Diyarbakır İçkale’de yer alan Amida Höyük’te yürütülen arkeolojik kazılar, Yakın Doğu’nun çok katmanlı tarihine ışık tutan yeni bulgular ortaya koyuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ve Dicle Üniversitesi işbirliğiyle sürdürülen çalışmalar, Hurriler dönemine tarihlenen Diyarbakır surlarının en eski bölümünü gün yüzüne çıkararak, kentin 10 bin yıllık kesintisiz yerleşim tarihini yeniden değerlendirmeye açıyor.
On Bin Yıllık Bir Yerleşim: Amida Höyük’ün Tarihsel Sürekliliği
Hurri-Mitannilerden Osmanlılara uzanan geniş bir medeniyetler dizisine ev sahipliği yapan Amida Höyük, Anadolu ve Mezopotamya tarihinin kesişim noktasında yer alıyor. Hurriler, Asurlular, Urartular, Persler, Helenistik krallıklar, Roma ve Bizans yönetimleri ile İslam ve Türk-İslam devletlerinin ardışık izlerini barındıran höyük, Diyarbakır’ın tarihsel kimliğinin çekirdeğini oluşturuyor. Bu çok katmanlı yapı, Amida’yı yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de önemli bir arkeolojik referans alanı haline getiriyor.
İçkale Artuklu Sarayı Kazıları ve Geleceğe Miras Projesi
2018 yılında başlatılan kazılar, İrfan Yıldız başkanlığında, Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi yürütücülüğünde devam ediyor. Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, Diyarbakır İçkale’deki Artuklu Sarayı kazıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında ele alınıyor. Bu çerçevede yürütülen çalışmalar, yalnızca yapı kalıntılarını ortaya çıkarmayı değil, alanın kamusal ve kültürel işlevini yeniden canlandırmayı da hedefliyor.
Alay Meydanı’nda Ortaya Çıkan En Eski Sur Bölümü
2025 kazı sezonunda sarayın kuzeyinde yer alan ve tarihsel kaynaklarda “Alay Meydanı” olarak anılan bölümde yoğunlaşıldı. Yaklaşık 5x5 metre ölçülerinde açılan 26 sondajda, toplam 650 metrekarelik alanın kazısı tamamlandı. Bu çalışmalar sırasında, Diyarbakır surlarının en eski evresine ait olduğu değerlendirilen, Hurriler dönemine tarihlenen bir sur segmenti gün yüzüne çıkarıldı. Yaklaşık 135 santimetre yüksekliğinde ve 17 metre uzunluğundaki bu bölüm, yaklaşık bir asırdır toprak altında bulunuyordu.
Ortaya çıkarılan sur kalıntıları, erken dönem savunma mimarisine dair önemli teknik veriler sunuyor. Büyük boyutlu düzgün kesme taşların üst yapı malzemesi olarak kullanıldığı, temel kısmında ise daha küçük kırma taşların tercih edildiği tespit edildi. Bu durum, erken çağlarda bile gelişmiş bir mühendislik bilgisinin uygulandığını gösteriyor.
Katmanlı Mimari: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İzler
Kazı alanında yalnızca antik dönemlere değil, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait izlere de rastlandı. Osmanlı döneminde surların önüne eklenen mekânlara ait iki kemerin başlangıç seviyeleri açığa çıkarıldı. Ayrıca Cumhuriyet döneminde alanın yoğun kullanımı nedeniyle betonarme yapılara ait kalıntılar da belirlendi. Bu durum, Amida Höyük’ün yalnızca antik çağlarda değil, modern dönemde de kentsel yaşamın merkezinde yer aldığını ortaya koyuyor.
Ana Kayaya Ulaşan Kazılar ve Diyarbakır’ın Geleceği
Kazıların 4 metre 45 santimetre derinliğe kadar ilerlediğini belirten Yıldız, Diyarbakır’ın altını kaplayan ana kayaya ulaşıldığını ifade etti. Bu kayalığın tarih boyunca yapı malzemesi olarak kesilerek kullanıldığı, insanın teknolojiyle kurduğu ilişkinin ilk dönemlerden itibaren izlenebildiği vurgulandı.
Amida Höyük’ün, Filistin’deki Eriha’dan sonra kesintisiz yaşamın sürdüğü en eski ikinci kent olarak değerlendirildiğini belirten Yıldız, alanın Diyarbakır Arkeoloji Müzesi ve İçkale ile aynı lokasyonda bulunmasının önemine dikkat çekti. Kazıların tamamlanmasının ardından Alay Meydanı’nın çevre düzenlemesi yapılarak, binlerce yıl önce törenlere ev sahipliği yapan bu alanın yeniden açık hava etkinliklerine kazandırılması hedefleniyor.
Aziz Aslan aa

Türkiye’nin Doğal Hafızası: 10 Bin Anıt Ağaç, 319 Mağara
Halaf Kültürü bitki motiflerinin sırrı: Ortadoğu Çömleklerindeki prehistorik matematik
Bakır çağı insanları aslan saldırısına uğrayan birini tedavi etmeyi başarmış
Neandertal Burnuna Dair Tahminler, Altamura Neandertal Fosili ile Sarsıldı