV olarak görüntülerden hareketle ne olabilir sorusuna cevap aradık:

Medyaya yansıyan görüntüler incelendiğinde uzmanlar büyük şaşkınlık yaşıyorlar...

Kelimenin tam anlamı ile bilim adamlarının kafası karışık...

Çünkü taş bilinen hiç bir tarihi devire ve kültüre uymuyor...

Yaşı konusunda, ilk incelemelere göre tarihleme yapılabilecek ipucu da yok. Arkeologların bir kısmı M.Ö. 700 yılları olabilir görüşünde...
Uzmanların bir kısmına göre; figürlerin karışıklığı ve sakalsız oluşları, Geç Hitit dönemine ait olma ihtimali doğuruyor. Fakat bu sadece tahminden ibaret...

Kabartmalı kaya blogunda tarihçilerin hayli tanıdık bulduğu kanatlı figür yani Tanrıça İştar ise Asur esintisi olarak yorumlanıyor... Türk mitolojisine Al Karısı olarak nitelendirilen çocukları kaçıran kötü yaratığın bir türevi bu figür...

Ancak taşın sağında görülen su akıntısının içindeki balık, kaplumbağa ve kayık dışında, rölyefteki hiç bir nesne veya insan figürüne Asur döneminde bu şekilde rastlanmıyor....

Acaba bu taşı kimler, hangi amaçla yaptı, ne anlatıyorlardı?

Şimdilik muamma.

Uzmanların ilk etaptaki görüşleri şöyle:

Ankara Üniversitesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi Anabilim Dalı Başklanı Prof. Dr. Tayfun Yıldırım, “Eseri doğrudan görmeden yorum yapmak zor. Asur dönemi olabilir ama genel tarza uymuyor. O döneme ait ise merkezi alanda değil taşrada üretilmiş eser olabilir. Kanatlı figür daha önceden tanıdık ama diğer figürler yorumlanamayacak kadar karışık” dedi.

PROF: ORTMANN: RÖLYEFİN GERÇEKLİĞİ KONUSUNDA CİDDİ ŞÜPHELERİM VAR

Prof Dr. Winfried Orthmann; “
Genel bakışta sahneler birbirine uyumsuz. 
Taş şekli, farklı figür şekilleri, sahnelerin karışımı ve kabartma yüzeyinin olağanüstü dağılımı... Bütün bunlar göz önüne alındığında Yeni Asur döneminin tarihsel kabartmalarına dayalı modern bir taklit olabilir... Burgulu gövdeli figür, Lilith’i anımsatıyor. O bir Asur İblisi. Surların üzerindeki insanlar tuhaf ama Assur kuşatma sahnesi gibi görünüyor. Tekerlekler üzerindeki kule de bir Asur kuşatmasından dedirtebiliyor, ancak diğer unsurlar birbirine uyumsuz. 
Rölyefin gerçekliği konusunda ciddi şüphelerim var... Diğer taraftan, keşfin yeri ve haberleri göz önüne alırsak, orijinal olma ihtimali de var. Sahte olduğunu varsayarsak; kim, hangi amaçla bu kadar zahmetli bir çalışma yapıp, onu derin bir yere gömebilir ki? Böyle bir şey yapanın amacı ancak çok para kazanmak olabilir.
 Böyle bir ihtimal var mı? Bu konuda kesin teşhisi Elazığ’daki bilim adamları yapabilir, onların görüşlerini çok merak ediyorum. Sonuçta bizler sadece resim ve görüntüler üzerinden yorum yapabiliyoruz Bu da çok sağlıklı olmuyor....

Eser konusunda görüşlerine başvurduğumuz Mainz Üniversitesi ön Asya ve prehistoric bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Alexander Pruß ve Dr. Aaron Schmitt de eserin orijinal olduğuna inanmanın zor olduğu görüşünde. Onlara göre de Asur etkileri yanında pek çok yabancı kültür ve tanımsız figür var....






Asur tarihi üzerinde çalışmalar yapan Arkeolog Winfried Orthmann da rölyefin yer yer Asur izleri barındırdığını ama genel hatları ile buna Asur eser denmesinin münkün olmadığımı belirtiyor. Arkeolog Winfried Orthmann taşın dış kısmında çerçeveyi andıran çizgiyi de şaşırtıcı buluyor ve eseri görmeden sağlıklı yorum yapmak mümkün değil diyor..

Bölgedeki İslam Medeniyet izleri konusunda araştırmaları bulunan Bonn üniversitesi arkeoloji bölümünden sanat tarihi uzmanı Nur Öztilmaç ise, “Farklı farklı zamanlar ve bölgeler görüyoruz. Sağ üstteki zincirlenmiş mahkumların sunumu M.Ö. 2500 ve 1500 arasında tespit edilebilir bir sunum. Burgulu bacaklı, kanatlı canavar Eski Babil ve Asur döneminde M.Ö. 1800-600 yılarına ait bazı mühürlerin üzerinde yer alıyor. Genel baktığımızda, sahneler birbirine uymuyor. Sol alt tarafta yatan çıplak insanın önünde oturan iki kişi beklenmedik bir sahne. ikinci sol bölümde sola bakan kişi de kayıt dışı bakıyor, karşısında kimse yok; Sağda şehir müdafaası için mücadelesi verenleri. Resim oldukça garip, dışta yer alan anahat çizgileri ise tamamen şaşırtıcı. Daha önce hiç böyle bir form görmedim” diyor...

DOÇ. DR. TAHİR ERDOĞAN: İŞUVA İNANÇLARI DİKKAT ÇEKİYOR...

Sanat Tarihi uzmanı Doç. Dr. Tahir Erdoğan Şahin, “Eseri görmek lazım. Bu hali ile sadece teorik yorumlar yapabiliriz. Detaylı analiz mümkün değil... Figürler sadece günlük hayatı anlatmıyor. Resimlerde maddi ve manevi alemler iç içe anlatılmış görünüyor, dolayısı ile iki farklı alem var ortada. Farklı dönemler içermesi bundan kaynaklanabilir. Ara bir dönem olduğunu düşünebiliriz. Öte yandan burası Hititler çağında İşuva olarak adlandırılan bölge. İşuva’da Doğu ve Batı kültürünü sentezleyen inanç yapısı, Teşup – Teşoya inancı dikkat çekicidir. Bu bölgede hem Hititlerin, hem perslerin, hem mittanilerin etkilerini görmek mümkündür. İlk bakışta; Hurri, Mittani ve Komagene kültürlerinin etkileşimin olduğu bir sentez gibi algılanıyor. Kesin bir şey söylemek imkansız” dedi.


Taşın devamının bulunduğunu düşünen bilim adamları da var...

Edinebildiğimiz bilgilere göre, taşın bulunduğu bölgede yakın zamanda kazı planlanıyor.... Belki kazılar sonucu taşla ilintili başka parçalarda bulunabilir...
 


Benzer Haberler & Reklamlar